banner306

Kangırı Çankırı olalı…

 Geçtiğimiz günlerde bir esnaf arkadaşımın bürosunda oturuyoruz…

Arkadaşım telefonda görüştüğü firma yetkilisinden Adana’dan istediği paketin ertesi gün eline ulaştırılmasını istiyor ve adresi yazdırıyordu.

Telefonun karşı tarafındaki ses “Paketinizi Çankırı/Ankara olarak kargoya veriyoruz efendim” yanıtını verdiğinde yine sinir katsayım arttı.

Hiç beklemediğiniz bir ortamda aynı paranoyayı yaşamak, birilerine Çankırı’nın bir il olduğunu anlatabilme ve izah edebilmek zorunda kalmak oldukça keyifsiz bir durum.

Bu durumla karşılaşan Çankırılılar, hepimizin yaptığı gibi bildik esprili bir dille ‘Coğrafya dersinize beden hocası mı giriyordu?’ girizgâhıyla başlar söze ve uzun uzadıya Çankırı’yı kafasındaki harita da canlandırarak anlatmaya başlar.  

‘Hani, Ankara var ya! Türkiye haritasının tam ortasında yer alan. Hemen onun üstünde’gibi cümlelerle karşımızdakine anlatmaya çalışırız. Ne kadar cahil olduğunu, yaranlıktan gelen nezaket gereği yüzüne karşı haykıramasakta bunu içimizde bir uhde olarak tutarız.

Ancak bir gerçeği kabul etmeliyiz!

Çankırı’nın bir il olduğunu bilmeyenler sadece cahil olarak düşündüklerimiz değiller. Bunların içinde mühendis, doktor, mimar gibi nice okumuşlarda yer alıyor.  Aslında bu konu üniversitede sosyolojik açıdan araştırılacak bir tez konusu olarak ele alınmalı.

Ya da durun!

Gerçekten Ankara’nın metropol bir ilçesi olup tamamen kurtulsak mı bu dertten?

Belki o zaman mum dibini aydınlatacak, birçok sorunumuz düzelecek ve KangiriÇankırı olalı çektiği eziyet son bulmuş olacak.

Hilmi Efendiyi anmak ve anlamak!

17 Şubat Astarlızade Mehmet Hilmi Efendi’nin 49. Ölüm yıldönümüydü.

Ankara ve Çankırı’da iki ayrı programda Astarlızade Mehmet Hilmi Efendi’yi andık. İki anma programına da katılmakla birlikte konuşmacıların verdiği bilgiler ışığında kısaca Mehmet Hilmi Efendi’den bahsetmekte yarar var.

Çünkü, çoğu kimsenin gözünde bir tarikat şeyhi demek gerici, yobaz kafalı, anlamlarını beraberinde taşımakta.

Olaya gerçek pencereden baktığımızda ise yaşadığı döneme damga vuran Mehmet Hilmi Efendi, 6 dil bilen etrafındaki insanlara modern ziraatı öğreten ve ilk başta kendisi ziraatla uğraşarak üreten bir tarikat şeyhi.

Çankırı’da ilk radyonun onun evine gelmesi teknolojiyi yakından takip ettiğini bir göstergesi. Yazdığı divan şiirleri dönemin entelektüellerinden biri olduğunun önemli işaretleri arasında yer alıyor.

İlahiyatçı, Prof. Dr. Hasan Onat’ında söylediği gibi, günümüzde kaç din adamıyım diye ortalıkta dolaşan başka bir lisan biliyor?  Arapça dahi bilmiyorlar.

Üstelik üretmekten ziyade işi tamamen ticarete dökmüş faaliyet gösteren grupların olduğunu düşünürsek. Hilmi Efendi’nin başta Çankırı ve İç Anadolu olmak üzere topluma kattığı faydalar saymakla bitmez.

Açıkçası kendim olmak üzere toplumun büyük bir bölümü Hilmi Efendi’yi tam manasıyla tanımıyor.

Önümüzdeki sene ölümünün 50. Yıldönümüne denk gelmesi sebebiyle daha güzel ve geniş katılımlı programlarla kedisini anmalı ve gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Bu konuda Çankırı Postası ve şahsıma düşen görevleri almaya hazır olduğumu belirtmek isterim.

Çankırı Postası farkıyla Canlı Yayın keyfi

Geçtiğimiz günlerde Çankırı Postası’nda bir ilki daha gerçekleştirdik. Kurşunlu TOKikonutları kura çekimini canlı yayınla ekranlarınıza getirdik.

Aslında kuraların çekileceği gün gece yarısı verdiğimiz ani bir kararla da olsa yaptığımız yayın yer yer 300’lere varan izlenme oranıyla oldukça ilginç bir sonuç olarak karşımıza çıktı.

Canlı yayın duyurusunu birkaç gün önce yapabilseydik belki de bu rakam binlere kadar çıkacaktı.

Çankırı Postası olarak bu ilk yayınımızdan aldığımız netice bizlere bu alana yoğunlaşma gereği hissettirdi.  

Buradan siz okuyucu ve izleyicilerimize ilk müjdeyi vermek istiyorum.

Gelecekte önemli organizasyon ve programları Çankırı Postası farkıyla canlı olarak sizlerin ekranlarına getireceğiz.
 

Şimdiden alt yapı ve yatırım çalışmalarımız başladı.

Siz okuyucularımdan isteğim ise, bu çalışmayla ilgili öneri ve eleştirilerinizi tarafıma iletmeniz.

YORUM EKLE

banner304