Dönemin despotik güçlerinin materyalist ve pozitivist fikirlerini dayatmalarına rağmen o, 35 yıl boyunca yayın hayatına devam eden Büyük Doğu mecmuasıyla edebî, fikrî ve siyasî sahalarda amansız bir mücadele verdi.
Batı kültürünün içinde yetişen ve saf şiirin asrımızdaki en güçlü temsilcisi olarak görülen Necip Fazıl, "Allah" demenin yasak olduğu bir dönemde inandığı değerler uğrunda "ciğerinden kalemine kan çekerek" davasının, kendi ifadesiyle "hohlaya hohlaya" buz dağlarını eritmenin mücadelesini vermiştir. İşte bu duygularla 1973 yılında Çankırılıların büyük bir coşkuyla karşıladıkları "Sultanü'ş-Şuara" (Şairler Sultanı) Kısakürek, Çankırı’da konferans vermişti. Necip Fazıl’ın Çankırı’ya geleceği Belediye hoparlörlerinden Çankırılılara anons edilmiş. Çankırılılar Büyük Sinemayı genci yaşlısı, kadını erkeği ile tıka basa doldurmuşlardı.
O gün Çankırı’da yaşanan heyecanı yazarımız Metin Yılmaz köşesinde şöyle anlatıyor:
Dönemin Çankırı Müftüsü Seyfullah Kotanoğlu ile Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in muhabbetleri üst düzeymiş. Kotanoğlu her fırsatta Üstad’ı konferans için Çankırı’ya davet edermiş ama bir türlü kısmet olmamış…
Fotoğrafta protokolde en ön sırada oturanlar: Çankırı Müftüsü Seyfullah Kotanoğlu (en sağda), Abdullah Özay (Hasarap) sağdan üçücü, Haşim Zincircioğlu (sağda beşinci) yer alıyor. Fotoğrafta tespit edemediğimiz isimleri tanıyanlar bilgi vermeleri halinde listeye ekleyeceğiz.
Necip Fazıl’ın Kastamonu programını öğrenen Müftü Kotanoğlu fırsat bu fırsat deyip Üstad’a yüklenmiş…
Bu hikâyeyi rahmetli Müftümüzün oğlu Dr. Mustafa Kotanoğlu’ndan dinleyelim:
Necip Fazıl Kısakürek Kastamonu’da konferans verecekmiş… Bunu duyunca nasılsa Çankırı üzerinden geçecek diye içinden geçiren babam, aralarındaki muhabbete dayanarak Çankırı’da da bir konferans vermesini rica ve ısrarında bulunmuş…
Necip Fazıl zaman darlığı nedeniyle öğlen mutlaka Kastamonu’da olmasını gerektiğini söyleyince, babam o saatte kendisini Kastamonu’ya yetiştireceklerini sözünü vermiş.
Biraz emri vaki ’de olsa Necip Fazıl’ın Çankırı’ya geleceği Belediye hoparlörlerinden Çankırılılara anons edilmiş.
Çankırılılar Büyük Sinemayı tıka basa doldurmuşlar…
Necip Fazıl yoğun tezahürat altında kürsüye çıkmış, ilk cümlesi
“- Ey Çankırılılar, bu hoca size yeter! Benim konuşmama hiç gerek yok” olmuş.
Üstad konferans bitiminde sevgi seliyle uğurlanmış Çankırı’dan.
"Ateşte ve cımbızda" bile olmadığını söylediği büyük fikir çilesi ona, "bir kanlı şafakta, yepyeni bir dünya hediye edecek", "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan gençliğin yetişmesi uğrunda tam otuz küsur yıl zindanlarda işkence görecek, "akrebin kıskacında bir hayat" yaşayacaktı. Ve bir gün, günü gelince "iyi insanların iyi atlara binip gittiği" âleme göçecektir.
Ömrünü ve bütün mücadelesini "tırnaklarıyla kazıyarak" ulaştığı "mutlak hakikat"e, kendi çok sevdiği ifadesiyle "öteler"e ve eşyanın hakikatine kenetleyen büyük şair, benliğin nefsinden toplumun ve cemiyetin nefsine hitap eden bir davanın çevresinde örgülenmiş hayatı ve sanatında, hep "Yüceler"i, "Mavera"yı ve "Allah"ı anlatmış ve sanatkârı "Allah'ı aramak memuriyetinde olan zamanın hakiki Fatih'i" şeklinde yorumlamıştır.
Çankırı Postası
Güncelleme Tarihi: 18 Aralık 2014, 01:32
rahmetli necip fazılın halk sinemasında konferans verdiğini duymuştum ama yanılmış olabilirim.konferansın çok muhteşem ve heyecanlı geçtiğini ve rahmetli necip fazılın konferansa 2 kere sigara molası vererek devam ettiğini canlı şahitlerden dinlemiştim. necip fazıla ve kotanoğlu hocamıza bir kere daha allahtan rahmet diliyorum.