Türk Eğitim-Sen Çankırı Şube Başkanı, Türkiye Kamu-Sen Çankırı İl Temsilcisi Nuh Yalçın, Çankırı’da katıldığı bir programda konuşan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un açıklamalarına cevap veren Eğitim Bir Sen Çankırı Şube Başkanı Kasım Karatekin’e dozajı yüksek sertlikte yanıt verdi.
Karatekin’i “EBS isimli örgütün Çankırı’daki başı” ilan eden Yalçın, “Ey Kasım Karatekin; Bizi iyi izle! İzle ki, onbinlerce okul müdürünün yöneticilik kazanımını gaspeden düzenlemeden ahlaksızca nemalanmak yerine, buna karşı onurluca direniş nasıl ortaya konulurmuş öğren” dedi.
20 Nisan 2014 tarihinde Türkiye Kamu-Sen İl Temsilciliği tarafından “Öğretmenler Günü ve Türkiye Kamu-Sen Çankırı Buluşması” programın konuşan Genel Başkan İsmail Koncuk’un basına yansıyan açıklamasına “Eğitim Bir Sen’e ve onun üyelerine sendikacılık öğretmek Koncuk’un haddine değildir. “diyerek yüklenen Karatekin’e Nu Yalçın’dan cevap geldi.
Nuh Yalçın açıklamasında şunları kaydetti:
Ülkemizde memur sendikacılığının yıldızı ve kamu çalışanlarının cesur sesi olan Sayın Genel Başkanımız, konuşmasında kamu çalışanlarının genel problemlerine değinmiş, önümüzdeki sürece dair değerlendirme ve tespitlerde bulunmuştu.
Ancak görülmüştür ki, Sayın Genel Başkanımızın son derece gerçekçi, mesnetli ve kamuoyunun gözleri önünde cereyan eden hadiselere yönelik ortaya koyduğu tespitleri birilerine dokunmuş ve birilerini rahatsız etmiş!
Memnun-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen Çankırı Şube Başkanı Kasım Karatekin, tespitlerden o kadar rahatsız olmuş ki, zihin dünyasında oluşturduğu hezeyanları Sayın Genel Başkanımıza ithaf ederek, eğitimcilerden özür dilemesini istemekte. Sayın Genel Başkanımızın eğitimcilere ve okul müdürlerine hakaret ettiğini iddia ederek ayrımcılık yaptığı iftirasını ağzından dökmekte.
Kasım Karatekin’e soruyorum; Sayın Genel Başkanımızın konuşmasında ifade ettiği “Uyduruk değerlendirmelerle, milli eğitim teşkilatında oluşmuş çetelerin gayretleri ile arkadaşlarımızın alın terleri hiç hesaba katılmadı. Büyük oranda tek özelliği yandaşlık, yalakalık yapmak olan, liyakatsiz ve kabiliyetsiz insanlara okullar teslim edildi.” ifadelerinin neresi iftiradır ve hangi şerefli eğitimciye hakarettir?
Geçtiğimiz haftalar içerisinde okul yöneticileri için yapılan değerlendirmelerle ilgili o kadar fazla ucube uygulamaya şahit olundu ki, bunların birçoğu da basına yansıdı.
Hatta Milli Eğitim Bakanı dahi “Bu kadarını beklemiyorduk…” diyerek yapılan hukuksuzlukları kabul ve itiraf etmek durumunda kalmadı mı?
Okul müdürlerinin atanması süreci, adeta, Milli Eğitim Bakanlığı’nda çöreklenmiş bir paralel çetenin yağma ve talan seremonisine dönüşmedi mi?
Aşağıda sıraladığımız şu birkaç örneği, acaba sorumlu(!), duruş sendikacılığı(!) yapan sendikanın Sayın Çankırı Şube başkanı nereye sığdırabilecek merak ediyorum:
İstanbul’da her biri 5 kişiden oluşan 9 komisyonun 45 üyesinin 44’ü EBS üyesiydi. Ey, EBS Çankırı Şube Başkanı, işte, iddia ettiğiniz “birleştirmeye dayanan sendikacılık anlayışınızın” hâkim olduğu bu komisyonların marifetiyle; Maltepe ilçesinde 85 üzeri puan alan 19 kişiden 18’i EBS üyesi, Kadıköy’de 90 ve üzeri alan 29 kişiden 28’i EBS üyesi, Kartal ilçesinde 85 ve üzeri alan 26 kişinin tamamı EBS üyesi, Bağcılar ilçesinde 90 ve üzeri alan 29 kişiden 28’i EBS üyesi.
Sadece İstanbul mu? Tabii ki hayır! Ülkenin her ilinde durum farklı değil. Örneğin Karaman; 85 ve üzeri alanların tamamı EBS üyesi! Çankırı’da da mülakatlarda durum aynı değil mi?
Okul yöneticilerinin değerlendirilmesi ve yeniden atamalar için yapılan sözlü sınavlarda yaşanan bu rezillikleri dile getirmek; tek başarı kriterinin EBS isimli yapıya biat etmenin kabul edildiği bu rezil süreci, bu sürecin müsebbiblerini ve bu rezalet dümeninden nemalanmak için her çirkinliğe eyvallah çekerek sürünenleri eleştirmek neden eğitimcilere hakaret olarak çarpıtılıyor merak ediyorum!
Birileri, gayri ahlaki marifetlerini perdelemek ve gerçekleri örtmek için çamurluğa mı gayret etmekteler acaba?
EBS Çankırı Şube Başkanı, şunu iyi anla:
Türk milli eğitiminin cefakâr, fedakâr ve ahlaklı eğitimcilerinin hak, hukuk ve kazanımlarının muhafazası için bir an olsun mücadelemizden geri durmayacağız. Yıllarını eğitime adamış, gece gündüz demeden hizmetinden geri durmamış; emekleri, kariyerleri ve haysiyetleri bir kanunla yok sayılan eğitimcilerimiz, okul yöneticilerimiz Türk Eğitim-Sen’in bu onurlu duruşunu takdir etmekte ve desteklemektedir.
Bunun dışında da bilmenizi istiyoruz ki; sizi, tetikçiliğini yaptığınız ağababalarınızı ve eşkıya düzeninden nemalananları rahatsız etmeye devam edeceğiz.
EBS isimli örgütün Çankırı’daki başı olan Kasım Karatekin, yaptığı basın açıklamasında bunlarla da yetinmemiş.
Okullarımıza Kürtçe eğitimi sokan, “Sen ne mutlu Türküm dersen, öteki de ne mutlu Kürdüm der” safsatasıyla milli kimliğimiz olan Türklüğü sadece bir etnisitenin adından ibaretmiş gibi kabul eden bir örgütün temsilcisi olarak kalkmış, sendikamızı etnik sendikacılık yapmakla itham etmiş. Bizim Anayasal ilke ve değerlerimizden olan milli kimliğimize sahip çıkıyor olmamız ya da Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu ve Anayasamızda belirtildiği üzere eğitim dilinin de sadece Türkçe olabileceği iddiamız acaba Sayın Karatekin’i neden rahatsız etmiş anlayamıyoruz.
Kasım Karatekin, epey bir süredir ağa babalarının ağızlarına almadığı “darbeci” söylemine de sarılmış -Sanırım kendisi “büyüklerinin” şu an darbeci diye on yıldır giydirdikleriyle pek ala münasebet içerisinde olduğundan bi haber! Kalkmış, sendikamızı darbecilerin postallarını bağlamakla itham etmiş. Ey Karatekin, bırak bu sahte kabadayı edalarını; birçoğunuz, 28 Şubat sürecinde sünepe köşelerde sinerken, Türkiye Kamu-Sen’in yiğit yöneticileri TBMM koridorlarında ve Başkent sokaklarında vatandaşlarımızın yakalarına “Kesintisiz Demokrasi İstiyoruz” diye kokartlar takıyordu. Birçoğunuz kamufle oldukları deliklerinde titrerken, Türkiye Kamu-Sen’in şube başkan ve yöneticileri başörtüsü eylemlerinden dolayı Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanıyordu. Darbecilere ev sahipliği yapmakla bize iftira atıyorsun ama düne kadar ağzınızdan düşürmediğiniz Ergenekon örgütünün 1 numarası Doğu Perinçek’e 28 Ocak 2006 tarihinde Memur-Sen Genel Merkezinde “Türkiye Nereye Gidiyor” başlıklı konferans verdirdiğiniz gerçeğini nasıl saklayacaksınız.
İçine düştüğünüz çukurun zilletinde boğulurken ve ayıbınızla oturup yüzünüz kızarması gerekirken; başörtüsü karşıtıymış gibi sendikamızı itham ederek sendikamıza ve mensuplarımıza iftira atabiliyorsunuz.
Başörtüsü üzerinden, mescid üzerinden, manevi değerlerimiz üzerinden yalan ve iftiralar ortaya atarak süreçten nemalanma gayretinde olmak, ortak değerlerimiz üzerinden toplumumuzu kutuplaştırmak, günü kurtarmak için muhatabını tahkir edecek gerçek dışı beyanlarda bulunabiliyorsunuz.
Ey Kasım Karatekin;
Bizi iyi izle!
İzle ki, sendikal mücadele nasıl yapılır öğren,
İzle ki, siyasi iktidara kapı kulu olmadan eğitim çalışanlarının hak mücadelesi nasıl yürütülür öğren,
İzle ki, onbinlerce okul müdürünün yöneticilik kazanımını gaspeden düzenlemeden ahlaksızca nemalanmak yerine, buna karşı onurluca direniş nasıl ortaya konulurmuş öğren,
İzle ki; bir yandan işverenimiz olan Hükümete ve diğer yandan da en temel kazanımlarımızın gaspedilmesine rağmen siyasi iradeye ruhunu ipotek etmiş sözde hak savunucularına karşı nasıl ilkeli bir duruş sergilenirmiş öğren,
İzle ki, tehditlere ve ahlaksız tekliflere rağmen adam gibi duran yiğit eğitim çalışanlarının bayrağı altında toplandığı SENDİKA nasıl olunurmuş öğren!
İzle ve gıpta et!
Çankırı Postası
Güncelleme Tarihi: 01 Aralık 2014, 02:46
Başkanım söyleyeceğini söylemiş , bize de alkışlamak düşer