Bayramlar Bayram Ola

 Televizyonda Kurban Bayramı  için hazırlanmış kısa bir film vardı. Apartmana yeni taşınmış aile Kurban Bayramında kurban kesemiyordu. Çocuk apartmana gelen kurbanlıkları görünce baba biz ne zaman keseceğiz diye söyleniyordu. Tabi baba kurban kesememenin acısını yüreğinde hissediyordu. Apartmanda komşuluk ilişkileri olmadığından kimin kurban kesip kesmediğini bilmiyorlardı. Nihayet bayram günü evde çocuklar komşuların getireceği bir kurban eti bekliyorlardı. Apartmanda herkes  sadece o kurban kesmemiştir diye kurban etlerini kapıcıya veriyorlardı. Nihayet kapıcının buzdolabında et koyacaK yer  kalmayınca kapıcı etleri koymak için kurban kesmeyen apartman sakininin kapısının zilini çalınca içerden çocuk et geldi diye sevindi. Kapıyı açan ev sahibi kapıcının elindeki etleri gördü. Kapıcı kusura bakmayın bizim buzdolabında et koyacak yer kalmadı, sizin buzdolabınıza koyabilirmiyim dedi. Gerçekten yürek sızlatan bir manzaraydı.

Şairimiz Abdurrahim KARAKOÇ'un buna benzer bir şiirini yayınlama ihtiyacı duydum.

Yorumu siz okuyucularımıza bırakıyorum.
 

BAYRAMLAR BAYRAM OLA

Güneş yükselmeden kuşluk yerine 
Bir adam camiden döndü evine 
Oturdu sessizce yer minderine 

Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı 
Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı.. 

Eli öpüldükçe içi burkuldu 
Konuşmak istedi, dili tutuldu 
Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu 

Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı 
Adam “he ya” dedi, gözü kapalı.. 

Düşündü kış yakın, evde odun yok 
Tenekede yağ yok, çuvalda un yok 
Yok yok’a karışmış; tuz yok, sabun yok 

Hanım “Bayram” dedi, eğdi başını 
Adam “evet” dedi, sıktı dişini.. 

Çalışsa ne iş var, ne cepte para 
Dağ oldu içinde büyüyen yara 
Dikti gözlerini karşı duvara 

Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı 
Adam “öyle” dedi, bağrında sızı.. 

Döndürse yönünü herhangi dosta 
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta 
Aylar, yıllar, günler erirken yasta 

Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı 
Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı..


YORUM EKLE