banner306

Çankırı’nın İlk Pastanecisi Kazım Aydınoğlu

1941 yılında askeri okulların Orta Anadolu'ya nakli üzerine, aynı yılın Mayıs ayında Atış Okulu Çankırı'ya taşınmıştır.

1939-1942 seneleri arasında yapımı tamamlanan Çankırı’daki Atış Okulu binası Zincircizade İsmail Efendi ve iki oğlu Haşim ve Enver Beyler tarafından inşa edilmiştir.

1946 yılında okulun ismi Piyade Okulu olarak değiştirilmiş. Piyade sınıfının komutanlarına ve subaylarına teknik ve taktik muharebe yöntemlerini öğretmek, konusunda uzman komutanlar yetiştirmek için gerekli eğitim ve öğretimde köklü değişiklikler yapılmıştır. Piyade Okulu 1 Haziran 1961’de Çankırı'dan İstanbul Tuzla'ya taşınmıştır.

Çankırı Piyade Atış Okulunda Alpaslan Türkeş’te 1950-1953 yılları arasında Yüzbaşı rütbesiyle öğretmenlik yapmıştır.


Makedonya Rekalar (1) doğumlu Kazım Aydınoğlu, malını mülkünü imza karşılığında vererek Balkanlardan Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan binlerce mağdur Türk Ailesinden biri olanAydınoğulları sülalesinin evladır. Aydınoğulları’nın Anadolu’daki ikamet durakları İstanbul’un Fatih semti olur.

Kazım Aydınoğlu İstanbul’da Askeri Atış Okulunun kantin işletmeciliğini yaparken, okulun Çankırı’ya taşınması kararı alınır. Okul komutanı çok sevdiği Aydınoğlu’na Çankırı’ya gelmesini teklif eder. Bu teklifi kabul ederek,1942 yılında o da okulla birlikte hiç kimsesinin olmadığı ve hiç kimseyi tanımadığı Çankırı’ya gelir.

Kazım Aydınoğlu Askeri okulda yine kantincilik yaparken, küçük bir Anadolu şehri olan Çankırı’yı ve Çankırılıları da kısa sürede tanımaya başlar…

Çankırı’da o yıllarda çok fazla ticari mekân olmaması Kazım Aydınoğlu’nun dikkatini çeker ve ilk olarak lokantacılıkla ticarete soyunur…

Kısa bir süre sonra da İstanbul’dan kalfa getirterek Çankırı’nın ilk pastanesini açmak için kollarını sıvar…

Kazım Bey İstanbul Karaköyyolcu istasyonu karşısında bulunan “pul dükkânını” devrederek tahta masasından sandalyesine, tabağından kaşığına pastanenin teşrifatını İstanbul’dan temin eder.

Bugünde ayakta olan İstasyon caddesinin Pirinç Pazarı girişi köşesindeki (Saatçi Mehmet Erişen’in karşısı) bodrum+2 kat dükkâna Çankırı’nın ilk pastanesi olan Trakya Pastanesini açar.

Dükkânın içine dekor olarak büyük aynalar koyunca, Çankırılılar ilk zamanlar berber dükkânı sanarak tıraşa gelir…

Pastanede imalat pasta, kurabiye, börekle başlar. Ardından sütlü mamuller de eklenir üretime… Özel sipariş üzerine tavukgöğsü, su muhallebisi de yapılır.

Çankırılıların ve Askeri okul mensuplarının uğrak yeri olmaya başlayan pastane her geçen gün daha iyi iş yapmaya başlar…


Daha sonra Sümer Pastanesinin sahibi olacak Yusuf Gündüz’ü de kalfa olarak yanına alan Aydınoğlu, Ahmet Çakır’la ortak olur. Ahmet Çakır’ın semercilik yapan kardeşi İsmail’e “Bu mesleğin geleceği yok, sen de yanımıza gel…”deyince o da onlara katılır ve böylece 3 ortak olurlar. 1944’te dükkânın mülkiyetini alan Kazım Aydınoğlu, ortağı olan Çakır kardeşleri de pastanenin mülkiyetine bedelsiz ortak eder.


İlerleyen senelerde pastanenin Çakır’ın Pastanesi olarak anılması, bu ortaklıkta yer alan Ahmet ve İsmail Çakır’dan dolayıdır.

Kazım Aydınoğlu Çankırı’ya ilk pastaneyi açan adam olduğu gibi, aynı zaman da Çankırı’ya dondurmayı getiren adamdır da. O zaman ki koşullarda tahta fıçıda imal edilen dondurması büyük ilgi görür ve çok tutulur. Sade dondurmasının yanında meyveli dondurması da müthiş tadıyla döneme damga vurur…

Çankırı’nın isim yapan dükkânlarından biri olarak şehre gelenlerin de uğrak yeri olan pastanenin ünlü konukları arasında Zeki Müren, Safiye Ayla, Türkan Şoray, Göksel Arsoy gibi isimler var.

Kalfası Yusuf Gündüz’e“Ne zamana kadar benle çalışacaksın? Gel, sanada dükkân açalım…”diye teklif ve teşvikte bulunur… Onu, İstanbul’da o dönem iyi ahbap olduğu Uğur Dondurmalarının sahibine götürür…

“Benim ortağım geldiğinde mal verin…” diyerek, Sümerbank’ın üzerinde meşhur Sümer Pastanesini Çankırı’nın 2. pastanesi olarak açılmasını sağlıyor. Dükkânını kurmakla kalmıyor, müşterinin ayağı alışsın diyebir hafta kasasında oturuyor.

Çankırı’nın 3. pastanesi Dilek pastanesini de Yusuf Gündüz’ün yakınları açıyor.

Kazım Aydınoğlu Belediyede çalışan oğlu Tülay adına da Bahar pastanesini açıyor. Oğlu 1973’te trafik kazasında vefat edince de devrediyor.

İş ahlakı ve disiplini yüksek, çalışkan ve örnek bir esnaf Kazım Aydınoğlu. Sabah namazından önce kalkıp dükkâna geliyor. Camiden çıkanlara sıcak süt, bal, tereyağı peynirden oluşan kahvaltılık ikram ediyor. Atış okulunu ziyarete gelenlere yemek ikram ediyor, askerlere çok yardımcı oluyor.


1944 yılında Mükerrem Hanımla evleniyor. Bu evlilikten 4 çocuğu Tülay, Nuray, Gülay, Asuman dünyaya gelir.

Demokrat Partili olan Aydınoğlu, milletvekilliği adaylığı için de teklif alıyor ama aktif siyasete girmiyor.

Kazım Baba namıyla Çankırı’da kendini çok sevdiren herkese yardıma koşan Aydınoğlu, açık yeşil gözleri, saç stili ve yüzüyle dönemin ünlü Amerikalı aktörü Kirk Douglas’a olan benzerliği nedeniyle Çankırı’da yediden yetmişe herkesin tanınıp sevdiği bir şahsiyetti.
Daima giyimine kuşamına özenli, temiz ve şık, modayı takip eder, elbiselerini dönemin gözde Terzisi İhsan Yaprak’a diktirir.


Güzel sesiyle farklı dillerde şarkılar söyleyen Kazım Aydınoğlu; Arnavutça, Bulgarca ve Sırpçayı tercümanlık düzeyinde biliyor.

Ailesine düşkün, yardımsever, çalıştırdığı insanların hakkını titizlikle gözeten, girişimci, paraya değil insana değer veren bir şahsiyet olan Aydınoğlu; Çankırı’da Çakır’ın Pastanesi olarak hafızalarda kazınan dükkânını 1982 yılında devrederek aktif ticari hayatına da nokta koydu.

Kazım Aydınoğlu 17 Ekim 1991 de vefat etti, kabri İstanbul Karaca Ahmet mezarlığındadır.

Bu yazıyı hazırlarken bana yardımcı olan, bilgi, belge ve fotoğraf temin eden Asuman Aydınoğlu Hanımefendiye şükranlarımı sunarım.

(1)  Osmanlı Döneminin en eski Nahiye ve Kaymakamlık merkezi olan Bistra Dağı, Şardağ, Korab, Deşat, Kırçin ve Stogovo Dağları arasında sıkışmış irili ufaklı çok sayıda Müslüman - Türk köylerini barındıran bu bölge ''Rekalar Bölgesi'' olarak bilinir.Reka, ırmak demektir.

 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ahmet Nazif Gerçek
Ahmet Nazif Gerçek - 7 yıl Önce

Kazım bey. Allah rahmet eylesin. Iyi bir ustaydi. Vede Kibarlık timsali bir adamdı beyefendiydi.

Özcan Çalışkan
Özcan Çalışkan - 7 yıl Önce

Çocukluğumuzdan bu yana iyi tanıyorum çok iyi bir İnsan olan Kazım Amcaya ve Yusuf Amcaya AllahRahmet eylesin İnşAllah Ben Babam Ülkü Berberi Zekiçalışkan'ın yanında çıraklık yaptığım yıllarda bahşişlerimi alıp doğru dondurma alır sütle kahvaltıda çok iyi olurdu..

Ali KARSAVURAN
Ali KARSAVURAN - 7 yıl Önce

ALLAH CC RAHMET EYLESİN MEKANLARI CENNET OLSUN

Gülseren Demirtaş
Gülseren Demirtaş - 7 yıl Önce

Ben Yusuf gündüzün kızıyım hepsi nurlarda yatsın tanıdığım eşi ve kendisi nadir insanlardan biriydi paylaşımınız için teşekkür

Nedim
Nedim - 7 yıl Önce

cam sürahide nefis limonatası olurdu. keşkülü, muhallebisi 10 numaraydı.

Bekir Mustafaoğlu
Bekir Mustafaoğlu - 7 yıl Önce

Büyük Caminin altında bulunan sebze halinde dükkanımız vardı. Çocukluğumuz ve gençlik yıllarımızın çoğu buralarda geçti. Kazım amcadan çok alış veriş yaptım. Bir beyefendi
kişiliktir. Onu bu yönüyle tanıyordum. Fakat ahi Evran yönünü bu yanınızdan öğrendim. Eşine ender rastlanan bir insan.. Kazım amcanın hayatı inşAllah ders kitaplarında yer alır. En azından hayatı Çankırı Esnaf Sanatkarlar Odasınca kitapçık haline getirilir ve aziz hatırası yaşanılır. Mekanı cennet olsun..

Döndü Gündüz Demir
Döndü Gündüz Demir - 7 yıl Önce

Canım babam Yusuf Gündüz hayatı mücadele ile geçmiş ve yoktan var olmuştur.Çocukluğumuzun beyefendisi Kazım Amca ve ailesini de saygı sevgi ve minnetle anıyorum.

süheyla
süheyla - 7 yıl Önce

Allah rahmet eylesin çok zarif bir insandı.


banner304