Perşembe günü “Dilin Kemiği Var” programında her zamanki gibi Çankırı gündemini yaklaşık 80 dakika süresince değerlendirdim.
Programın ilk bir saatinde Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri ile birlikte yerel seçimlerini olabildiğince özetlemeye çalıştım!
Tabi ki Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri ertesinde gerçekleştirdiğim program, benim konuyla ilgili düşüncelerimin hemen hemen tamamını sesli olarak aktarmama fırsat verdi. Hatta program öncesi Genç İşadamları Grubunun düzenlemiş olduğu basın toplantısının taze notlarını da programdan aktarma fırsatını buldum.
Ama programın en can alıcı noktasını son 20 dakikaya saklamıştım! Programın başında da dinleyenleri uyarmış ve “Bu programı Çankırı Valisi Şemsettin Uzun’a ithaf ediyorum” demiştim!
Aynen de öyle oldu! Programı şu an için de Çankırı Valisi Şemsettin Uzun’a ithaf ediyorum.
Sözü uzatmaya gerek yok!
Çankırı’da turizmin odak noktaları Ilgaz’da Doruk Otel ve Yıldıztepe’deki Armar-Yıldıztepe. Bu iki tesisin dışında Kurşunlu’da bulunan Çavundur Termal Kaplıcaları.
Her üç tesis de Çankırı Valiliği İl Özel İdaresinin malı. Ancak her üç tesisin de bugün itibariyle kapılarında “Turizm belgeli tesis” etiketi yok!
Bu tesislerin kapısında “turizm belgeli tesis” ibaresinin yer alması da imkansız! Hem de kim ne yaparsa yapsın!
Bu üç tesisin bugün itibariyle üç ayrı işletmecisi var! Her üç işletmeci de Çankırı İl Özel İdaresi tarafından açılan ihaleye katılmışlar!
Ve bugüne kadar her bir işletme de proje başlangıcındaki ve ya da daha sonraki temel eksikliklerden dolayı, bir türlü “turizm belgeli” tesis olma imkanına kavuşamamışlardır.
Doruk Otel’in durumu…
12 Eylül sonrası Çankırı Valisi Erbay Fiş ile başlayan proje daha kuruluş başlangıcında “sanatoryum tedavi merkezi” adı altında start alıyor… Günümüze kadar yaklaşık 10 (on) Çankırı Valisi görev almasına karşın, tesisin “sanatoryum tedavi merkezi” olma özelliği nedendir bilinmez bir türlü “turistik tesise” dönüşemiyor! Ya da dönüştürülmüyor! En azından "bu tesisin kapısına neden yıldız konulmuyor" sorusu sorulmuyor!
Ve… Gelen “Çankırı turizmi gelişecek, gelişmeli”(!) diyor… Giden “Çankırı’da turizm benim zamanımda büyük bir hamle yaptı”(!) diyor…
“Çankırı’da turizmin gelişmesi için şunları şunları yaptım…”
“Çankırı’da turizmin gelişmesi konusunda çalıştım….”
Diyor... Diyor... Diyor...
Ancak Çankırı’nın ilk projesi olan ve bugünkü adıyla “Doruk Otel” olarak bilinen tesis, şu saatte devletin kayıtlarında “sanatoryum tedavi merkezi” olarak yer alıyor! Bugüne kadar yapılan ihalelerle her gelen işletmeci “saçını başını yoluyor” ve alıp başını gidiyor…
Kapıda “turizm belgeli tesis” ibaresi bir türlü yer almıyor!
Doruk Otel, Çankırı için yılların deneyimi, yılların birikimi… Ancak ve ancak kayıtlarındaki “sanatoryum tedavi merkezi” ibaresi kaldırılamadığı için, ne yatırım yapılabiliyor, ne de tam anlamıyla “turistik tesis” olma şansı yakalanabiliyor…
Yöneticiler ise hem işletmecilere hem de vatandaşa “hava basmaktan” ve çalım atmaktan geri durmuyor!
Bizler de oturduğumuz yerden ortaya atılan “palavraları” önümüze koyarak, Çankırı ile ilgili kafa yormaya devam ediyoruz…
Bununla birlikte tesisin varoluş nedeni “sanatoryum tedavi merkezi” olunca, haliyle gelen yatırımcı da hiçbir teşvikten faydalanamıyor… Teşviği alamayan yatırımcı da mecburiyetten, mevcudu değiştirme konusunda eli kolu bağlı vaziyette sadece ve sadece günü kurtarma telaşına düşüyor...
Yatırımcı bu telaş içerisinde mücadelesini verirken, öbür yandan yetkili ve etkililerin tesis (ve tesislerdeki) özel odaları 24 saat emre amade! Tesisin kapısında “yıldız” olmayınca “cenderme” de görev başında! Ve Çankırı turizmi de havanda su döğmeyle yol almada!
Rezalet değil… Rezalet ötesi…
Hatta hatta… Dilim varmıyor be!
Siz anladınız…
Vedat Beki
(Devam edecek…)