Yokluk ve yoksulluk 50 metre ötede

 Vakit buldukça şehrin sokaklarında gezmek her zaman en sevdiğim iştir. Yolda yürürken yıllar yılı nerede göze bir çirkinlik çarpar, nerede bir kötü görüntü var hep takip etmiş ve “Burası şöyle olabilirdi” diyerek kendimce çözüm yolları üretmişimdir. 

Bu gezilerimin en keyifli ve beni mutlu ettiği tarafı “Eski Çankırı” denilen bölgenin o dar sokaklarında saatlerce yürümekti. Eski evler arasında yürürken, beton binaların boğan atmosferinden kurtulup kendimi bir vahada gibi hissettiğim çok olmuştur. Keşke restore ettirebilsek tarih kokan bu evleri, dokusunu bozmadan yaşatabilsek, insanlar daha yaşanabilir bir hayat sürebilseler tarihle iç içe diye içimden haykırmışımdır. Ama maalesef günümüz anlayışı ve değer yargıları içerisinde bu düşüncelerimin hayata geçmesi mümkün gözükmüyor

TOKİ ve Çankırı Belediyesi işbirliğiyle hayata geçecek olan Kentsel Dönüşüm projesiyle ilgili gittiğim Karatekin, Mimar Sinan ve İncili Çeşme mahallerinde, insanların yüzlerinde yokluğun ve imkansızlıkların verdiği çaresizliği gördüm.

Mahallelerinde yapılmak istenen uygulama kafalarını karıştırmakla birlikte ne yapacaklarını, nasıl davranacakların da kestiremiyorlardı. Atatürk Bulvarının 50 metre ötesindeki insanların  yüzde 80’i devlet yardımı alarak geçimini sağlarken. geriye kalanı ise dar gelirli ailelerden oluşuyor.

Mahallede yaşayan bir tane memur bile yok! Mahallede yaşayanların çoğu işsiz, ya da amele pazarında iş çıkar umuduyla günlerini beklemekle geçi- riyorlar. Bu durumdaki ev sahipleri de bu proje ile evlerinden atılacaklarını ve evsiz kalacakları korkusunu yaşıyorlar. Bunun yanında TOKİ tarafından evlerine biçilen değerin az olmasından ve karşılığında bir ev sahibi olamamakla birlikte ev sahibi olabilmek için ileriye dönük borçlandıklarında, borçlarını nasıl ödeyeceklerinin endişesini taşıyorlar!

Bütün mahalle sakinleri “evlerimiz yıkılırsa ne yaparız?” ya da “bugün 50 liralık kiramızı veremezken yarın nasıl 250 lira kira veririz?” diye kara kara düşünür olmuşlar. Anlayacağınız şehir içerisinde Atatürk Bulvarında zarafet, gösteriş seyrederken, öbür tarafta yani 50 metre ötede açlık sefalet kol geziyor!

Buradan yetkililere seslenmek istiyorum: Bu projenin amacı kenti gelecek 10 yıllara hazırlamak-sa, diğer yandan bölge insanlarını mağdur etmeyecek bir formülün acilen uygulamaya konulması gerekiyor.

Hazırlanan projeyle ilgili sıkıntıları Belediye Başkanı İrfan Dinç yerinde dinlemeli, gerekirse nasıl Güldürcek Barajından getirilen suyla ilgili DSİ’nin devreye sokulması için formül bulunduysa, buna benzer bir çözüm yolu da bu konuda üretilmeli ve Türkiye’ye model teşkil etmelidir.

Mahallenin en masumu ve evlerinin yıkılacak olmasında bihaber çocukları ise apartmanlarda yaşayan çocuklara inat cıvıl cıvıl oynuyorlardı sokak aralarında. O sokağın, o eski evlerin dar sokak aralarının verdiği sıcaklıktan mıdır bilinmez, çok yakında anılarında kalacak yaşadıkları mahalle, oynadıkları oyun ve mahalle arkadaşlıkları.


YORUM EKLE