banner198

Eksende bir yamukluk yok

AK parti milletvekili Suat Kınıklıoğlu Erkan Tan la Başkent ten isimli programın konuğu oldu

Eksende bir yamukluk yok
banner145

AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı, Çankırı Milletvekili Suat KINIKLIOĞLU,  26 Kasım 2010 tarihinde TV8' de yayınlanan "Erkan Tan'la Başkent'ten" programının konuğu oldu. TV8 Ankara stüdyosundan gerçekleştirilen programda KINIKLIOĞLU, Erkan Tan'ın güncel dış politika gelişmelerine ilişkin sorularını yanıtladı.

 

KINIKLIOĞLU: “Aklın yolu birdir”

 

AK Parti iktidarına halkın devam eden güvenini hükümetin tüm toplumu kucaklayan anlayışa sahip olmasına dayandıran KINIKLIOĞLU: “Referandum Türkiye’de bir şeyi iyi gösterdi. AK Parti’nin önerdiği değişim, dönüşüm ve Türkiye’nin normal bir demokrasiye sahip olması yönündeki çalışmaları geleneksel oy tabanı dışındaki kitlelere de işaret ediyor. Önümüzdeki genel seçimde de AK Parti’nin geleneksel oy tabanı dışındaki kitlelerden de oy ve destek aldığını göreceksiniz. Aklın yolu birdir. Türkiye’de herkes halkımızın huzur içinde yaşayabileceği birinci sınıf demokrasi istiyor. Bugün Türkiye’de bunun öncüsü ve siyasi aktörü AK Parti’dir.” dedi.

 

Türkiye ekonomisinin durumuna ilişkin bir soru üzerine “Yunanistan’ın battığı, İrlanda’nın IMF’den borç almak zorunda kaldığı, Portekiz, İspanya gibi ülkelerin ekonomilerinin sallantıda olduğu, yatırımı olan kişilerin bu ülkelerden nasıl çıkarız diye düşündüğü uluslar arası konjonktür içinde, bu sene %7-7.5 büyüme kaydetmesi beklenen, yatırımcıların Başbakanlık Yatırım Ajansı önünde sırada beklediği bir Türkiye var. Ekonomimiz küresel sallantıdaki en güçlü ekonomilerden bir tanesidir” diye konuşan KINIKLIOĞLU şu şekilde devam etti:

 

 “Uluslararası ekonomi literatüründe dünyanın dinamik ve büyüyen ekonomilerini ifade eden ve Brezilya Rusya, Hindistan ve Çin’in baş harflerinden oluşan “BRIC” tanımlaması çıktı. Bu terime daha sonra Türkiye’nin t’si de eklenerek “BRICT” adını aldı. Daha geçen hafta İngilizlerin yayımlaşmış olduğu öngörü çalışmasında Türkiye’nin 2030 -35 yılında Avrupa’nın üçüncü, 2050 yılında ise Avrupa’nın ikinci ekonomisine olmaya aday olduğu açıklandı. Diğer yandan Almanya ve Fransa’nın Türkiye’nin AB müzakerelerinde dile getirdiklerinde itirazlarının bir sebebi de bu ekonomik öngörülerin farkına vararak ve bundan çekinmeleridir. Türkiye günümüzde özgüveninin arttığı, ekonomisinin hızla geliştiği, komşuları ile entegre olmaya başladığı, uluslararası toplumda saygınlık gördüğü bir süreçten geçmektedir.”

 

KINIKLIOĞLU: “Eksende bir yamukluk yok"

 

KINIKLIOĞLU: “Cumhurbaşkanımız Avrupa’nın göbeğinde Türkiye’nin AB sürecinde kararlılığını ifade eden bir konuşma yaparken, Başbakanımız Orta Doğu’da Türkiye’nin ayak seslerini bütün komşulara dinletiyor. İşte Türkiye’nin ekseni budur.”

 

KINIKLIOĞLU, Türkiye’de eksen kayması mı var sorusuna ise şu şekilde cevap verdi:

 

“Şu anda Cumhurbaşkanımız İsviçre’de resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Diğer yandan Başbakanımız şu anda Lübnan’da 20.000 kişiye hitap ediyor. Eksende bir yamukluk yok. Tam tersine eksenimiz çok güzel bir şekilde yerine oturmuş durumda. Cumhurbaşkanımız Avrupa’nın göbeğinde Türkiye’nin Avrupalılığını teyit eden ve AB sürecinde kararlılığını ifade eden bir konuşma yaparken, Başbakanımız Orta Doğu’da rolü artan Türkiye’nin ayak seslerini bütün komşulara dinletiyor. İşte Türkiye’nin ekseni budur.”

 

KINIKLIOĞLU ayrıca, Türkiye'nin NATO bünyesinde yaşadığı “füze kalkanı” tartışmalarının Türkiye’de kamuoyunun dış politika gelişmelerine ne kadar ilgili olduğunu teyit eden bir gelişme olduğuna işaret ederek “Biz aslında 1 Mart 2003 tezkeresinden bu Imageyana Türk siyasetinde önemli bir değişim yaşıyoruz. Türkiye’nin modern, toplumsal bir tartışmanın olduğu bir demokrasiye sahip olduğunu aslında en iyi dış politika meselelerinde görüyoruz. Eskiden küçük bir zümrenin, dışişleri bakanlığı mensuplarının ve birkaç askerin uhdesinde olan ve yönetilen dış politika konuları şimdi normal bir demokraside olması gerektiği gibi köşe yazarından akademisyenine kadar tartışılmakta ve artık tüm topluma mal olmuş durumdadır. Dış politika sadece seçkin bir elit sınıfını ilgilendiren değil, hepimizi ilgilendiren bir konu olduğuna göre toplumumuzun tartıştığı bir konu olmalıdır. Bu nedenle ben NATO zirvesinin bu denli tartışılmasını Türk demokratikleşmesi ve modernleşmesinin dış politika alanındaki teyidi anlamında görüyorum. Diğer yandan NATO’nun ikici büyük ordusuna sahip bir ülke olarak bu kadar değişken ve akışkan bir dünyada NATO’nun Türkiye’nin güvenliğini pekiştirdiğine dair hiçbir çekince yoktur. Zirvede bizim için en önemli kazanım ise Sayın Dışişleri Bakanımızın “Komşularla Sıfır Problem” adı altında bilinen komşuluk siyasetimizin dış politikamızın temel unsuru olduğunu ve dolayısıyla hiçbir komşu ülkemizin düşman ülke olarak zikredilmeyip Türkiye’nin eskisi gibi Soğuk Savaş döneminin cephe ülkesi olmadığının gösterilmesi olmuştur.” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner304