banner306
banner198

Kırsal kesimde yaşayan insanımız hap yerine kullanıyor!

En sarp kayalık arazide dahi rast geldiğimiz ve meyvesini vatandaşların baş ve romatizmal ağrılara iyi geliyor diye kullandığı badem türevini bilen yok!

Kırsal kesimde yaşayan insanımız hap yerine kullanıyor!
banner145

Bugünlerde manav ve kuru yemiş tezgahlarını süsleyen “bademleri” görmek oldukça iştah açıcı olsa gerek. Gelin size Çankırı’dan “ismi konmamış badem”den söz edelim. Bir çoğunuzun hatırlamadığı ancak 1958 yılında Çankırı’da can ve mal kaybına neden olan sel baskını sonrası “erozyonu önlemek” amacıyla dikilen bol miktarda bilinen badem ağaçları bu günlerde meyvelerini veriyor.

Ancak yine bildiğimiz bu badem ağaçları ile birlikte bir de boyları 1-1.5 metre yüksekliğinde, karşıdan gördüğünüzde “çalı çırpı” düşüncesine girebileceğiniz, ancak yanına yaklaştığınızda tıpkı “badem” gibi görülen “meyveleri” olan ve hemen her yerde görebileceğiniz yepyeni bir “türev” ile karşılaşıyorsunuz.

Çankırı bölgesinde özellikle Çavuşköy, Yeniköy ve Hıdırlık bölgelerinde sıkça karşılaştığımız bu yeni “badem türevi” vatandaşlar tarafından büyük ilgi görüyor. Nedeni ise bu “badem türevi”nin baş ve romatizmal ağrılara iyi geldiği yönünde yıllardan bu yana bir kanaat oluşmuş. Özellikle dar gelirli vatandaşlar bu mevsimde toplayarak kavanozlara yerleştirdikleri “badem türevini” kış aylarında ve ihtiyaç duyduklarında adeta “hap” yerine kullanarak “baş ve romatizmal ağrılarının” geçtiğini ifade ediyorlar.


İLGİLENEN BİR KURUM BULAMADIM…

İsterseniz gelin bütün bu söylediklerimizi ve daha fazlasını Çankırı’da adı “Çevreci Kadir” olarak adlandırılan, adeta doğa dostu bir insana, Kadir Yavuz’a bırakalım ve çoğumuz tarafından bilinmeyen yeni “badem türevini” bir de ondan dinleyelim:

“Sözünü ettiğiniz badem türevinin dünyada eşi benzeri yok. Bununla birlikte bu badem türevinin literatürde de ismine rastlamadım. Neden derseniz, çevreye ve doğaya duyarlı olan tüm eş-dosta bu bitkiyi gösterdim. Bugüne kadar ne görene ne de duyana rastlamadım. Yöremizde özellikle kırsal kesimde yaşayan insanlarımız bu bitkiyi ‘bodur badem’, ‘çoban bademi’, ‘yaban bademi’ vb. adlarla isimlendirirler.

Üzülerek belirteyim ki, ilimizde bulunan başta Orman Fakültesi olmak üzere, Valiliğe bağlı İl Çevre Müdürlüğü de bu bitki üzerinde herhangi bir araştırma yapmadı. Oysa, Çankırı ve çevresinde tıpkı çalıyı andıran bodur bir bitki, görsel olarak bademi andıran meyve ve çiçek yapısı ile tuz ve kirecin en yoğun olduğu sarp kayalıklarda, otun dahi yetişmediği alanlarda bolca kendisini göstermekte.

Üretimi ve dikimi kolay olmasına karşın nedense dikimi de yapılmaz. Erozyonun önlenmesi için ideal bir bitki olmasına karşın, bu bitkinin dikimi bölgemizde teşvik edilmez. Bu bitki kendi meyveleri ile dikimi yapılır. Bu meyveler dikimden sonra fidan olur ve gelişirler. Üç-beş yıl sonra da ergenliğe ulaşır ve meyve verir.”

İSMİ KARACA BADEMİ OLSUN...

Kadir Yavuz’un “ismi olmayan badem türevi” ile ilgili bir de önerisi var. Türkiye’de erozyon kaybı ile yıllardır başarı ile büyük mücadele veren ve çoğumuzun yakından tanıdığı bir isim olan Hayrettin Karaca’nın “soyadını”nın verilmesini öneriyor. Çankırı’da yaygın olarak bilinen ve çoğu vatandaş tarafından “baş ve romatizmal ağrılara” iyi geldiği yönünde bir düşünce ile “hap” gibi kullanılan badem türevinin ismi “Karaca bademi” olsun diyor.

 

Yanda görülen fotoğraf normal bir bademle dolu tabağı ve bademleri göstermekte. Bölgemizde yetişen ve İsmi konmayan badem türevi ise bu bademlere göre oldukça küçük boyda ve daha çekirdek görünümünde.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner304