Vedat Beki
Çankırı Ziraat Odasının düzenlediği basın toplantısında cereyan eden olaylar sonrasında "Vedat Beki ve Ercan Şeker'i toplantıya sokturmadık" şeklindeki komedi iddialar karşısında zorunlu yanıtımız!
8 Temmuz 2009 Çarşamba günü saat 11.00’de Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat Gamzeli’nin düzenlediği basın toplantısında “yerel matbaacı yamaklarının” şahsımı ve dolayısıyla Çankırı Postası'nı protesto ettiklerini söyleyerek basın toplantısını terk etme tehditleri konusunda zorunlu bir açıklama yapma ihtiyacı hissettim!
Özellikle Bizim Çankırı gazetesi adına Ö.Ç ve Doğruyol gazetesi adına M.G’nin başrolünü oynadığı “komedi”ye Yenigün’den Ö.A ve Karatekin gazetesinden B.S.B’in de katılımı ile bizzat Oda Başkanı Gamzeli’ye “Vedat Beki toplantıyı izlerse bizler toplantıya girmeyeceğiz!” şeklindeki tehditleri karşısında, Oda Başkanının durumu bana aktarması ile birlikte “Toplantının huzurunu bozacak pozisyona girmem! Benim toplantıyı izleme gibi bir zorunluluğum yok!” diyerek Ercan Şeker ile birlikte Odanın bir bölümünde toplantının sonuçlanmasını bekledik!
Söyleyecek sözünüz var ise
elinizin altındaki sayfalar ne güne duruyor?
Basın toplantısında bizatihi şahsıma yönelik olarak “matbaacı yamaklarının” gerçekleştirdikleri bu komediye gerekçeleri de ayrı bir olay!
Benim iki gün önce Bizim Çankırı gazetesi sahibi ve başyazarı Ali Kör nezdinde “duayen matbaacı” sözlerimi “hakaret” olarak algılamaları ve bunun sonucu olarak da böylesi bir eylem içerisinde olmalarıymış!
Toplantı bitiminde yaptıkları davranışın nedenlerini öğrenmek istememi dahi özellikle Doğruyol gazetesinden M.G’nin yapmış olduğu “el kol hareketleri” sonucu bu amacıma ulaşamadım! Ancak, toplantı sonrası sağda-solda “biz onları toplantıdan attırdık! Biz onları toplantıya aldırmadık!” gibi saçma-sapan söylemler içerisine girmeleri karşısında kamuoyunu aydınlatma adına bu satırları kaleme alma ihtiyacı hissettim! Yazdıklarımın aksini iddia edenler bizatihi Ziraat Odası Başkanı Nejat Gamzeli’den yaşanan olaylarla ilgili bilgi alabilirler.
Şimdi gelelim benim toplantıya girme kararımdan vazgeçme nedenime! Bunu da sizlere hepinizin bildiği hiciv ve ney üstadı Neyzen Tevfik’den bir alıntı ile yapmayı uygun gördüm!
Ne demişler? Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! Buyurun benim Ercan Şeker ile birlikte o toplantıya katılmama nedenimiz!
Ben veririm!
Neyzen, meyhanenin tuvaletine giderken, daracık koridorda bir kabadayı ile karşılaşır. Birinden birinin kenara çekilmesi gerekmektedir.
Neyzen, "Müsaade et, geçeyim" der. Sarhoş kabadayı, "Sen kime kafa tutuyorsun babalık, ben senin gibi ciğeri iki para etmezlere yol vermem" diye aksilenir. Neyzen, gayet sakin hemen kenara çekilir ve:
-Ben veririm, der.
İşte, benim ve Ercan Şeker’in toplantıya iştirak etmememizin kısaca anlatımı böyle!
Bilmem anlatabildim mi?
Saygılar…
