banner198

Yöresel lezzetlerimizin ne kadar farkındayız!

21. Dönem Çankırı Milletvekili araştırmacı-yazar Hakkı Duranın kaleme aldığı yazıya sayfalarımızda yer verme ihtiyacı duyduk...

Yöresel lezzetlerimizin ne kadar farkındayız!
banner145
Çerkeşli dostlara her fırsatta söylüyorum. Çerkeş, tarihî olarak yolların kavşağında olmanın avantajıyla büyük kültürel zenginliğe sahip olmuştur. Bir kere evliyâlar burcudur. Halvetiyye tarikatının Şabaniyye'ye bağlı Çerkeşiyye kolunu kuran Pîr-i Sânî Mustafa Çerkeşî ve soyundan gelenler, Demirci-şeyh, Astarlıoğlu Hilmi Efendi'yi yetiştiren Şeyh Çerkeşli Mehmet Hilmi Efendi bunların en başta gelenleridir. Çerkeş, bünyesinden sayısız ilim adamları, devlet adamları çıkarmıştır.

Zelzele ile yıkılmasa geleneksel mimârî açısından Safranbolu, Beypazarı ve Mudurnu ile rahatça boy ölçüşebilirdi. Yine de ayakta kalmayı başarmış tarihî değere sahip evler, restore edilmeyi beklemektedir. Kendine özgü dillerden düşmeyen sayısız türküleri mevcuttur.

BAKLAVA ve SU BÖREĞİ
Baklava ve su böreği her yerde yapılır, ancak Çerkeşli hanımlar ölçüsünde lezzetlisini yapabilen azdır. Çerkeş, bu kaliteli ürünlerini faal bir yol güzergâhında olmasına rağmen bir kazanç kapısı yapamamıştır. Çerkeş Festivali çerçevesinde düzenlenen yarışmalarda, bazı düğünlerde bu ürünleri yakından görüp, tatma imkânı bulduk. Övücü sözlerin hiçbiri, bu lezzetleri ifade etmeye yeterli değildir. E-80 yolu boyunca hiçbir lokantada, şehrin içinde bir dükkânda veya tezgâhta “Çerkeş baklavası” veya “su böreği” isteseniz, satın alamazsınız.

1950’li yıllarda “Çerkeş’in o canım 60 katlı baklavasını evlerden başka hangi aşçıda bulabilirdiniz?” diyen yazarımızdan bugüne ne değişti ki?

Bir müddet sonra evlerde yapanı da zor buluruz.

Çerkeşli bütün bu imkânlarını turizm açısından daha fazla geç kalmadan kullanmalıdır.

ATATÜRK'ÜN TERCİHİ: ÇERKEŞ BAKLAVASI
Daha önce bir yazımızda bahsetmiştik. Pîr-i Sânî Mustafa Çerkeşî’nin torununun torunu Saffet Tanman’ın yazdığına göre, Atatürk, Çerkeş baklavasının değerini gayet iyi bilmekteymiş.

"Çankırı’nın ve Çerkeş’in hamur işleri çok meşhurdu. Yufkayı o kadar ince açarlardı ki arkasından yazıyı okuyabilirdin. Sonradan öğrendiğime göre
Mustafa Kemâl Paşa, önemli misafirleri olduğu zaman Çerkeş’ten Ankara’ya baklava getirtirmiş. Biz misafirleri ve Pîr-i Sânî torunları olduğumuzdan her gün bir evden koca bir tepsi ya börek veya baklava gelirdi. Bizi öylesine şımartıyorlardı.".

TAYİP BAŞER’İN GÖZÜYLE ÇERKEŞ...
Yıllarca köy ve kasaba okullarında teftiş için dolaşan merhum Tayip Başer, Çerkeş’i ve Çerkeşli’yi müthiş bir hayranlıkla anlatmıştır.

“…Çerkeşli zevkini, eğlencesini, süsünü bildiği kadar hesabını da çok iyi bilir. İşte tarihini ve geçmişlerini içinde saklayan büyükçe bir mezarlıktan sonra Çerkeş’e giriyoruz. Nereye ineceğimizi ve nerede kalacağımızı sormaya hacet yok. Eskiden yolcu, Yusuf Ağanın hanı önündeki kahveye iner, ya yukarı veya aşağı tekkeye. Ağagil'in odasına, eğer tanıdıkları varsa onların evine giderdi. Esasen o vakitler atla arabayla kaç misafir gel(ebil)irdi (ki)?... Hem gelse bile, Çerkeş’in o canım 60 katlı baklavasını evlerden başka hangi aşçıda bulabilirdin(iz). Çerkeşli misafirden korkmaz. Ona hizmetten zevk duyar.

Bizde âdettir. Yolcu köylerde odalara, kasabalarda hanlara misafir olur. Fakat bunun bir istisnası vardır. Çerkeş’te yolcu kasabada da odalara ve evlere misafir olurdu. Ve yukarda bahsettiğim baklavasını tadardı. Çerkeş baklavası dillere destan olmuştur. Yiğit namıyla anılır derler, ben de Çerkeş’i baklavası ile anlatmaya başladım…”.

Bunca şahit yeterli değil mi? Tayip Başe'den Saffet Tanman'a ve en önemlisi Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemâl Atatürk'e kadar.... Bütün kültürel kıymetlerimiz gibi, bu lezzetler de kaybolmasın ve bunu en kaliteli biçimde imal eden ev hanımları para kazansınlar...

Not: Bu yazı Sayın Hakkı Duran'ın izniyle www.cansaati.org'dan alınarak yayımlanmıştır.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER