Gazetemiz sahibi ve yazı işleri müdürü, Ercan Şeker İstanbulda yaşayan Çankırlıları gitti, buldu, görüştü. Ümraniye’de yaşayan Kurşunlu,Hocahasan köyünden göç eden ‘Gurbet Kuşları’nın yaşam öyküsünü yerinde dinledi...
Ercan Şeker/Çankırı Postası
Çankırı en fazla göç veren illerin başında geliyor. Bununla birlikte büyükşehirlerde ekmek peşinde koşan Çankırılılar, gurbet ellerde memleket hasretiyle hayatlarını sürdürüyor. Bu şekilde göç edip İstanbul’a yerleşen köylerin başında Kurşunlu Hocahasan köyü geliyor.
Hikâyemiz 1960’lı yılların sonunda başlar. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Devres vadisinde kurulu bulunan birçok köy gibi Hocahasanlılar da mera ve tarım arazilerinden yeterli verimi alamazlar. Bu sebeple uzun yıllar önce köylerinden göç etmek zorunda kalırlar. Arkalarında ana, baba, evlat ve kardeşlerini bırakarak “Allaha ısmarladık” der ve kapıdan bir bilinmeze doğru çıkar giderler. Yurtlarından ayrılan köyün ilk erkekleri gurbet ellerde bir sürü sıkıntı ve zorluklarla karşılaşırlar. Bu zorluklara rağmen hayata tutunmayı başarırlar ve ardından köye mektupla haber salınır. Köyde bulunan diğer erkeklere kalacak yer ve iş ayarlanmıştır. Gelen bu muştulu haber diğer köylüleri de aynı şekilde “taşı, toprağı altın” sayılan İstanbul yollarına çıkarır. Amca, dayı, konu komşu derken köyün her hanesinden bir kişi köyden ayrılır. Yıllar yılı hane hane köyden kente göç eden Hocahasanlılar, Ümraniye İnkılâp mahallesine yerleşirler. İlk göç edenler temizlik işlerinde ya da fabrikalarda işçi olarak çalışmaya başlar. Onlardan sonra gelen ikinci ve üçüncü kuşak nesil ise ağırlıklı olarak ticarete atılır. Köy hayatından kent hayatına geçmek onlara ilk zamanlar adaptasyon sorunu yaşatsa da bulundukları mekânı sahiplenmeyi başarırlar. Yıllar yılları kovalar ve bugüne gelindiğinde İnkılâp mahallesinde bulunan 300 hanede, yaklaşık 1500 Hocahasan köyü nüfusuna kayıtlı insan yaşamaktadır. Bu mahallede Kurşunlu’nun diğer köylerinden azımsanamayacak sayıda Çankırılı da oturmakta.
İstanbul’un orta yeri Kurşunlu Sokak!
O mahallede gezerken; Hikmet Sirkecinin işlettiği Yaren Kuruyemiş, Gülkay Halı-Çeyiz, Emse Telefon, Ağaoğlu Tekstil, Saray İskender gibi aklımda tutamadığım birçok işyeriyle karşılaşınca kendimi sanki Çankırı caddelerinde dolaşıyor gibi hissettim. Aynı mahallede Kurşunlu ve köylerinden yerleşmiş birçok hemşeri ve eski okul arkadaşımla karşılaşınca eski günleri yâd etmeden geçemedik. Hatırlayabildiğimiz eski okul anılarımızdan da bol bol konuştuk.
Belediyeye meclis üyesi seçtirdik!
Ümraniye Belediyesinin en çok ziyaret ettiği ve taleplerini anında yerine getirildiği derneklerin başında Hocahasan Derneğinin geldiğini söyleyen Kayacı, “Belediye başkanlığı seçimlerinde Ümraniye belediyesine hemşerimiz Enver Kamış’ı meclis üyesi olarak listeye eklettik. Belediye bizim her talebimiz yerine getiriyor. Bu manada Ümraniye belediyesince düzenlenen Tantavi şenliklerinde bir geceyi bize tahsis ettiler. Düzenlenen etkinlikte Çankırı’nın tanıtılmasına öncülük yaptık” diyor.
Düğünlerinde birlikte eğlenmeyi, cenazelerinde birlikte ağlamayı adet edinmiş Hocahasanlılar.
Gurbet Kuşları şu sıralar bir fırsatını bulup depreşen memleket özlemini gidermeyi, Devres çayının kenarında tutacakları balığın leziz etinden tatmanın hayaliyle gurbetten sılaya selam yolluyor.