Çankırı’da son günlerde özellikle akşam saatlerinde başlayarak gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren bol kükürtdioksitli hava ile ilgili herhangi bir önlem yok.
Kış aylarının yoğun olarak yaşandığı şu günlerde Çankırı’da özellikle akşam saatlerinde başlayan bol kükürtdioksitli hava Çankırı’nın üzerine adeta kara bulut gibi kaplıyor. Bölgede yaşanan sisle birlikte ısınmada kullanılan kömürün kalitesizliği sonucu oluşan hava yüzünden gece sokağa çıkanların adeta nefes almakta zorlandıkları çok açık.
Haber merkezimizin yaptığı araştırmaya göre Çankırı’ya bu kış Başbakanlıktan yaklaşık 4.500 ton yardım kömürü tahsisi yapıldı. Bunun yüzde 60’ına yakın kısmı Çankırı Merkez’de gecekondu bölgelerinde kullanılmakta. Özellikle Çevre Müdürlüğünün son günlerde bu konuda yeterli çalışmayı yapmadığını, Çankırı Belediyesinin de kaçak kömürle ilgili mücadelede son günlerde oldukça “pasif” kaldığı gözlemlenmekte. Çankırı'da kış aylarında ısınmada kullanılan kömürün yüzde 25'ine karşılık olan bu kömürün hava yaşanılan ortama ne kadar katkı sağladığı yapılan kontrollerde ortaya çıkacak.
Peki bu kontrolleri kim yapacak?
İşte can alıcı soru bu? Çankırı'da yaşanan bu kabusu kim ortadan kaldıracak? Belediyenin seçim telaşında olduğu açık da, Çevre Müdürlüğünün kaçak kömürle ya da kalorisi düşük kömürle ilgili denetimleri sıklaştırma ya da görevi yerine götürme konusunda Belediye ile işbirliği yapmasını kimler engelliyor? Bize göre verilmesi gereken yanıtlar bunlar. Umarız yaptığımız haber sonrası yetkili ve etkililer harekete geçer de Çankırı, temiz hava alınabilen ve yaşanılabilen bir kent haline kısa zamanda dönüşür.
Hava kirliliği bebekleri etkiliyor
Hava kirliliğinin fetüsü etkilediği ve kirlilik nedeniyle bebeğin yetişkin hale geldiğinde solunum hastalıklarına yakalanma riskinin arttığı bildirildi. İsviçre'nin Bern Üniversitesi'nden bilim adamları, hava kirliliğinin fetüsün solunum ihtiyacını artırdığını, hava kirliliğine daha az maruz kalan fetüsün dakikada ortalama 42, daha fazla kalanın 48 kez nefes almak zorunda kaldığını belirtti.
Bilim adamları havadaki ozon ve azot dioksit seviyesi ile havada asılı kalan parçacıkların sayısını göz önüne alarak 241 bebek üzerinde araştırma yaptı.
Araştırma sonunda, hava kirliliği arttıkça fetüsün nefes alma sayısının, dahası solunum sistemi iltihabının oluşma riskinin arttığı ortaya çıktı.
Bilim adamları, "solunum sistemine yönelik bu zararlı etkilerin bebek yetişkin hale gelince solunum hastalıklarına yakalanma riskinin artırabileceğini, dolayısıyla yaşam süresinin azalabileceğine" dikkat çektiler.