Korgun'da 12 Nisan 2017 Çarşamba günü kanser hastalığı nedeni ile vefat eden 3 çocuk annesi 63 yaşındaki Z.K. ikindi namazı sonrasında Korgun'da toprağa verildi. Merhume K.'nın toprağa verilmesi sırasında duaya geçmeden önce bir konuşma yapan Korgun Müftüsü Eyüp Aydın, kasalarla pidelerinin geldiğini görünce, İslam da yeri olmayan bu hurafeye adete ateş püskürdü. Aydın, cenaze sahibinin yemek verme gibi bir yükümlülüğünün olmadığını, mezarlıkta yemek yada pide verilmesinin mekruh olduğunu vurguladı. Cemaate cenaze evine yemek götürmeleri tavsiyesinde bulunan Aydın, kendisinin de bugüne kadar bu yemekleri yemediğini söyledi.
Müftü Aydın'ın uyarısı sonrasında cenaze teşyine katılanlara ikram edilmek üzere mezarlığa getirilen pideler dağıtılmadan geri götürüldü.
- Fakir ne yapsın?-
Ayrıca cenaze definlerinde yemek ikramının olmazsa olmaza dönüşmesi ve küçük Anadolu şehirlerinde ayıp karşılanır hale gelmesi toplumda sosyal bir yaranın açılmasına da yol açıyor. Fakir bir aileden çıkan cenaze sonrasında mezarda yemek ikramını şartmış gibi gören ve ikramda bulunamayan aileler, bunun ezikliğini yaşayarak bir kez daha yaralanıyor, acılarının üzerine bir acı daha ekleniyor. Daha fazla rencide olmuş oluyorlar.
Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu'nun kararı şu şekilde: Hz. Peygamber, ölünün kendi ailesinin yemek hazırlayıp gelenlere ikram etmesini hoş karşılamamıştır. Ölen kişinin mirasçıları fakir iseler veya aralarında buluğ çağına erişmemiş çocuk var ise, geriye bıraktığı maldan yemek yapılarak cenazeye gelenlere verilmesi helal değildir. Buna karşılık Peygamberimiz, komşu ve akrabalarının ölü sahiplerine yemek getirmelerini tavsiye etmiştir (İbn Mace, Cenaiz, 59). denilmekte.
-Yemeğe değil, duaya ihtiyacımız var -
Öte yandan yarın kendi cenazeleri için de hem duâ edecek dil ve gönül lâzım, hem teşyi edecek el lâzım. Hem kendilerine de sevap lâzım. Dolayısıyla hiç kimse cenazeyi teşyi veya taziye için cenaze sahibini yemek yapmakla yükümlü kılamaz. Eğer çok aç ise, kendisi her halde yiyecek bir şeyler bulmalıdır. Bunun için zaten üzgün bulunan cenaze sahibini ilâveten üzmesine gerek yoktur.
Cenaze sahibi eğer ölenin hayrı için yemek hazırlayıp yedirmeyi düşünmüşse, şunu unutmasın ki, bid’atle sevap kazanılmaz. Ölen namına hayır yapmak istiyorsa, bu güzeldir. Ama etrafta hayır yapacak, yedirecek veya giydirecek öyle fakir vardır ki, belki onlar bu kalabalıkta verilen yemekten bile istifade edemiyorlardır! Dolayısıyla ölen kişi namına bir hayır yapılacaksa, definden sonra gerçek bir fukara bulunur ve sadaka verilir. Veya bir hayır ve hizmet kurumuna ölen kişi namına tasadduk yapılır.
Netice olarak teşyi ve taziye esnasında sünnet olan, cenaze sahiplerini yemek külfetine sokmak değil, bilâkis cenaze sahipleri için yemek hazırlayıp getirmektir.
Çankırı Postası
Güncelleme Tarihi: 15 Nisan 2017, 01:15
Hay ağzına sağlık hocam. Darısı Çankırı merkezdede uygulanmalı. Bunu hocalarımız cenaze namazında herkese duyurmalı. Yada mezarlıkta yapılarak bu yanlışlığa bir son verilmeli.