İzmir Kemeraltı’nda bulunan tarihi Kızlarağası Hanı girişinde, “Çankırı Çarşısı” levhasının açılışı geniş katılımlı bir törenle gerçekleştirildi. İzmir’de yaşayan Çankırılıların yıllardır süren talebi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle hayata geçti.
Kemeraltı Çarşısı'nda dün gerçekleştirilen açılış törenine; İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, Karşıyaka Kaymakamı Özkan Demir, İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Selçuk Karakülçe, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu başkanları, sanatçılar, muhtarlar, emekli bürokratlar, basın mensupları ile çok sayıda İzmirli ve İzmir’de yaşayan Çankırılı katıldı.
İzmir Çankırılılar Derneği Başkanı Naci Karakuş, Çankırı Çarşısı’nın yüz yıl sonra itibarının iade edildiğini vurguladı.
Karakuş, “Çankırı Çarşısının öyküsünü size dağıtılan broşürlerden okuyabilirsiniz. 15 yıldır Çankırılılar Derneği olarak bunun için çabaladık. Yüzyıl sonra, İbrahim Zencirci’nin başlattığı Çankırı Çarşısı öyküsü mutlu sona ulaştı.” ifadelerine yer verdi.
Karakuş, merhum gazeteci-yazar Zeynel Kozanoğlu’nun 2013 yılında kaleme aldığı yazıya atıfta bulunarak, yıllar sonra bu hayalin gerçeğe dönüşmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, levhanın daha görünür hale getirileceğini duyurdu. Açılışta 500 kişilik lokma dağıtılırken, tören kurdele kesimi ve hatıra fotoğraflarıyla tamamlandı.
Çankırı Çarşısı’nın Doğuş Öyküsü
Kızlarağası Hanı’nın hemen yanı başında, bugün 906 numarayla anılan dar bir sokak…
Bir yüzyıl önce bu sokak, Kemeraltı’nın kalbinde “Çankırı Çarşısı” olarak biliniyordu. Bakırcıların çekiç sesleri, demircilerin ateşi ve Çankırılı esnafın emeği bu sokakta hayat buluyordu. Zaman geçti, isimler silindi, tabelalar değişti; ama hafıza unutmadı.
Bu hikâye, işte tam da burada başlıyor.
Unutulmuş Bir İsmin İzinde
İzmir Çankırılılar Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin yıllara yayılan mücadelesi, bir sokak adından çok daha fazlasını hedefliyordu. Amaç, yalnızca bir tabelayı yerine asmak değil; kentin belleğinde silinmeye yüz tutmuş bir kültürü yeniden görünür kılmaktı.
2011 yılında dönemin Dernek Başkanı İbrahim Zencirci, Osmanlı arşivleri ve tapu kayıtlarıyla sokağın eski adının “Çankırı Çarşısı” olduğunu belgeledi. Belgelerle yapılan başvuru, o dönemde karşılık bulmadı. Zencirci, mücadelesinin sonucunu göremeden İzmir’den ayrılarak Ordu’nun Perşembe ilçesine yerleşti. Ancak bıraktığı iz, yarım kalmadı.
Yıllara Yayılan Sabır
2014–2016 yılları arasında Dernek Başkanlığı görevini üstlenen Emekli Albay Naci Karakuş ve İzmir’de yaşayan Çankırılılar, bu hayalin peşini bırakmadı. Talepleri son derece sade ve haklıydı: “Geçmiş, adıyla birlikte yaşatılmalıydı.”
Dernek bu amaçla iki kez daha resmi başvuruda bulundu. Yanıt yine olumsuzdu. Ancak her reddedilen dosya, kararlılığı biraz daha güçlendirdi. Yıllar sonra, 2023’te yeniden Dernek Başkanlığına seçilen Naci Karakuş, bu kez mücadelesini daha da büyüttü. 2023 ve 2025 yıllarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan üç ayrı başvuruyla, “Çankırı Çarşısı” adının yeniden yaşatılması için kapılar bir kez daha çalındı.
Sonunda Açılan Kapı
Bu süreçte İzmir Çankırılılar Derneği Yönetim Kurulu’nun kararlı duruşu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Selçuk Karakülçe ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır ile yapılan görüşmelerle karşılık buldu. Belgeler yeniden incelendi, tarih konuştu ve nihayet karar verildi. Bir asırdır sessiz kalan sokak, adını geri alacaktı.
Bir Tabela, Bir Hafıza
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sokağın girişine yeniden “Çankırı Çarşısı” levhası yerleştirildi. Levhada şu ifadeler yer aldı: “Çankırı ya da daha eski dönemlerde ‘Çangırlı’ olarak anılan Kemeraltı’nın bu eski çarşısı; bakırcılık ve demircilik gibi zanaat geleneklerini yansıtır. Zamanla Çankırılı esnafla özdeşleşmiştir. Bu tabela, sokağın eski adının anısını yaşatmak için hazırlanmıştır.”
Bir Asır Sonra Gelen Kavuşma
1920’li yıllarda “Çankırı Çarşısı” olarak bilinen sokak, bir asır sonra yeniden hak ettiği kimliğe kavuştu. Bu sadece bir isim iadesi değildi; bir kentin hafızasına, bir topluluğun aidiyetine ve geçmişle kurulan bağa duyulan saygının ifadesiydi.
Bugün o levha, belki çarşı girişinde küçük bir tabela olarak duruyor.
Ama İzmir’de yaşayan Çankırılılar için o tabela; sabır, emek, aidiyet ve unutulmayan bir geçmişin sessiz tanığı.