banner198

Şehitlerimize Ağlıyoruz

Hakkari Dağlıca bölgesinde Güvenlik Güçlerimize karşı yapılan ve 8 Askerin şehit düştüğü hain saldırı sebebiyle yayınlanan mesajlar

Şehitlerimize Ağlıyoruz
banner145

SAADET PARTİSİ İL BAŞKANI ÖMER UZUN

“Kaçakçıları Gören Göz, Nasıl Oldu da, Teröristleri gör(e)medi !..”

Saadet Partisi Çankırı İl Başkanı Ömer UZUN; Hakkari’de meydana gelen terör saldırılarıyla ilgili olarak "Bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenleri bütün nefretimle lanetliyorum" açıklamasında bulundu.

UZUN, açıklamasının devamında; “Yüreğimiz daha taze duran acılarımızla kan ağlarken Hakkâri’den gelen 8 şehit haberi. Bu, terör denen belanın adı her dilde, her dinde, her görüşte şerefsizliktir. Bu saldırıyı yapanlar Kürt kardeşlerimizin hakkını savunuyor olamazlar. Bunlar ipleri dış güçlerin elinde bulunan kuklalardır, taşeronlardır. İnsanlıktan en ufak bir nasibi olmayan eli kanlı katillerdir. ” dedi.

Hükümetin demokratik açılım sürecinden bu yana ortaya koyduğu tutarsız ve istikrarsız tavrında, terörün çözümüne ilişkin umutları hayal kırıklığına dönüştürdüğünü vurgulayan UZUN, “Maalesef hem iktidar, hem de ana muhalefet bu sorunun çözümü konusunda kararlı bir irade ortaya koyamamıştır. İktidar ve ana muhalefet partisinin genel başkanlarının terör gündemli buluşmaları bile, bizzat kendileri tarafından siyasi polemik konusu haline getirilmiştir. Oysa terör bu milletin ortak acısıdır. Ortak dramıdır. Siyasi malzeme haline getirilmemelidir. Kısır tartışmalara, politik hesaplara malzeme haline getirilmemelidir. Teröre çözüm bulmak için tüm gücüyle çalışması gereken siyasilerin çok sayıda şehit haberlerinden sonra yaptıkları rutin açıklamaları, samimi ve içten bulmamaktayız. Ayrıca Apo için ev hapsi talepleri ve önerilerilerinin gündeme getirilmesi de Aziz Milletimizi, şehit aileleri ve gazilerimizi derinden üzmektedir.

Kuzey Irak'tan ellerini kollarını sallayarak Türkiye giren terörist grubun Heron'lar tarafından neden ve nasıl fark edilemediğinin tam bir muamma olduğunu dile getiren UZUN, “Bir hükümet yetkilisinin "Hem sayıca fazlaydılar ve silahları vardı" açıklamasına karşılık bizim de şöyle sormak hakkımız: Peki o zaman Heron'lar neden fark edemedi. Kaçakçıları gözer göz, ağır silahlarla gelen ve sayıca çok olduğu söylenen teröristleri nasıl oldu da gör(e)medi !..” diye konuştu.

UZUN; “Üzüntümüz şudur ki, ülkemiz zaman kaybetmektedir. Milli Görüş politikalarına dönülmediği sürece, yüreğimize ateş, ocaklarımıza derin acılar ve hüzün düşmeye devam edecektir. Türkiye'deki terör sorunu batıl bir düşüncenin eseridir. Bu ülkenin çocuklarını yanlış bir zihniyetin bedeli olarak birbirlerine düşman hale getirdiler. Terör azaldı mı? Hayır. Millettin ortak değerlerini tahrip ettiler. Bizim milletimizi bir arada tutan en önemli güç İslam’dır. Bundan uzaklaştıkça bu milleti birlikte tutmakta zorlaşır” açıklamalarında bulundu.

UZUN, “Bu vesile ile, Şehitlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, ailelerine ve milletimize sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Mekânları Cennet olsun milletimizin başı sağolsun” dedi.

MEMUR-SEN İL TEMSİLCİSİ ALİ SOLAK

 

Terör örgütü tarafından, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Dağlıca bölgesindeki askeri birliklere yapılan saldırı sonrası çıkan çatışmada 8 askerin şehit, 16 askerin de yaralandığı; Hatay'ın Belen ilçesinde dün akşam saatlerinde çıkan çatışmada da bir askerimizin şehit olduğu bilgisini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, aileleri, silah arkadaşları ve milletimize baş sağlığı dilerken, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.

 

Türkiye'nin gücü ve istikrarından rahatsız olan mihraklarca büyütülen ve korunan terör örgütünün bu eylemleri birlik ve beraberliğimizi bozamayacak, bölgesel güç olma yolundaki ülkemizi, bu kararlılığından döndüremeyecektir. Terör, bu ülkenin ortak sorunudur. İç siyasete alet edilmeden, terör belasından kurtulmak için gereken yapılmalıdır. Ülke enerjisi, iç siyasete harcanmadan birlik ve beraberlik içinde, terör belasından kurtulmaktan, ekonomik büyümeye, uluslararası arenada söz sahibi olmaya kadar gerekli mecralarda harcanmalıdır.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Memur-Sen ailesi olarak, şehit Mehmetçiklerimize bir kez daha Allah’tan rahmet ve mağfiret; aileleri, yakınları ve milletimize başsağlığı, yaralı Mehmetçiklerimize de acil şifalar diliyor, terörü ve onu, destekleyenleri bir kez daha lanetliyoruz.

BARO BAŞKANI ERKAN KÖROĞLU

Bugün 8 eve ateş düştü,

Ulus olarak hepimizin canı yanıyor,

Bugün, 19.06.2012 günü gece yarısı Hakkari’ nin Dağlıca bölgesinde Güvenlik Güçlerimize karşı Teröristlerce  hain  TERÖR saldırıları gerçekleştirilmiştir.

Bugün 8 vatan evladı, vatanları uğruna şehit düşmüşlerdir. Yine bu hain saldırı sonucu 16 Askerimiz yaralanmıştır.

Yaşamını yitiren şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz.

Şehitlerimizin başta ANALARINA olmak üzere, BABALARINA, ÇOCUKLARINA, EŞLERİNE, KARDEŞLERİNE ve Tüm ulusumuza sabırlar ve başsağlığı diliyoruz.

Şehitlerimiz nur içinde yatsın.

Yaralılarımızın, acilen sağlıklarına kavuşmasını diliyoruz.

TERÖR; Özgürlükleri, Demokrasiyi, İnsan Haklarını, İnsan Yaşamını yok etmeye yönelik bir  İnsanlık Suçudur.

Çankırı Barosu olarak hain saldırıyı, TERÖRÜ, Teröre Başvuranları, Terörden Medet Umanları şiddetle kınıyoruz.

Son saldırı, bu terör belasının; operasyonları durdurarak, kahve falına bakar gibi istatistiklere bakarak, kirli beyinlerin demokrasiyi kullanıp salyalarını akıtarak yaptıkları insan hakları merkezli konuşmaları ile durmayacağını apaçık göstermiştir.

Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetinden; Yurdumuzda, yıllardır süren TERÖR BELASINI sonlandırması için elindeki tüm enstrümanları kullanarak ne gerekiyorsa yapmasını talep ediyor.

Tüm halkımızın; kendisini bir anlık şehit olan evlatlarımızın ailesinin yerine koymasını istiyoruz.

KAMU-SEN İL TEMSİLCİSİ METİN MEMİŞ

ŞEHİTLERİMİZE AĞLIYORUZ…

Hakkari’nin Irak sınırındaki ilçesi Şemdinli'nin Dağlıca kesimindeki birliklere bu sabah ağır silahlarla saldıran PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada 8 askerimizin şehit olması, 16 askerimizin de yaralanması yüreklerimize kor bir ateş gibi düştü. Bugün Türk milleti olarak yastayız.

Terör, verilen tavizler neticesinde son yıllarda büyük bir tırmanışa geçti. Terörü ve teröristleri şımartanlar bu karanlık fotoğrafın mimarlarıdır. Artık sözün bittiği yerdeyiz. İktidarın açılım saçmalığının sonuçlarını bugün hep birlikte görüyoruz. Açılımla birlikte teröre en ufak bir darbe vurulamadığı gibi, terör ivme kazanmıştır. Teröristler elini kolunu sallayarak ülkemize girmiş, kahramanlar gibi karşılanmıştır. Bu yüz kızartıcı ve belleklerden silinmeyecek tablonun ardından da tavizler peşi sıra gelmiştir. Anayasa çalışmaları çerçevesinde ana dilde eğitim talebi bugün çok daha yoğun dillendirilirken, Kürtçe’de seçmeli ders olmuştur. Bugün bölücü örgütün taleplerinin gerçeklemesi yolunda büyük adımlar atılmaktadır.

Terörün ve teröristlerin hiç durmayacağı ise aşikardır. Verilen her taviz terörün daha da artması, kanın daha çok akması sonucunu doğurmaktadır. İktidar teröristlerin taleplerine kulak vereceğine, terör belasına bir an önce son vermelidir. Bugüne kadar terör karşısında etkin bir siyaset yapamayanlar, teröristlerle masada uzlaşmaya çalışanlar, terörist başına ev hapsine sıcak bakacak kadar kendini kaybetmiş olanlar akıllarını başına almalıdır. Milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya, bu ülkeyi bölük pörçük etmeye, insanlarımız arasında ayrılık tohumları ekmeye çalışanlara en sert cevap verilmelidir. Terörün kökünü kurutmak için harekete geçilmeli, terörü azdıran adımlar ivedilikle durdurulmalı, devlet etkisini, gücünü bu çapulculara göstermelidir.

PKK Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi değildir. Bu nedenle PKK’nın taleplerini Kürt vatandaşlarımızın talepleri olarak algılamaktan vazgeçilmelidir. Terör; Türk, Kürt ayrımı yapmadan ocakları yakmakta, anaları, babaları evlatsız bırakmakta, bu ülkenin tam kalbine hançer saplamaktadır. Bu nedenle teröristleri, teröre hizmet edenleri, onlara destek verenleri, teröristlerin TBMM’de sözcülüğünü yapanları, bu ülkenin evlatlarına hainlik edenleri muhatap almak bu ülkeye yapılacak en büyük ihanet olur. Memleket evlatları bir bir şehit edilirken, teröristle müzakere bu millete ve şehitlerimize hakarettir.

Türkiye bugün tarihinde hiç görmediği olaylara tanıklık ediyor. İmralı’dan talimatlar veriliyor, TBMM’de teröristlere çanak tutuluyor, teröristlerin taleplerini karşılamak için büyük enerji harcanıyor. Ancak bilinmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük ve güçlüdür. Türk milleti bu ülkeyi çapulculara bırakmayacak kadar vatan sevdalısıdır. Yaşanan bu rezalet son bulacak, bin yıllık kardeşliğe leke sürmeye çalışan çapulcular Kandil’de kustukları kanda boğulacaktır. 

ARTIK YETER! OCAKLARA ATEŞ DÜŞMESİN. FİDANLARIMIZ SOLMASIN. BİZLER ANALARIMIZIN, BABALARIMIZIN BİR DAMLA GÖZYAŞI DÖKMESİNE DAYANAMAYIZ. BASİRETLİ BİR POLİTİKA SERGİLEYEMİYORSANIZ, TERÖRÜN ÜSTESİNDEN GELEMİYORSANIZ ‘BU İŞİ BECEREMEDİK’ DEYİN VE GEREĞİNİ YAPIN. UNUTULMASIN Kİ; BU ÜLKENİN CESUR VE KARARLI ADIMLARA İHTİYACI VARDIR.

Türkiye Kamu-Sen olarak şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve Türk Milletine baş sağlığı; yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.

TÜRKAV ŞUBE BAŞKANI İSA BÖLÜKBAŞI

TÜRK MİLLETİ’NİN BAŞI SAĞOLSUN

Bir 18.Haziran.2012 tarihinde… Yine yüreğimiz yandı. Yine kahpe saldırıyla vatan evlatları toprağı vatan yapmak üzere can, mavi göklerde dalgalanan bayrağa kan verdiler.

Aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet; acılı ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyoruz.

Yine milletimizin ciğeri dağlanmış, anaların yürekleri yangın yerine dönmüştür.
Ocaklara ateş düşmüş ve analar ağıtlarla evlatlarının bayrağa sarılı naaşlarını kucaklamak için kendilerinden geçmiştir.

Hain saldırılarını tırmandıran etnik bölücü terör, meşum niyetlerine ulaşmak için son kozlarını oynamaya başlamış ve var olan tüm iğrenç imkânlarını harekete geçirmiştir.
Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti, düşmanlık boyutundaki alçak eylemlerin odağı ve hedefi haline gelmiştir.

Artık ülkemiz sözün, mazeretin ve nafile demeçlerin tükendiği ve bir anlamının kalmadığı vahim bir noktaya ulaşmıştır.

Bugün terörün ve bölücülüğün azmasında ve gemi azıya almasında birinci derecede sorumlu hiç kuşkusuz mevcut hükümettir.

Açılım adıyla ortaya konulan yıkım projesi, Türk Milleti’nin merhamet duygularından faydalanmak suretiyle Analar Ağlamasın diyerek terörist eylemleri ve teröristleri masum gösteren, Türk Milleti’ni mahkûm ettiği morglarda şehit cenazeleri beklemesinler diyerek şehitlerimize sahip çıkanları suçlayıp kendi gafletlerini göremeyen ancak; çözümü teröristle mücadele yerine mütarekeyle halletme niyetiyle ucuz siyasete soyunanların; bugün gelinen noktada acı ve melun sonuçlarını şehit ve gözyaşı olarak vermeyi sürdürerek gerçeği göremedikleri apaçık ortadadır.

Anayasa çalışmalarında hainleri ve kalleşleri üzmemek adına bölünme kampanyasının, bumerang gibi dönerek Türk Milleti’nin evlatlarının canına ve kanına mal olduğu tüm netliğiyle ortadadır. Teröristle mücadele etmek yerine mütareke çerçevesinde verilen tavizlerin kan, gözyaşı, acı ve üzüntüyle kat be kat artarak devam ettiğini, şairin dediği gibi… “sen taviz verdikçe kuduz köpek dalıyor…”” gerçeğini görmemezlikten gelmeye devam edilmektedir.

Bu itibarla hükümet yetkilileri siyasi sorumluluğun gereğini yerine getirmelidir. Terörle etkili ve çok yönlü mücadelenin yürütülmesi artık kaçınılmazdır.

Terör unsurlarının kökünün kazınması için hükümetin elinde yetki ve arkasında millet desteği fazlasıyla mevcuttur.

Ayrıca, hükümet vakit daha fazla geç olmadan yıkım projesini rafa kaldırmalı, Türk milletinden açıkça özür dileyerek bağışlanma talebinde bulunmalıdır.
Verilen tavizler Türk milletini dağılmanın ve çözülmenin ortasına doğru hızla sürüklemektedir. Anayasa çalışmalarında bölücülüğün sözde siyasi statü ve özerklik talepleri, her platformda dile getirilmekte ve dayatmalar alabildiğine hükümetin göz yummasıyla zemin bulmaktadır.

Buna paralel olarak kış günlerinde göbeği dışarıya bağlı sözde aydınların dile getirdiği, hükümetin de bu yönde siyaset geliştirerek silah bırakma ve af sözlerinin ayyuka çıkarılıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin teröristlere karşı yürüteceği mücadelenin önünü tıkayan ve bunu fırsat bilen eşkıya ise, hükümetin sağladığı uygun iklim sayesinde yuvalandıkları inlerinden daha güçlü ve hazırlıklı çıkarak kanlı emellerini gerçekleştirmek için adeta seferber olmuşlardır.

Türk milleti bu yüzden büyük bir suikastla karşı karşıyadır.
Nihai olarak hainler ve alçaklar nerede ve kiminle olursa olsun bölücülüğe verdiği primin, el altından gösterdiği desteğin ve gizli ilişki ağlarıyla temellendirdiği tavizlerin hesabını vermek ve diyetini ödemek durumundadır.


Türk Milleti’nden yetki alarak devleti idare edenler ise bir an önce Türk Milleti gibi düşünmek, yaşanan bunca acı ve gözyaşını dindirmek üzere;

• Teröristlerle ve destekçileriyle apaçık mütareke yerine mücadele etmelidir.

• Teröristlerin tamamının nerede olura olsun kökü kazınana kadar bertarafı sağlamalıdır.

• Türk Milleti’nin bölünmesine vesile olacak tavizlerden derhal vazgeçmelidir.

• Türk Milleti’nin Milli değerleriyle oynamak yerine Milli birlik sağlamalı, “Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak, Tek Vatan” ülküsünden asla vazgeçmemeli bilakis bunun için gereken bütün tedbirleri almalıdır.

Sözümüz Türk Milleti’nin bekası için her şeyi göze alabilecek kadar şuurlu ve bilinçli, bir o kadar da azimli ancak; sabrının celadetini sınadığının farkında olan Türkiye Kamu Çalışanlarının hassasiyetleridir. Bilinmelidir ki, Türk Milliyetçisi Kamu çalışanları asla tavizden yana değildir. Yeniden bir Kurtuluş savaşı yaşamayı asla kabul etmeyen ancak; gerekirse Anadolu’yu yeniden fethe hazır olduğunun anlamlı bir ifadesidir. Mücadelemiz her zaman her yerde varlığımızın Türk Milleti’nin varlığına armağan edileceğinin yansımasıdır.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER