banner198

Eski MGV yöneticisini de Paralelci yaptılar!

Son dönemde kamuda ve siyasette yer açmanın en gözde metotlarından biri suçlu olsun yada olmasın paralelci yaftalamasında bulunmak.

Eski MGV yöneticisini de Paralelci yaptılar!
banner145

Son dönemde kamuda ve siyasette yer açmanın en gözde metotlarından biri suçlu olsun yada olmasın paralelci yaftalamasında bulunmak.  

 

Gelinen sürece tepki gösteren Türk Büro Sen Şube Başkanı Metin Memiş, eski MGV Yöneticisi bir arkadaşlarının dahi paralelci suçlaması ile ekarte edilmeye çalışıldığı iddiasında bulundu.

 

 

Yıllarca cemaatle koyun koyuna yatan bazı kişilerin bir çırpıda geçmişini silerek arkadaşlarını hedef aldığını duyuran Türk Büro Sen Şube Başkanı Metin Memiş, tek kişilik basın açıklamasında adeta açtı ağzını yumdu gözünü.

 

Haksız atamalara tepki gösteren Memiş, İş kurumunda daire başkanı olan Mehmet Aslan’ın bütün kurum çalışanlarına iktidar partisinin propagandasını içeren e-posta gönderdiğini ifade ederek  bu eylemi şiddetle kınadıklarını duyurdu.

 

 

Memiş eski bir MGV yöneticisi olan arkadaşlarının paralelci suçlaması ile akarte edilmeye çalışıldığını söyleyerek, " Ne acıdır ki, bugün terör örgütü ilan ettiğiniz cemaatle yıllarca koyun koyuna yatan, aynı tastan su içen, aynı yolda yürüyen, aynı yağmurda ıslanan bu zevat, cemaatin sohbetlerine belki 169 defa gitmiş şimdi ise; bir çırpıda geçmişini inkâr etmekte ve yüzleri bile kızarmadan bizim arkadaşımızı hem de Milli Gençlik Vakfı yönetiminde bulunmuş arkadaşımı paralelcilikle suçlamaktadırlar." dedi.

 

 

 

Memiş açıklamasında şunları kaydetti:

 

İş kurumunda daire başkanı olan Mehmet Aslan’ın bütün kurum çalışanlarına iktidar partisinin propagandasını içeren e-postanı şiddetle kınıyoruz. Hep devlet memuru olalım hükümetlerin değil dedik. Gelinen durum; yazık çok yazık…

 

2015 Mayıs sonlarında yine İş Kurumu önünde “Ne Hint Kumaşıymış Be!” başlıklı açıklamamda ifade ettiğim gibi, Kamuoyunun ve özellikle bu söylediklerimi çeşitli sebeplerle üye olan Memur-sen üyelerinin dikkatine sunuyorum.

 

Sendikalar haksızlığa çanak tutmaz, sendika temsilcisi haksızlığın bizatihi kaynağı olamaz.” Çok acıdır ki, ataması yapılan hint kumaşı, çalışanların haklarını koruması gereken atamalarda liyakat ve kariyer ilkelerine uyulmasını talep etmesi gereken sözüm ona sendika temsilcisi. Ama maalesef haksızlığın bizatihi kaynağı” yine devamında

 

“Şimdi de büro memur-sen, memur-sen üyelerine soruyorum: Siz yapılan bu  atamalara daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Yoksa bu haksız atamalar sizin üyeliğinizin bir neticesi mi? Yoksa sizin üyeliğiniz sadece hint kumaşına mı yarıyor? Sadece emanet ve devlet kurumları hak etmeyenlere mi veriliyor? Ama söyleyeyim 6-7 sene sonunda  temsilciliğinin semeresini alan hint kumaşı gayri il temsilciliğini de bırakır. Eee memursen üyeleri atı alan Üsküdar'ı geçiyor”demiştim. Aradan bir ay geçmeden Hint kumaşı Memur-sen il temsilciliğini bıraktı.

 

Sadece ‘yandaş’ olmayan bir kamu çalışanının daire başkanlığı görevine getirilmesini içine sindiremeyen bazıları, gazete ve televizyon üzerinden günlerdir bir linç kampanyası başlattılar. Eleştirdiğimiz Hint kumaşı da facebook üzerinden yazılar yazmakta ve avanesi de yorumlarla katkı vermekte.

 

Şimdi soruyorum. Sınavla daire başkanı olunuyor da sınavdan mı kaçan oldu?

 

Hint kumaşı! Sen hangi sınavı kazanarak SGK’dan paraşütle gelip G.Spor’a şube müdürü oldun?

 

Mahkemece iptal edilen müdürlüğünden sonra, hangi sınav sonucu ve kurum çalışanlarından kimlerin hakkını yiyerek İş Kurumuna İl Müdür yardımcısı oldun?

 

Ne acıdır ki, bugün terör örgütü ilan ettiğiniz cemaatle yıllarca koyun koyuna yatan, aynı tastan su içen, aynı yolda yürüyen, aynı yağmurda ıslanan bu zevat, cemaatin sohbetlerine belki 169 defa gitmiş şimdi ise; bir çırpıda geçmişini inkâr etmekte ve yüzleri bile kızarmadan bizim arkadaşımızı hem de Milli Gençlik Vakfı yönetiminde bulunmuş arkadaşımı paralelcilikle suçlamaktadırlar.

 

Paralel dedikleriyle dün beraber baskı altına almaya çalıştıklarını, müfettiş raporlarına sokturarak sendikal görevini bıraktırmaya çalıştıklarını, şimdi paralelci diye çamur atmaktadır. Sahi senin referansın paralel değimliydi? Bu vesile ile belirtelim ki, bu Hint kumaşına karşı çıkışımız sadece emanetin ehli olmayana verilmesidir. Yine önemle vurgulayalım ki, hakeden hiç kimseyi paralel yaftası ile de linçe maruz bırakacak kadar düşmeyiz.

 

Bizim durduğumuz yer, aldığımız konum ve milli hassasiyetlerimiz noktasında takındığı tavır net ve bilinmektedir. Her türlü haksızlık karşısında dik duruşumuz, Türkiye Kamu-Sen’in bu milletin gönlünde çalışanların gönlünde yer etmesinin başlıca nedenlerindendir. Bu nedenler, bu tabansız zevatın, bu omurgasız sözde basın mensuplarının bilinçaltında büyük bir Türkiye Kamu-Sen fobisi ve kompleksi oluşmasına neden olmaktadır. İşte tam da bu yüzden bu omurgasızlar, her türlü değerlerimizi ayaklar altına alma pahasına paralelcilikle suçlayanlar, bu iddialarını ispat edemezlerse müfteridir, alçaktır, şerefsizdir. Azıcık inancı olanların, aşağılık linç kampanyalarından iğreneceği açıktır. Amaca giden her yolu mübah gören kimselerin karalama kampanyalarını hangi ahlak ve inançlarına sığdırdıkları da merak konusudur.

 

“Çamur at, izi kalsın” mantığıyla saldıranlar, ne kadar uğraşsalar da içinde yüzdükleri pisliğin kokusunu bastıramayacaklardır. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak daima, hakkın ve haklının yanında olmuş, daima doğruları savunmuş olmakla gurur duymaktayız. Bu utanmaz, kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileyen, dışlayan ve yok etme arzusunda olan bu anlayışının hep karşısında olduk.

 

Menfaatperestliğin, dönekliğin ve çok yüzlülüğün geldiği boyut, içler acısıdır.

 

Kendisinden başkasına tahammülü olmayanlara yazıklar olsun.

 

Biz, bunların iplerinin hangi güçlerin ellerinde olduğunu, kimler tarafından kumanda edildiklerini gayet iyi bilmekteyiz. Vicdanları körelmiş, haysiyetleri makama, davaları güce satılmış olanların içlerindeki necaset ve korku dillerine ve facebook üzerinde klavyeye vurmaktadır.

 

Tam 13 yıldır, her türlü kritik makama yapılan atamada liyakat, ehliyet ve kariyer ilkeleri ayaklar altına alınır, tek kriter olarak yandaşlık gözetilirken, şeflik sınavından 40 bile alamayanlar daire başkanlığına, müdürlüklere atanırken tek kelime bile edemeyenlerin, 13 yılda belki de ilk defa yandaş olmayan, vatansever, çok iyi derecede yabancı dil bilen, 2002’ye kadar, SSK Başkan Danışmanlığı yapmış bir kamu çalışanının daire başkanı yapılmasına karşı gösterdikleri bu saldırganlık ve yaşadıkları paniğin altında hangi çıkar hesapları, hangi ihaleler, hangi makam vaatleri yatmaktadır?

 

Kimseye dayanmayan, hiçbir çıkar çevresine bağlı olmayan, yalnızca vatan, millet ve hizmet aşkıyla görev yapan bir kamu çalışanının daire başkanı olması kimleri bu kadar ürkütmüş olabilir ki? Bu kimsenin paraşütle inmediği de ortadadır.

 

Bu saldırıların temelinde acaba hangi çıkar çevreleri vardır? Vatan sevdalısı, millet aşığı, bağımsız ve liyakat sahibi idareciler çoğaldıkça, acaba birileri, hortumlarının kesileceğinden mi korkulmaktadır? Şimdi görevi değiştirilince medyada tık yok, yandaşlarında da tık yok.

 

El etek öpmeye, makam koltuğu yalamaya alışık olan bu anlayışın, bu ülkede liyakatli birinin idareci makamına atanmasına tahammül edemeyeceğini biz zaten biliyoruz.

 

Gelelim facebookta yazılara cevabımıza:

 

Bizim erkekliğimizden şüphe edenlere diyeceğimiz şey: Bizim yerimiz, yurdumuz, adresimiz belli.

 

Zulmün topu, güllesi, kalesi varsa Hakkın da dönmez yüzü bükülmez kolu vardır...

Çankırı Postası

Güncelleme Tarihi: 30 Ekim 2015, 03:55
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER