Çankırı FK, futbola uzak kaldığı iki haftanın ardından, Sorgun Belediyespor maçıyla tekrar taraftarının önüne çıktı.
Bu iki haftalık arada takım futbolu, seyirci de takımını özlemişti.
Hava güzel, seyircinin ilgisi yoğun, Yeşilay organizasyonuyla stada gelen kadın ve çocuk taraftarlar tribünlerde renkli görüntüler oluşturuyordu.
Her zaman olduğu gibi Vali Fırat Taşolar, Belediye Başkanı İ. Hakkı Esen ve AK Parti İl Başkanı Koray Erdoğan, protokolde değil, seyircilerle birlikte maçı izliyor.
Zemin futbol oynamaya elverişli,
Takımın maskotu Tuzi tribünleri coşturuyor,
Maça gelemeyen gurbetteki Çankırılılar için Çankırı Postası, Süper Lig ayarında bir canlı yayın yapıyor.
Bu şartlar altında sahaya çıkan Çankırı FK, maça fırtına gibi başladı.
Sertaç Hoca, çıkabileceği en doğru kadroyla sahadaydı.
Beni şaşırtan tek şey, Nevres’in ilk 11’de olmamasıydı.
Ancak bunun sebebini, Nevres’in ikinci yarıda oyuna girmesiyle anladık.
Geldiği haftalardaki performansından çok uzak bir Nevres vardı sahada.
Maça iyi başlayan Çankırı FK’da M. Değirmenci soldan dalga dalga gelirken, İbrahim Zeytin ise ilk 20 dakikada sağ kanattan aldığı her topla dikine giderek ve arkadaşlarına attığı final paslarıyla tehlikeler yaratıyordu.
Nihayet, 12. dakikada İbrahim Zeytin’in nefis pasında Değirmenci önce topu kalecinin üzerinden aşırdı, ardından tamamlayarak golü attı.
Takımımız ilk yarıda çok iyi oynadı. Özellikle orta sahada Necdet, ligin başındaki o enerjik görüntüsüne bürünmüş, Mustafa Kayabaşı ise oyuna akıl katarak attığı paslarla pozisyonlar hazırlıyor, üstüne bir de yaşına rağmen hücum pres yapıp gerektiğinde temaslı oyunla toplar kazanıyordu.
Defansımıza ise pek iş düşmedi. İki stoperimiz Ahmet Üner ve Murat Demirezen, temiz ve güven veren bir futbol oynadılar. Ta ki 85. dakikada rakibin attığı gole kadar.
O golde defansımız resmen uyudu ve rakibe uzak kalarak gole davetiye çıkardı. Bu gol, bu kalitedeki iki stopere yakışmadı ve oyunu zora soktu.
İlk 20 dakika çok iyi oynayan İbrahim Zeytin, o dakikadan sonra oyundan düştü. Koşamadı, rakibini geçemedi, final paslarını hep rakibe attı ve buluştuğu topları kaybetti.
Sertaç Hoca çok tecrübeli bir teknik adam. İkinci yarıya iki kritik değişiklikle başladı. Zeytin’in yerine Taha’yı, sarı kartı olan Batuhan’ın yerine ise Ahmet Aktaş’ı sol tarafa alarak oyuna devam etti.
Bu iki değişiklikle ikinci yarının ilk beş dakikasında tam beş pozisyon bulduk.
Yani maç, 50. dakikada 6-0 olabilirdi. Ancak son vuruşlardaki eksiklik ya da şanssızlık, skoru açmamızı engelledi.
Bu dakikalarda Hoca, yorulan Değirmenci’nin yerine Hakan Akman’ı sahaya sürdü.
Gol ararken, 85. dakikada yukarıda belirttiğim gibi defansımızın bir anlık uyumasıyla şok bir gol yedik.
Herkesin yüzü düştü, morali bozuldu, ancak kenarda Sertaç Hoca yerinde duramadı. Sürekli oyuncularını yönlendirerek ne yapmaları gerektiğini söyledi.
Nihayetinde uzatma dakikalarında önce Hakan Akman, ardından da Taha’nın golleriyle maçı 3-1 kazandık.
Hakan’ın golüyle ilgili pozisyonda faul yok ama elle topa temas söz konusu.
Ayrıca, maç 0-0 iken Mustafa Değirmenci’nin ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golü de ofsayt değildi.
Sonuç olarak, Çankırı FK bu zor maçı, kadro kalitesi, oyuna koyduğu karakter ve hocasının tecrübesiyle kazandı.
Şunu belirtmek gerekir ki bu takımın kadro kalitesi, net bir şekilde grubundaki diğer takımların üzerinde.
Sertaç Gezer Hoca ise tecrübesi, analiz yeteneği ve stresi yönetme becerisiyle bu ligin üstünde bir teknik adam.
"Peki, o zaman K. Ereğli ile aradaki puan farkı neden var?" derseniz, bu konu çok tartışılır.
Birincisi, sezon başında bu hoca ve bu kadro planlaması olsaydı, bugün Çankırı FK lider olurdu.
İkincisi, K. Ereğli, rüzgârı arkasına almış bir takım. Lobi gücü, ligdeki rahatlığı ve kazanma alışkanlığı var.
Evet, deplasmanda K. Ereğli’ye mağlup olduk ama o maç kendi içinde ayrı bir hikâye.
Dün maçın bitiminde Sertaç Hoca’nın verdiği röportaj gündeme oturdu. Gece boyu tüm sohbetlerin konusu buydu.
Herkes farklı senaryolar yazdı.
Konuyla ilgili olarak hocayla uzun bir telefon görüşmesi yaptım.
Neyi, neden söylediğini anlattı. Ancak şimdilik yazılmamak kaydıyla…
Sadece şunu söyleyebilirim: Birileri, Çankırı FK’nın play-off’ta rakipleri olmasını istemiyor ve farklı planların peşindeler.
Hoca da bunun farkında.
