1980’li yıllarda TRT ekranlarının unutulmaz yüzlerinden biri olan Cenk Koray, sunduğu programlarla Türk televizyon tarihine damga vurdu. “Tele Kutu” başta olmak üzere Pazar günleri ekranlara gelen eğlence programlarıyla milyonları ekran başına toplayan Koray’ın esprili kişiliği, kıvrak zekâsı ve halkla kurduğu sıcak bağ hâlâ hafızalarda yaşıyor.

Yıllar geçmesine rağmen adı hâlâ unutulmayan Koray’ın kökenine dair “Çankırılı mıydı?” sorusu zaman zaman kamuoyunda gündeme geliyor. Özellikle yayınlarında Çankırı’ya gösterdiği ilgi, sıcak ifadeleri ve değinmeleri bu şüpheyi güçlendirmişti. Hatta bir dönem Zonguldaklı mı, Adanalı mı, yoksa Çankırılı mı tartışmaları dahi yaşanmıştı.

Bu sorunun cevabını ise bizzat Cenk Koray, kaleme aldığı bir yazısında açık bir şekilde vermişti.

Cenk Koray’dan Çankırı’ya: “Anne Tarafım Köklü Bir Çankırılı”

Cenk Koray, bir yazısında şu satırlarla Çankırı ile olan bağını açıklamıştı:

“Benim anne tarafım Çankırılıdır. Hem de köklü Çankırılı. İsfendiyaroğulları olarak bilinen Candaroğulları beyliğinin torunlarından idi annem. Çankırılılar 'Kasım Beyler' deyince bilir. İşte o aileden... Fatih Sultan Mehmet’in annesi de o sülaleden geliyordu.”

Çankırı’daki akrabalarını her yıl ziyaret ettiğini anlatan Koray, Taş Mescit başta olmak üzere Çankırı’nın tarihî ve doğal güzelliklerinden övgüyle söz ediyor. Yazısında, şehrin ihmal edilmişliğine rağmen barındırdığı zenginlikleri ve Anadolu’nun sevecen yüzünü yansıttığını vurguluyor.

Dönemin Çankırı Valisi Erdal Aksu’nun da Ankara Hukuk’tan sınıf arkadaşı olduğunu belirten Koray, onun şehre büyük katkılar sunacağına inandığını belirtiyor. Yazısını şu sözlerle tamamlıyor:

Türkü söyleyerek bakıra şekil veriyor Türkü söyleyerek bakıra şekil veriyor

“Çankırı’nın konuksever, zeki halkına, taşına, toprağına ve değerli valisine selamlar, sevgiler... Hemşerileri Cenk Koray’dan.”

“Tele Kutu”yla Milyonların Evine Misafir Oldu

Cenk Koray, 1 Ağustos 1944’te Adana’da doğdu. İlkokul öğretmeni olan annesinin Zonguldak’a tayini nedeniyle çocukluk yıllarını bu şehirde geçirdi. Zonguldak’ta yaşadığı dönemde tenise ilgi duymaya başladı ve ilerleyen yıllarda uzun süre tenis hakemliği yaptı. Hatta yönettiği maçlarda yaptığı şovlarla dikkat çekti ve bu özelliği sayesinde TRT’den teklif aldı.

Cenk Koray, Türkiye'nin ekran kültürünü şekillendiren bir televizyon öncüsüydü. TRT’de Halit Kıvanç'ın yerine başladığı “Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız” yarışmasıyla televizyon kariyeri başlayan Koray, 1970'li yıllardan 1989’a kadar ekranların değişmeyen yüzü oldu.

Özellikle “Tele Kutu” programı, onu Türkiye'nin dört bir yanında tanınan ve sevilen bir sima haline getirdi. Yarışmaların yanı sıra şovmenlik yönüyle de tanınan Koray, her yaştan izleyicinin gönlünde yer etti.

Sunuculuğun yanı sıra gazetecilik ve yazarlık da yapan Koray, Son Havadis ve Akşam gazetelerinde yazarlık yaptı. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün iki yıl boyunca basın sözcülüğünü de üstlenen Koray, aynı zamanda koyu bir Beşiktaş taraftarıydı. 1994’te yayımladığı “Kur'an - İslamiyet, Atatürk ve 19 Mucizesi” adlı kitabı uzun süre tartışma konusu oldu.

Hayatının En Ağır Acısı: Oğlunun Ölümü

Cenk Koray’ın hayatındaki en büyük kırılma, 1996 yılında henüz 19 yaşındaki oğlu Nihat’ı kendi kollarında kaybetmesiyle yaşandı. Bu büyük kayıp onu derinden etkiledi. Kalp rahatsızlıklarıyla mücadele eden Koray, 23 Temmuz 2000’de İstanbul’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 25 Temmuz’da Erenköy Galippaşa Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Editör: Tuğçe Betül Arpacı