banner198

Çankırı Barosu; Fillerin çarpışmasından çimenler eziliyor!

Çankırı Barosu, başkan İdris Şahin imzasıyla son günlerde yasama ve yürütme organları arasındaki gelişmeler hakkında basın duyurusu yaptı..

Çankırı Barosu; Fillerin çarpışmasından çimenler eziliyor!
banner145

Çankırı Barosu, başkan İdris Şahin imzasıyla son günlerde yasama ve yürütme organları arasındaki gelişmeler hakkında basın duyurusu yaptı.

 

Türkiyedeki bir çok Baronun ikiye bölündüğü süreçte, Çankırı Barosunun tarafsız bir görüntü sergilemesi ve tarafları soğukkanlı olmaya davet etmesi dikkat çekti. 

 

Çankırı Barosunun basın duyurusu şöyle:

Ülke olarak son derece kritik günlerden geçtiğimiz ortadadır.

 

Devletin kurumları arasında yaşanan güven bunalımı, iç çekişme ve çatışma sürecine yol açıcı nitelik taşımaktadır.

 

Devlet, rastlantıların meydana getirdiği sıradan bir örgütlenme değildir. Halkın geçmişinden devraldığı ortak mirası, yine ortak amaç, umut ve refaha dönüştürme işlevinin lokomotifidir.

 

Bu nedenledir ki; devletin kuvvetleri arasında ayrılık oluşturularak bu güçlerin birbirlerini tüketmelerine izin verilmemiştir. Ne yasama ya da yürütmenin yargıya, ne de yargının diğerlerine hükmetme ve baskı yapma seçeneği bulunmamaktadır. Aksi takdirde halkın iradesi fesada uğratılarak adeta fillerin çarpışmasından çimenler ezilecektir.

 

Kuvvetler arasındaki güç tahakkümünü en iyi engelleyen kurumun ise, hukukun üstünlüğü olduğunda kuşku yoktur. İnsanlık tarihinin derin tecrübesi ve imbiğinden süzülerek bugüne kadar gelen en mütekamil nokta burasıdır.

Hukukun üstün olduğu yer ise, sözün bittiği yerdir.

 

Hukuk, özü itibariyle uygulanırken belirli yöntemlere göre işlevsel hale gelir. Bunun adı da, usuldür. Usul, güvenliğin can damarıdır. Bu damar, zedelendiği ya da kopartıldığı takdirde hiçbir organın sağlıklı işlemesi mümkün değildir.

Ne yazık ki, yaşanan tartışma ve çekişmeler usulün ne olduğu noktasında odaklanmaktadır.

 

Bu tartışmaya hukukun soğukkanlı mantığı ile yaklaşılmadığı sürece, galibi olmayan kısır çekişmelerin sonunun gelmeyeceği de açıktır.

Bu çerçevede hiçbir siyasi veya kişisel görüş ve düşüncenin etkisi altında kalmadan hukukun bahsettiğimiz soğukkanlı mantığını konuşturmak zorundayız.

 

Belirtilen nedenlerle, aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirebilmek bakımından Çankırı Barosu olarak olguya ilişkin hukuksal değerlendirmemizi kamuoyunun takdirlerine sunuyoruz:

Hakim ve savcılar hakkında inceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılmasına ilişkin usul hükümleri, T.C. Anayasası’nın 144 ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Yasası’nın 82 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.

 

Görevden doğan ve görev esnasında işlenen suçlarda (görev suçları-terör[katalog] suçları dahil) , inceleme ve soruşturma yapılabilmesi için mutlaka Adalet Bakanı’nın izni gerekmektedir. Adalet Bakanı’nın vereceği izni müteakiben kendisinin atadığı Adalet Müfettişleri, hakim ya da savcılar eliyle inceleme ve soruşturma işlemleri yürütülebilir. Görev suçuna ilişkin bir durum oluştuğu takdirde yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

 

Hakim ve savcıların kişisel suçlarında ise, özel yetkili savcılığın inceleme ve soruşturma yapabilmesi, atılı suçların ağır cezalık ve suçüstü halini içeren terör suçu niteliğine bürünmesine bağlıdır.

 

Ancak bu durumda da, 1. sınıfa ayrılmış hakim ve savcıların Yargıtay’da yargılanacakları Ceza Muhakemesi Yasası’nın 250/3 maddesinde hüküm altına alınmıştır. Yasanın 250. maddesi, devam eden iki madde ile ilintili olup onları da kapsamaktadır. Nitekim 251. Maddenin başlığı “soruşturma” olup Yargıtay’da yargılanacaklara ilişkin hüküm 251. maddeyi de içermektedir. Bu nedenlerle, terör suçu dahi olsa, 1. sınıfa ayrılmış hakim ve savcıların özel yetkili savcılar eliyle soruşturmalarının yapılabilmesi ancak Adalet Bakanı’nın iznine tabidir. Bu iznin alınmaması halinde usuli bir eksiklik doğacaktır. Gündemdeki konu, soruşturmaya ilişkin olup kovuşturma aşamasına henüz geçilmemiştir. Bu nedenle, usul hükümlerini kovuşturma kapsamında değerlendirilmesini uygun olacağı görüşündeyiz.

 

Ayrıca soruşturmanın özel yetkili savcılar eliyle yapılacağı kabul edilse dahi, 2802 sayılı Yasa’nın 82. maddesi karşısında özel yetkili savcının soruşturma yaptığı şüpheliden kıdeminin fazla olması esastır.

 

Yukarıdaki açıklamalar ışığında, soruşturmanın özüne ilişkin bir değerlendirme içerisinde bulunmaksızın usul kuralları bakımından yapılan işlemleri hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesini,(dosyada bulunan gizlilik kararları ve usul işlemleri net olarak bilmediğimiz için) kamuoyunun yüce takdirine bırakıyoruz.

 

Bu konuda hassasiyetlerin yargının bütün kademelerinde görev yapan herkese ve özellikle avukatlara da gösterilmesini saygı ile sunar, bu konuda görev ve yetkili tüm kurumları hukuki zemin içerisinde hareket etmeye ve toplumsal gerginliği artırmamaya davet ederiz.

 

Av.İdris ŞAHİN

Çankırı Barosu Başkanı

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER