banner198

İstiklal e Giden Yol

Samsun dan Ankara ya İstiklal e Giden Yol konulu konferans Sağlık Yüksekokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

İstiklal e Giden Yol
banner145

Çankırı Karatekin Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Bölüm Başkanlığı tarafından düzenlenen "Samsun'dan Ankara'ya İstiklal'e Giden Yol" konulu konferans Sağlık Yüksekokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

 

Konferansa konuşmacı olarak katılan Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a ayak bastığında ülkenin içerisinde bulunduğu durumu en iyi tasvirinin Nutuk’un girişinde yer aldığını belirterek Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasına kadar geçen süre zarfında gelişen olaylar hakkında bilgi verdi.

 

Yılmaz, Atatürk’ün 25 Mayıs-12 Haziran 1919 tarihleri arasında Havza’da kaldığını ve burada yayınlanan genelgenin milli mücadelenin stratejisini ortaya koyduğunu ifade etti. Daha sonra yayınlanan Amasya Tamimi’ni ise istiklale giden yolda milli iradenin altyapısını oluşturduğunu belirten Yılmaz “İstiklale giden yolda Amasya Tamimi istiklal konusunda taviz verilmemesi, askeri ve mahalli idare arasında ittifakı, birliği ifade eder. Ayrıca burada milli mücadelenin parolası da ortaya konmuştur: Ya İstiklal ya ölüm” dedi.

 

Erzurum ve Sivas kongreleri ile Meclis’in açılması sürecinde yer alan olaylar hakkında kısa bilgiler veren Doç. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz Meclis’in ilk çıkardığı kanunlarının vergi konusunda olduğunu ve bu konuların son Osmanlı Parlamentosunda da görüşülen konular odlunun altını çizdi.

 

Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kadir Arıcı’nın konuşmacı olarak katıldığı konferansın açılış konuşmasını yapan Sivil Toplum ve Sosyal Projeler Topluluğu Başkanı Naif Can, topluluk olarak sosyal ve kültürel aktivitelere önem verdiklerini aktardı.

 

Can’dan sonra “AB Uyum Sürecinde Türkiye’nin Sosyal Politikası” konusunda bilgiler vermek üzere kürsüye Prof. Dr. Kadir Arıcı geldi. “Bizde Gazi Üniversitesi’nde öğrenci topluluklarının faaliyetlerine destek vermeye çalışıyoruz” diyerek konuşmasına başlayan Arıcı, konferansında Avrupa Birliği sosyal politikası ve Türkiye’nin bu sosyal politikadaki yeri ile eksikliklerine değindi.

 

“Avrupa çeşitli milletlerin birbirini yediği bir yer” şeklinde konuşan Arıcı, “Avrupa’da devamlı savaş olmuş ve milletler birbirleri ile savaşmıştır. En son 1. ve 2. dünya savaşı yaşandı burada. Sonra savaşlarla bir yere varamayacağız diyerek birleşme kararı aldılar. İlk önce AET sonrasında AT ve AB oluşturuldu. Şimdi gelinen son nokta ise Avrupa Birleşik Devletleri olma yolunda. Anayasası, parası ve ordusu oluşturuldu. Onun için şuanda Avrupa vatandaşı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu birliğin esas adı Hıristiyan Birliği’dir. Şu an 27 ülke var ama bayrakta 12 yıldız var. O 12 yıldız 12 havariyi temsil etmektedir” dedi.

 

Türkiye’nin AB üyeliğini de değerlendiren Arıcı, “Şu an Türkiye gümrük birliğini imzalayarak imam nikahı yapmıştır. Resmi nikah için çalışmaktadır” dedi.

Yapılan müzakere çalışmalarında Türkiye’ye haksızlık yapıldığını da aktaran Arıcı, “Ağzımızla kuş tutsak bizi almayacaklar. İlerleme raporunda ipe un sermek için her şeyi yapıyorlar. Ama biz de büyük hata yaptık. Gümrük Birliği’ni imzalamakla büyük hata yaptık. Çünkü Gümrük Birliği Türkiye’nin en büyük kozu idi. Üstelik imza atarken Kuzey Kıbrıs’ı dahil etmedik o daha büyük bir hata. Üstelik birde Güney Kıbrıs’ın üyeliğine olur dedik. Şimdi Güney Kıbrıs bizim üyeliğimize hayır derse asla bir üye olamayız. Kıbrıs’ı kendi elimizle sattık. Kıbrıs Türkiye açısından son derece önemlidir. Kıbrıs bir hava alanıdır. Ver kurtul politikası yanlıştır. Türkiye Akdeniz’e çıkamaz asla. AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı kalmaz çünkü Kıbrıs yeter. Şimdi AB’nin gümrük sınırı Hakkari’ye kadar dayandı ama bunun bize faydası yok. Müzakereler sırasında hata yapıldı. 27 ülke müzakerelerde ne zaman üye olacağını biliyordu. Biz hala bilmiyoruz” dedi.

 

Konferansta Türkiye’deki sosyal politikaya da değinen Arıcı, Türkiye’de çok büyük bir iç göç probleminin yaşandığını insanların doğduğu yerde karnını doyuramadığı için göç ettiğini aktardı. Ülkede ciddi manada ekonomik dengesizliğin de olduğunu ifade eden Arıcı, “Geri kalmışlık sadece doğuya has değil. Geçen Urfa’ya gitmiştim. Burada görev yapan birisi, ‘Orası ne öyle. Çankırı Urfa’dan daha geri kalmış’ dedi. Gerçekten öyle. İç Anadolu’da Karadeniz’de Ege’de çok geri kalmış yerler var ve millet karnını doyurmak için göç ediyor. Eğer sanayi ülke geneline doğru şekilde yayılsaydı bu sorun yaşanmazdı. Ülkede ayrıca kayıt dışı istihdam çok fazla, kent yoksulu çok fazla. Ayriyeten mesleki kalifiye eleman sorunu var. Sırf İmam Hatip fobisi yüzünden hem İmam Hatipleri hem de mesleki okulları yok ettiler. Meslek sahibi ve zanaatkarlık çok önemli” şeklinde konuştu.

 

Konuşmasının sonunda Arıcı, önemli bir noktaya değinerek, “Avrupa birliği kendi içinde bütünleşmeye birleşmeye çalışırken ve bu yönde politikalar üretirken Türkiye’de tam tersi ayrımcılık politikası uyguluyor” dedi
YORUM EKLE
YORUMLAR
merveguner
merveguner - 8 yıl Önce

Anladıysam ne olayım★★★

SIRADAKİ HABER