ÖZLENEN ÇANAKKALE RUHU

İstanbul dünya sahnesi tiyatro ekibi  “ÖZLENEN ÇANAKKALE RUHU” adlı oyunu ile Çankırı’ya geliyor.

Memurlar Vakfı Çankırı Şubesi milli ve manevi değerlerimizin yeni nesillerce daha iyi anlaşılması ve dolu dolu yaşanması adına bir ilke daha imza atmaktadır.

18 Mart Çanakkale Zaferi dolayısıyla Çanakkale ruhunun anlaşılması ve yaşatılması amacıyla ME-VA Çankırı Şubesi’nin organizasyonuyla İSTANBUL DÜNYA SAHNESİ TİYATRO EKİBİ “ÖZLENEN ÇANAKKALE RUHU” adlı oyunu ile Çankırı’ya geliyor.

Tarih  : 17 Şubat 2012 Cuma

Yer     : 100. Yıl Kültür Merkezi

Davetiye Temin Noktaları

-ME-VA Çankırı Şubesi (Kucaklama Taşı, Serdaroğlu Apartmanı)

-NT Kitap Mağazası (Yunus AVM)

-Tutku Kitap Kırtasiye (Kardelen İş Merkezi)

İrtibat: 05424276199 – 05447269590-212 3742

ÖZLENEN ÇANAKKALE RUHU

Şanlı geçmişimize ibret gözüyle bakmak ve tarihimizden gereken dersi hakkıyla almak çok değerlidir. Geçmişimizi ayakta tutan manevi dinamikleri anlamaya çalışmak ve onları güçlü yapan unsurları göz önünde tutmak bugünkü muvaffakiyetimiz için önemli bir etkendir. Geçmişimizdeki fedakâr büyüklerimizi en iyi şekilde anlamak ya tarih kitaplarını araştırmaktan, ya mücadele ettikleri yerleri gezmekten ya da sanat (tiyatro ve sinema) faaliyetleri ile bu havayı bir nebze olsun yaşamak ile mümkün olacaktır.

İstanbul Dünya Sahnesi olarak Çanakkale destanında yaşanan ruhun günümüze aksettirilmesi arzusundayız. Bu bağlamda gerçek olaylardan esinlenerek “Özlenen Çanakkale Ruhu” adlı tiyatro eserine imza atmış bulunmaktayız. Bugüne kadar 69 kez sahnelenen oyunumuz geçmişimiz ile el ele vererek aynı ruh ve inanç halesi içinde yaşananları anlama adına bir adım atma gayesindeyiz. Oyunumuz, günümüzle Çanakkale savaşının geçtiği dönem arasında bir köprü kurmamızı ve Çanakkale Savaşı’nı kazandıran ruhu irdelememizi sağlamaya çalışmaktadır

Celadet Bey, bir Çanakkale gazisidir. Deniz kenarında dolaşırken milli ve manevi değerlerimizden uzaklaşmış bir gençle karşılaşır. Celadet Bey’in bakışlarından hoşlanmayan genç, alaycı bir tavırla nedenini sorar. Celadet Bey zamane insanını anlamadığını söyler ve kendi zamanlarındaki gibi olmadığından dert yanar. Genç aynı alaylı tavırlarla onu küçümser. Eskide kalmış bir insan olarak düşünür. Fakat Celadet Bey’in bir derdi vardır. O da Çanakkale’yi kazandıran ruhun gencin şahsında günümüz insanında giderek kaybolmasıdır ve gencin dikkatini bu konuya çekmek istemektedir.

Gencin hiçbir zaman iyi günlerin gelmeyeceğini söylemesine karşın Celadet Bey, milletimizin mayasının sağlam olduğuna ve tekrar eski ihtişamına kavuşacağına inanır. Bunun da şartı Çanakkale Savaşı’nı kazanan insanımızın neslinin de tekrar atalarının sahip olduğu o birlik ve beraberlik duygusunu yakalamasıdır. Gence Çanakkale Savaşından, kareler göstererek, fedakârlık örnekleri sunarak, ona düşüncesini anlatmaya çalışarak, onu o günlere götürür.

Öğretmen olan Ahmet Rıfkı ve Mehmet’in cepheye gönüllü gitmesi, vurdumduymaz biri olan Abbas'ın vatan savunması söz konusu olunca gözünü kırpmadan cepheye koşması; geride kalan anaların ve genç kızların yaptığı fedakârlıkları; yaşları küçük olmasına rağmen öğrencilerin de cepheye gitmesi gibi kahramanlıklar anlatılmaktadır.

Celadet Bey, yeniden bir dirilişin de ancak aynı Çanakkale ruhuna sahip insanlarla gerçekleşeceğini ifade etmektedir.