banner198

Sadık Yakın;ben kimseyle dargın duramam

Eski siyasetçi ve İş Adamı Sadık Yakın ile yaptığımız telefon görüşmesinde tartışmaların odağındaki isim önemli açıklamalarda bulundu.

Sadık Yakın;ben kimseyle dargın duramam
banner145

Geçtiğimiz hafta salı günü, bir restoran önünde karşılaşan Belediye Başkanı İrfan Dinç ile işadamı Sadık Yakın arasında yaşanan olay kamuoyunda çokça konuşuldu.

Makine mühendisi Sadık Yakın kavganın üzerinden bir hafta geçtikten sonra olayın yaşandığı noktada aynı gün ve aynı saatte basın açıklamasında bulundu.

Basın açıklamasına geçmeden önce eski siyasetçi ve İş Adamı Sadık Yakın ile yaptığımız telefon görüşmesinde tartışmaların odağındaki isim, önemli açıklamalarda bulundu.

Sadık Yakın, özellikle verdiği rahatsızlıktan dolayı yıllardır tanıdığı restoran sahiplerinden özür dilediğini belirttiği konuşmasında, böyle bir olayla Çankırı gündemine gelmiş olmaktan açıkçası üzüntü duyduğunu ifade etti.

Çankırı’da herkesin yakından tanıdığı ve siyasetle uğraşmış bir kişi olarak sorununuzu şiddetle halletmeniz doğru oldu mu? diye yönelttiğimiz sorumuza cevap veren SadıkYakın, yaşanan olaydan büyük üzüntü duyduğunu belirtti. Ancak başkanın da kendisini ‘yalancı’ şeklinde suçlayarak en yumuşak yerinden vurduğunu, kendisini yalancılıkla itham etmesi karşısında öfkesine hakim olamadığını söyledi.

Siyaset yaptığım yıllarda bile yalan söylemedim!

Sadık Yakın, “Ben siyaset yaptığım yıllarda bile oy kaybetmek uğruna da olsa yalan söylemedim. Milletvekilliğine aday olduğum dönemde bir köye gittim. Köylüler benden köylerine köprü yapacağıma dair söz vermem durumunda oy vereceklerini söylediler.  Ben oturdum hesap ettim ölçtüm biçtim ve bu köprüyü buraya yapma imkanımızın olmayacağını söyledim. Ama benden sonra gelen bir siyasetçi köye köprüyü yapacağına dair söz verdi ve seçildi. Ama hala o köprü yapılmadı. Anlayacağınız ben yalan söylemekten her zaman itina ederim” dedi.

Ben yapı itibariyle kimseye küskün duracak ve kin tutacak bir insan değilim diyen Yakın, olayın üzerinden bir saat geçtikten sonra dahi İrfan Dinç’e küs bile değilim dedi.

Son olarak yaptığınız basın açıklamasından dolayı bizde yeniden siyasete soyunmak gibi bir niyetiniz varmış intibaı uyandı. Siyasete girme planları mı yapıyorsunuz? diye sorduğumuzda Sadık Yakın, "Hayır, kesinlikle siyaset defterini kapattım. Çevremden siyasete girmem konusunda talepler olmasına rağmen şimdilik benim için siyaset yapmak söz konusu değil" dedi.

İşte Sadık Yakın'ın bugün yaptığı basın açıklaması; 

Belediyenin yapmış olduğu imar tadilatı krokisi gördüğünüz gibidir. Bilindiği üzere bir hafta önce aynı yerde, aynı saatte üzücü bir olay olmuştur. Olay, İrfan beyin ‘elimi kamulaştırmasın’ diye tokalaşmak istememem nedeniyle asabileşmesinin ürünüdür. ‘Ben sizinle tokalaşmak istemiyorum’ dedim. Sert tavırlarla ve ısrarla nedenini sordu. Vicdanımın elvermediğini, nedenini kendisinin bildiğini söyledim. ‘Söyle nedenmiş?’ demesi üzerine, 'Hissedarı olduğum arsaya çarpıyı çekip park yapmışsınız. Haber vermediniz. İtiraz süresi bile geçmiş. Sizinle tokalaşırsam vicdanım rahatsız olur' dedim.

Amacım buğz etmekti!

Amacım buğz etmekti. Dinimiz de tartışmayın, küsmeyin, önce buğz edin’ diyor. Her ikimiz de yolumuza devam edip, gidebilirdik. Olmadı. İrfan bey ısrarla yolun içinde, vatandaşların gözü önünde el kol hareketleriyle ‘Defalarca görüştük. Sonuç alamadık’ dedi. Ben de ‘3 yıl önce, Ali Haydar Öner valimizin makamında 15 kadar hissedarla bir defa görüştük’ dedim. ‘Hayır, yalan söylüyorsun!’ dedi. Ben, 52 yaşında olduğumu ve hiç yalan söylemediğimi, bu ifadelerinin beni rencide ettiğini söyledim. O da ‘Hayır, yalan söylüyorsun. 50 defa yalan söylüyorsun’ diye 2-3 kez tekrarladı.

Tartışmanın özü yalancılıkla itham edilmemdir. Tokalaşmamam kamulaştırma ile ilgili, tartışmamız ise defalarca yalancılıkla suçlanmamdan dolayıdır. Tartışmanın kamuyla ya da kamu hizmetiyle bir ilgisi yoktur.

Kim yalancı halkımızın vicdanına sorun!

Kamuoyu bilsin ki, daha önce kamulaştırılmış Çarşamba Pazarı şimdi Yunus Markete yok pahasına verilmiş ve mahkemelik olmuştur. Her iş mahkemelik zaten. Asil İnşaat (Silahsızlar’ın inşaatı), Atapark, Yeşil Vadi, Yılmaz Su işyeri, Yeni Devlet Hastanesi, 500 gün deyip de 1500 gündür akıtılamayan Güldürcek suyu, belediyenin temizlik vs. ihaleleri, yarın da bizim yerimiz. Bazı işler de bitirilmemiş. Atatürk Bulvarı Fuar yolu devamında, Tansaş’ın ilerisinde yol ortasındaki evi istimlak edip ana caddeyi açamazken, yaklaşık 40 kişinin ortak mülkünü park yapmak ne demek? Zaten hissedarlar da İrfan beyi basın yoluyla yalanlıyorlar. Cevap veren yok. Kimin yalancı olduğunu halkımızın vicdanına sorun.

Kamu malı, Osmanlı’dan kalma Büyük Camimizin duvarlarındaki çatlaklara kuşlar yuva yapıyor. Arka bahçesine kedi-köpek yavruluyor. Önce bunların bakımlı kamusal alan olmasını sağlayalım.

Araştırma Merkezinin açılışına gelen Başbakanımızın Karataş Hamamı üstündeki alanda yaptığı konuşmayı Belediye Meclis üyeleriyle birlikte ben de dinledim ve de alkışladım. Dedi ki, ‘Benim bugün işlerim çok yoğun. Bu alanı Ankara Beypazarı gibi restore ettirip iç turizme açalım. Böyle güzel evleri çok yerde göremiyoruz. Derhal Kültür Bakanıma talimatımı iletin. Bu eserler iç turizme kazandırılsın’ demişti.

Uzunyol Caddesi ve civarı, Başbakan gelecek diye badanalandı, sonra unutuldu. Göstermelik 1-2 örnek dışında çivi çakılmadı. İşte Çankırı yararı burada unutuldu. Başbakanın talimatı da!

 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER