Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun yaklaşık 1.5 saat süren basına kapalı toplantısının ardından Komisyon Sözcüsü Av.İdris ŞAHİN, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Şahin, Ülkede bundan sonraki süreç içerisinde bir daha darbeye zemin hazırlayacak tüm oluşumların ortadan kaldırılması için titiz bir çalışma sergileyeceklerini söyledi.
Toplantının çalışma takviminin ele alındığını belirten Şahin, “Toplantıda çalışma takvimimiz yani üç aylık süre olması halinde bir aylık ilave süre oylamaya sunuldu ve oybirliği ile kabul edildi” dedi.
Komisyonda dinlenecek isimler konusunda da Şahin, “Çalışma takvimimiz içerisinde 23 Mayıs ve 30 Mayıs tarihleri arasında üçe ayrılan alt komisyonun çalışmalarının netleştirip Pazartesi günü özellikle komisyonda çalışacak uzmanların değerlendirilmesi ve yine dinlenmesi gereken şahısların bildirilmesi noktasında Pazartesi günü üst komisyona yazılı olarak bildirmek üzere kararlaştırıldı” diye konuştu.
Şahin, şöyle dedi: “Özel bir durum olması itibarıyla 1960 ihtilali ve 71 Mart muhtırasıyla alakalı komisyonun 60 ihtilalini gerçekleştiren iki subaydan Ahmet Er ve Numan Esin yaşları itibarıyla dinlenmelerine karar verildi. Ve komisyonumuz bunu oy birliği ile kararlaştırdı. Kendi içerisinden oluşacak alt komisyon 60 ihtilali alt komisyonu kendi içinden oluşturacak bir heyetle gerek yanlarına gitmek suretiyle gerek uygun görülmesi halinde buraya çağrılmak suretiyle sağlık şartlarını çünkü bilmiyoruz, yaş durumunu bilmiyoruz, bu iki şahsı dinleyecekler. Bunun dışında komisyonumuzda dışarıdan destek noktasında grupların buna dair bir talepleri var. Kendilerine danışman olarak veyahut raportör olarak bir talepleri söz konusu bunların da Meclis Başkanlığı'na sunulmak kaydıyla oradan verilecek karara göre değerlendirilecek. Biz Pazartesi günü yazılı olarak bu çalışmalar ana komisyona ulaştıktan sonraki süreç içerisinde de hemen bir iki gün içerisinde komisyonun nihai çalışmalarını belirlemek üzere tekrar toplantı oluşturacağız. Alt komisyonun belirleyeceği bu isimleri dinlemek kararını da ana komisyonumuz karar verecek. Ama genel esasları itibarıyla “Bir darbe mi? Bir daha asla!” sloganıyla araştırma komisyonumuz çalışmalarını devam ettirecek. Ülkemizde bundan sonraki süreç içerisinde bir daha darbeye zemin hazırlayacak tüm oluşumların ortadan kaldırılması için titiz bir çalışma sergilenecek.”
Ana komisyonun tavsiyesi olarak her konuyla alakalı darbe öncesi, darbe sırası ve darbe sonrası diye üç evreye ayırdıklarına işaret eden Şahin, “Ve altı tane ana başlık belirtmiştik ekonomik kıstaslar, siyasi sosyolojik kıstaslar, iç ve dış etkenler ve özellikle bu darbelerin toplum üzerindeki yansımaları diye 6 tane buralarla alakalı her birimde birer uzman çalıştırmayı alt komisyonlar düşünüyor” dedi.
-“DEMİREL 60 İHTİLALİ, 71 MUHTIRASINI, 80’İ VE 28 ŞUBAT'I YAŞAYAN YEGANE İNSAN”-
“Süleymen Demirel’in ismi geçiyordu, dinleyecek misiniz?” sorusuna Şahin, “Elbette ki Demirel siyasi tarihimizin en önemli aktörlerinden birisi; 60 ihtilali, 71 muhtırasını, 80’i ve 28 Şubat'ı yaşayan yegane insan. Dolayısıyla her alt komisyonun uygun görmesi halinde Sayın Süleyman Demirel’in bilgisine, görgüsüne mutlaka ihtiyaç duyacaktır, onu da mutlaka dinleyecektir diye düşünüyorum ama bunun kararını verecek alt komisyonlarımız kendisidir” dedi.
“28 Şubat soruşturması da incelenecek, yargı boyutu devam ediyor, hassasiyetleriniz nasıl olacak?” sorusuna Şahin, “Yetki ve görevlerimiz Anayasa ve İçtüzük ile sınırlı. Anayasanın 138. maddesinde beyan edilen görülmekte olan bir dava hakkında kesinlikle yasama organı olarak bizlerin bir tavsiyede bulunması ve devam eden yargılama sürecine müdahale etmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla 28 Şubat ve devamı süreçle alakalı yargılaması devam eden davalarla alakalı komisyonumuzun herhangi bir dahlinin olması söz konusu olamayacaktır” yanıtını verdi.
“28 Şubat'ın incelenmeyeceği anlamına mı geliyor?” sorusuna da Şahin, “Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Elbette ki 28 Şubat süreci enine boyuna değerlendirilecek. Ancak spesifik olarak yargıya intikal etmiş bir konu ve kişi hakkında da Anayasa nasıl bizi yasaklıyorsa buna en başta milletin temsilcileri olarak bizlerin uygun hareket etmesi gerekir. Dolayısıyla görülmekte olan bir dava süreciyle alakalı görüş beyan etmemizi bizden kimse beklemesin” dedi.
