Bizim Kurşunlu

Dört Eser Üzerinden…

Bizim Kurşunlu

Kurşunlu Tarih Araştırmaları Derneği, Mart ayında tüzel kişiliğe kavuşan bir sivil toplum kuruluşudur. Misyonunun, Kurşunlu ve köylerinin gizemli yönlerini ortaya çıkarmak ve kadim Çankırı toprakları ile ülkemizin müşterek değerlerini tanıtmak olan Derneğin adının Kurşunlu olduğuna bakmayın! Çalışmalarının sadece Kurşunlu merkezli kalmayacağı, zamanla ulusal çapta bir dernek olmakla yetinmeyip, önümüzdeki yıllarda uluslararası arenada boy göstereceğini, kısaca Türk’ün bulunduğu her coğrafyada proje, festival gibi araçlarla faaliyetlerde bulunacağının işaretlerini şimdiden vermektedir. Bu konumu ile “Yerel Kal, Küresel Düşün” sloganı derneğe tam uymaktadır. Henüz yaşını bile tamamlamamış derneğin ilk çalışmaları, Kurşunlu ve köyleri üzerine yoğunlaşarak başlamıştır. Kurşunlu’nun tarihî, halk oyunları, türküleri, bitki varlığı üzerine yoğunlaşan Dernek, bu alanlarda eserler üretmeye, bilimsel toplantılar gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu toplantılardan biri geçenlerde Başkent’te gerçekleştirilmiş ve büyük ses getirmiştir. Dernek, Kurşunlu’da yıllardır konuşulan bir konuya el atarak “Halk Oyunları Kıyafet Araştırmaları” Çalıştay’ını uzman kişilerin iştiraki ile düzenleyerek, dört oturumda meseleleri ele almıştır. Bu değerli Çalıştay’ın sonuçlarının önümüzdeki aylarda açıklanacağını belirterek; yayın sertifikası sahibi de olan “Kurşunlu Tarih Araştırmaları Derneği”nin yayın faaliyetlerine şöyle bir göz atalım.

Dernek, ilk önce Aralık ayında gerçekleşen kongrenin bildiri kitabını yayına hazır hale getirdi. Ardından Kurşunlu üzerine kafa yoran üyelerle irtibata geçerek, yılların birikimlerini kitaplaştırmayı teklif etti. İlk etapta Başkan Mehmet Eryılmaz, Serpil Kaya, Muharrem Hançerli ve Ömer Lütfi Özenç’in çalışmaları kayıt altına alınarak, Kurşunlu yayınları arasına katıldı. Geleneği, geleceğe taşıma adına yapılan bu gibi çalışmalar ile derneğin ileride hatırı sayılır bir külliyatı şimdiden oluşmaya başladı. Gelin, bu dört kitabı kısaca tanıyalım…

Elim Sende

Elli yaş ve üzeri nesil iyi bilir; köyde, mahallede, sokak aralarında veya okul bahçesinde oynamayanımız yoktur! Hiçbir araç gerekmeden oynanan masum bir çocuk oyunudur, Elim Sende! Oyuncular arasından bir ebe seçilir. Ebe diğer oyuncuları kovalar. Oyunculardan birine değmeyi başarınca ''Elim Sende''diye bağırır ve ebelikten kurtulur. Ebelenen oyuncu yeni ebe olur ve oyun devam eder. Elim Sende kitabı ile Yazar, adeta Kurşunlulara dokunarak, Kurşunlu’da bir dönem uygulanan, beşik kertmesi, kırk uçurma, tekellif, ferfene ve sinsin gibi sosyal olayları ele alarak özellikle uzun kış geceleri gerçekleştirilen seyirlik oyunları eserine aktarmıştır. Kurşunlu’nun sözlü halk edebiyatından örneklerin yer aldığı bölümde ise, unuttuğumuz pek çok çocuk oyunu, Hıdrellez, koç katımı, yemekler, kocakarı ilaçları, ocak geleneği, maniler, tekerlemeler, bilmeceler, türküler, dua ve beddualar gibi gelenekler yer almıştır. Kitabın sonunda ise Kurşunlulu bir Almancı olan babasından aktardığı değerli bilgiler ise esere ayrı bir değer katmıştır. Serpil Kaya’nın üniversite öğrencisi iken hazırladığı “Yaz ödevi”ni kırk yıl muhafaza ederek, bir döneme ışık tutan araştırmalarını Kurşunlu halk kültürü açısından mutlak bir kazanç olarak görebiliriz. Ufak dokunuşlar ile güncellenen bir ödev, Kurşunlu Tarih Araştırmaları Derneği tarafından yayın dünyasına kazandırılmış olup mutlaka okunmasını gereken eserler arasına katmıştır.

“Kurşunlu’ca”

Ele alacağımız ikinci kitap eskilerin tabiyle ilk kitabın “mütemmim cüzi” yani tamamlayıcı parçası gibidir. “Elim Sende” kitabını okuyunca Ömer Lütfi Özenç’in “Kurşunlu’ca” adlı eserini de okumanız şarttır! Sayın Özenç’in, nüktedan yanını tanıyanlar çok iyi bilir. Ona göre dünyanın merkezi Kurşunlu’dur! Bu özelliğini, eserine de yansıtmış “Kurşunlu’ca” adlı kitabında uzun zamandır derlediği yöreye ait sözcükler, deyimler ve lakapların büyük bölümüne yer vermiştir. Kitabı bitirince “Kurşunlu’ca” haznenizin epeyce artacağından emin olabilirsiniz.

Endemik Bitki Kataloğu

Üçüncü kitabımız çok farklı, görsel bir ziyafet “Kurşunlu Endemik Bitki Kataloğu”, Kurşunlulu bir doğasever Muharrem Hançerli’nin kaleminden, pardon! Deklanşöründen çıkan bir eser.

Kurşunlu yöresinde iklim ve doğa şartları arıcılık ve kaliteli bal üretimine elverişli olduğu için tarih boyunca bu faaliyet yapıla gelmiştir. 16. yüzyılda Çankırı Sancağı’nın hemen bütün köylerinde arıcılık yapıldığı tespit edilmiştir. Tahrir defterleri kayıtlarına göre, 1521’de 16 bin civarında olan kovan sayısının, 1579 tahririnde iki katına çıktığı müşahede edilmektedir. 16. yüzyılda kovan sayısı bakımından Çankırı’da Kurşunlu ile köyleri ve Çerkeş ön sıralarda yer almaktadır. Başta Hacımuslu köyü olmak üzere Kurşunlu ve köylerinin balı haklı bir üne kavuşmuştur.

Peki! Arılar bu coğrafyayı niçin sevmiş ve çok değerli ballarını, neden bu bölge insanları için üretmişlerdir? Kısaca Kurşunlu balını bu kadar değerli kılan sebep neydi?

İşin sırrı Kurşunlu coğrafyasının zengin bir floraya -bitki varlığına- sahip olmasıdır.

İşte fotografçımız Muharrem Hançerli bu gerçekten yola çıkarak bir arı çalışkanlığı ile Kurşunlu köylerini adım adım gezmiştir. Birkaç kez beraber yaptığımız gezilerde, makro çalışmalarına bizzat şahit olmuşumdur ki arıların çiçek etrafındaki dansını bile iyice ezberlemiş ve çiçeklerin yöre adlarını eksiksiz biliyordu. Hançerli, eserinde Çakırotu, Deligezer, Deliızgın, Evliya otu, Alaca Geven, İğne Geven, İnekbuğdayı, Kuduz Adaçayı, Kaf Salepi ve Tarla Nevruz Otu gibi yirmi çeşit bitkinin endemik olduğunu iddia etmektedir! Yirmi çiçeğin yanı sıra, bölgede yetişen otuz yedi çeşit bitkiye de yöre ve Latince adlarıyla eserinde yer vermiştir. Uzun soluklu bir çalışma olan bu katalog, Kurşunlu doğaseverleri için değerli bir çalışma olarak Derneğin yayınları arasında yer almıştır.

Anadinata

Kurşunlu Tarih Araştırmaları Derneği’nin Çankırı kültürüne kazandırdığı diğer bir eser ise Dernek Başkanı Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz’ın kaleme aldığı “İki Bin Yıllık Gizem Anadynata.” Yazarın, Kurşunlu Kalesi’nin tarihî ile ilgili çalışmalar yaptığını ilk kez, kendisinin ve Derneğin nüvesini oluşturan ekibin katkıları ile gerçekleştirilen ve akademik çevrelerde büyük ses getiren I. Uluslararası Kurşunlu Tarihî Kongresi’nde öğrenmiştik. Eryılmaz’ın, Anadinata hakkındaki çalışmaları tamamlanınca bir kitap haline getirilerek, derneğin ilk yayınları arasında yer aldı.

Eserde, Kale’nin ilk inşa edildiği dönemlere inilerek, Hattiler, Gaşkalar ve Hititler Döneminden başlayarak, günümüze değin Kurşunlu Kalesi ele alınmıştır. Ayrıca, Yazarın özgün tespitleri ile Anadinata isminin çözümlemesi yapılarak, bilim dünyasının hizmetine sunulmuştur. Kurşunlu’nun en önemli tarihi eseri Kurşunlu Kalesi’ni merak edenler, uzun soluklu bir çalışmanın eseri olan “2000 Yıllık Gizem Anadynata” adlı bu eseri mutlaka okumalıdır.

Yazarın eseri ile gizemi aralanan kalenin sırrının ise yine Başkanı olduğu; Kurşunlu Tarih Araştırmaları Derneği’nin girişimleri ile Türk Tarih Kurumu bünyesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarının sonuçlanması sonrası, önümüzdeki aylarda tamamen çözülmesini heyecanla beklemekteyiz.

Çalışmaları ile geleneği reddetmeden, geleceği güncellemeyi amaçlayan Kurşunlu Tarih Araştırmaları Derneği’ni izlemeye devam edin.

Hoşçakalın, sağlıkla kalın!

YORUM EKLE
YORUMLAR
Osman kaya
Osman kaya - 2 yıl Önce

Aklıma geldikçe.

Kurşunlu tarihini araştırma derneği başkan ve üyelerini kıymetli çaba ve çalışmalarından dolayı tebrik ediyoruz. Ayrıca vede özellikle derneğin yayınlarında yerini alan ve başlangıç olarak çok çok kıymetli olan kiyapların yazarlarını canı gönülden kutlar tebrik ederiz. Bu konularda beğeni belirten, yorum yapan, yazı yazanlara da Tebrikler, Teşekkürler. Herkese esenlikler.
03-ekim-2022 Ankara
O.KAYA

Faruk Civelek
Faruk Civelek - 2 yıl Önce

Elinize, ayaklarınıza sağlık. Bu tip çalışmalar inşaAllah giderek artar.

Serpil Kaya
Serpil Kaya - 2 yıl Önce

Kaleminize sağlık

Osman IRMAK
Osman IRMAK - 2 yıl Önce

Kadir bey selam, kalemine sağlık benimde 7 yıl görev yaptığım kurşunlu luyu kaleminize aldığınız için teşekür ler

Osman  Kaya
Osman Kaya - 2 yıl Önce

Benim bildiğim kadarıyla Kurşunlu birtürlü gelişememiş, büyüyememiş, kalkınamamış , Kurşunlu halkının refah düzeyi istenilen düzeye ulaşmamış, ulaşamamıştır. Geçmişte birtakım takdir edilecek girişimler olmuştur. Halıcılık ,Tavukçuluk ,biçki dikiş kursları gibi. Ama bunlar gelişmemiş ,gelişememiş hep cılız kalmış. Kurşunluda yaşayan halkın geçimini sağlayacak, refah düzeyini yükseltecek bir düzeye ulaşmamıştır.
Kurşunluda yaşayan halkın büyük bölümünün geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Tarımda üretilen genellikle arpa buğday . Bir para edecek sanayi bitkisi üretilmez. Arazi ve iklim buna müsait değildir . Bir başka neden ; bir aileyi geçindirmeyen tarlalar nüfüs çoğalması nedeniyle çok sahipli hale gelmiştir .
Hayvancılık desen ; birkaç hayvan neyse de ,ekonomik olarak hayvancılık yapayım desen biraz çok hayvan beslemen gerekir . Ona da çok çayır ,tarla olmalıdır. Ki ot, saman ,yem üretebilesin .
Kurşunluda aile atölyelerinde üretilen ,ticari hayatta aranan , alıcı bulan ,para getirisi olan bir üretim düzeni gelişmemiş ve yok .
Eeee bunun sonunda ne olmuş ?
Adeta Kurşunluda Kurşunlulu kalmamış .Kuurşunlu halkı peyderpey başka şehirlere, genellikle büyük şehirlere göç etmiştir . Bunlar arasıra Kurşunluya gelmekteler . Hasret gidermekte, çocukluklarının geçtiği yılların anılarını yaşamakta , birazcık ta olsa huzur bulmaktalar. Ama korkarızki ve şurası muhakkak ki bu neslin çocukları bir mucize olmazsa Kurşunludan tamamen kopacaklardır.
Bugün Kurşunluda Kurşunlunun yerli halkından çok Kurşunlunun köylerinden ve başka yerlerden gelip yerleşmiş insanlar çoğunluktadır . Bunların birçoğunun geçiminin birkısmı hala geldikleri köylreine bağlıdır.
Gelelim asıl söylemek istediğimize.

Eli kalem tutan , türkçesi güzel, araştırmayı , incelemeyi seven , enerjisi bol bir hemşehrimiz çıkıp şu altmış yetmiş yıl içerisinde Kurşunludan dışarıya olan göçü aile isimleriyle , aile ve bireylerin ad ve lakaplarını , gittikleri yerleri, aşağı yukarı göçtükleri tarihleri, ayıp olmazsa ve sakıncası da yoksa ne iş yaptıklarını yazsa . Keza aynı şekilde Kurşunluya gelip yerleşenleri de yazsa , gelecek kuşaklara ve meraklılarına belgesel nitelikte bir kitap sunulsa diye düşünürüm. Düşünüyorum.

Herkese selamlar ve saygılar.

03-Ekim-2022 Ankara
O.KAYA