Çankırı Postası muhabiri ve aynı zamanda Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Mehmet İçöz, gazetecilik faaliyeti yürütürken Üniversitesi’nin sabık rektörü Harun Çiftçi ve yönetimi tarafından “yükseköğretim kurumunun huzurunu bozmak” iddiasıyla 30 gün uzaklaştırma cezası aldı. Ancak İçöz için yürüttüğümüz hukuk mücadelesi başarıyla sonuçlandı.
Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) öğrencileri, İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in katledilmesine tepkilerini, tüm üniversitelerde olduğu gibi Uluyazı Yerleşkesi’nde protesto eylemi gerçekleştirerek gösterdi.
Uluyazı Kampüsü’nde öğrenci sorunlarını kamuoyunun dikkatine sunduğu haberlerle dikkat çeken muhabirimiz Mehmet İçöz, 9 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen basın açıklamasını takip etti. Organizasyonu düzenleyen öğrenciler, basın açıklaması sonrasında Rektör Harun Çiftçi’ye tepki gösteren bir açıklamada bulundu.
Türkiye’nin birçok üniversitesinde kadın cinayetlerine yönelik protesto eylemlerinin bir benzerini ÇAKÜ’de gerçekleştirmek isteyen öğrencilere üniversite yönetiminin engel olduğu iddia edildi. Engellemelere ve caydırıcı tedbirlere rağmen protesto eyleminde kararlı duruş sergileyen öğrenciler, saat 12.00’de Diş Hekimliği Fakültesi yanındaki yeşil alanda toplandı. “Biz terörist değiliz, biz provokatör değiliz. Sadece öldürülen kadınları anmak istedik” diyen öğrenciler, oturmamaları için çim sulama sisteminin açıldığını belirtti. Ayrıca, Rektör Harun Çiftçi ile yapılan görüşmede, kadınlar için yürüyüş yapılamayacağını söyledikleri iddia edildi.
Eylemin ardından ÇAKÜ yönetimi, organizasyonu gerçekleştiren öğrenciler hakkında disiplin soruşturması açtı. İlginç olan, muhabir Mehmet İçöz’ün de soruşturmaya dahil edilmesiydi. İşin ilginç yanı, disiplin soruşturmalarına genelde rektör yardımcıları imza atarken, bu soruşturmanın bizzat Harun Çiftçi imzasıyla açılması oldu.
Soruşturma dosyasına savunmada bulunan İçöz:
“Ben Çankırı Postası (www.cankiripostasi.com) internet sitesinde muhabirlik yapmaktayım. Söz konusu olay, haber değeri taşıyan ve kamu yararı içeren bir konudur. Hakkımda açılan bu soruşturma, basın özgürlüğü ve basın etik ilkelerinin yasal dayanaklarını açıkça ihlal etmektedir.
Üniversitenizde hukuk alanında eğitim gören bir öğrenci olarak, içerisinde tutarsızlık taşıyan ve birçok hukuki dayanaktan yoksun, konuşmadığım ve slogan atmadığım hâlde eleştiri sınırlarını dahi suçmuş gibi gösteren, yapmadığım, dâhil olmadığım eylemlerden dolayı disiplin soruşturmasına tabi tutulmaktan büyük bir üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum. Başta hukuk eğitimi veren bir üniversitenin öğrencisi olarak, yetkililerin hukuksuz dayanaklarla şahsıma soruşturma açmasını esefle karşılıyorum.
Gazetecilik kimliğim dolayısıyla tarafımı baskı altına almak ve psikolojik açıdan mobinge tabi tutulduğuma inanıyor, öğrencisi olmam sebebiyle üzerime suç üretmeye çalışarak yetkisini kötüye kullananlara karşı hukuki haklarımı saklı tuttuğumun bilinmesini istiyorum.”
İçöz’e yapılan suçlamalar, Anayasa’nın ilgili maddelerinde suç olmamasına rağmen Harun Çiftçi ve ekibinin organize bir şekilde suç uydurma inadıyla, genç bir öğrenciye linç girişimi devam etti. Organize şekilde hareket ettiği öngörülen şahıslar, iddia ettikleri suçlamaları sabitleyemedikleri gibi, kurdukları tezgâhlarına bazı güvenlik amirlerine uydurma tutanak tutturarak delillendirmeye çalıştı. Tarafımızdan dosyaya sunulan savunma ve kamera görüntülerinde hiçbir suç unsuru olmamasına rağmen, hukuk müşavirliği traji komik bir şekilde mahkemeye delil olarak bizim sunduğumuz görüntüleri sundu.
Soruşturma sonucunda Harun Çiftçi ve ekibi, eylemi organize eden ve kamera karşısında rektöre eleştiride bulunan öğrencilere 7 gün okuldan uzaklaştırma cezası verdi. Muhabirimiz ve üniversitenin aynı zamanda hukuk fakültesi öğrencisi İçöz’e ise organizasyonda yer almamasına rağmen hukuk katledilerek 30 gün uzaklaştırma cezası verildi.
Verilen haksız disiplin cezasının ardından İçöz’ün avukatı tarafından yürütmenin durdurulması ve iptali için Kastamonu İdare Mahkemesi’ne dava açıldı.
Kastamonu İdare Mahkemesi, 13 Mayıs 2025 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı aldı. ÇAKÜ Hukuk Müşavirliği, bir üst mahkeme olan Ankara 4. İdari Dava Dairesi’ne itiraz etti.
ÇAKÜ’nün itirazını değerlendiren Ankara 4. İdari Dava Dairesi, 2 Haziran 2025 tarihinde Kastamonu Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını doğru bularak üniversitenin yürütmeyi durdurma itirazını reddetti.
Kastamonu İdare Mahkemesi, 8 Ağustos 2025 tarihinde üniversitenin disiplin cezasını iptal ederek bütün avukat masrafları ve harçların ÇAKÜ yönetimi tarafından ödenmesine karar verdi.
Çankırı Postası Genel Yayın Yönetmenimiz Ercan Şeker, konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Şeker,“Çankırı’da 4 yılını Ağustos böceği gibi geçiren sabık rektör Harun Çiftçi’nin algılar üzerine kurduğu, yalanlarla ve manipülasyonlarla sürdürdüğü saltanatını haberlerimizle yıktıkça kamu gücü ile üstümüze geldi. Bizi susturmaya çalıştı. Birçok şikâyette bulundu. Ancak gücü bize yetmeyince hırsını çocuğu yaşındaki üniversite öğrencisi olan muhabirimiz Mehmet İçöz’den çıkarmaya çalıştı. Üstelik cezanın final ve bütünleme zamanlarına denk getirilerek öğrencinin sene kaybetmesini sağlamaya çalıştılar. Üzerinde cübbe taşıyan, koskoca dediğimiz adamların kamu gücünü kullanarak nasıl küçüldükçe küçüldüklerini, zalimleştiklerini ibretle gördük. Üstelik organize bir şekilde suç örgütü gibi hareket ederek görev ve yetkilerini kötüye kullandılar. Suç uydurdular. Uydurma tutanaklar tuttular. Bir öğrencinin eğitim hakkını elinden almaya kalktılar. Çocuklarının yüzüne bakarken utanmayacaklar mı? Şimdi söz sırası bizde. Adli tatil bitiminde, bu organize şekilde suç uyduran ekip hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız.” dedi.
2024 yılının Ekim ayında Çankırı Karatekin Üniversitesi Uluyazı Kampüsü’nde öğrencilerin yaşadığı toplu taşıma sorunu, Çankırı Postası'nın genç muhabiri Mehmet İçöz’ün haberleştirdiği görüntülerle gündeme taşındı. Kampüs çıkışında her sabah oluşan uzun otobüs kuyruklarını belgeleyen haber, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle kış aylarında soğukta saatlerce bekleyen öğrencilerin durumu, yerel yönetimlerin ve üniversite idaresinin gündemine girdi. Bu haber nedeniyle güvenlik görevlilerine alanı koruyamadıkları suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.