Eryılmaz masaya vura vura haykırdı! Binalar hala bizim katilimiz olmamalı...

Eryılmaz masaya vura vura isyan etti! Binalar hala bizim katilimiz olmamalı.

Afet Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz, canlı yayında masaya vura vura haykırdı. "Bu binalar hala bizim katilimiz olmamalı. Risk azaltma çalışmalarını hala neden yapmıyoruz?” diye sordu.

NTV SON Dakika Yayınına katılan Afet Tıbbı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz, canlı yayında adeta isyan etti. Masaya vura vura konuşan Eryılmaz, “Teknolojiye, bilime, akla ve iyi niyete bağlı kaldığımız süre içinde her şeyi başaracağız. Bizim şu aşamada başaramayacağımız hiçbir şey yok! Ama 10 katlı, 20 katlı binanın enkazından bir çocuğu çıkartmak için 150 saat beklememiz lazım. Bu binaların yıkılmaması lazım. Bu binalar hala bizim katilimiz olmamalı” dedi.

Günümüz teknolojisini sahada ki organizasyonda kullanamadık!-

Kendi meslek grubu adına konuştuğunu ifade eden Eryılmaz, “Herkes elinden geleni yapıyor ama ortak akıl olarak bundan sonra yüksek bilgi teknolojisini kullanmamız lazım. Depremle ilişkili risk azatlama da, müdahalede ve sonraki rehabilitasyon aşamasında bunu 85 minyonluk veri kütlesi olarak ele alıp bunun analizini sürekli yapmamız gerekiyor. Afet ülkesiysek akademisyenlerin enerjisini buna ayırmaları gerekiyor. Ülkenin bütün olanaklarının sinerjik optimizasyonu gerekiyor. Artık vakit bitti. Bundan sonra bize bir tolerans yok. Sağlıkçılar, arama-kurtarmacılar, kamu, AFAD, devlet, özel sektör herkes bir şey yapmak istiyor. İnsanız tabi ki; yapmak istiyoruz. Ama bunun ilk gün uydu yer aktarım programlarıyla hasar tespitin çıkması, bize sağlıkçı olarak, sahada ki arkadaşlarımıza destek sağlayacak önerileri onlara ulaştırabilmemiz gerekiyordu. Bence biz günümüzün teknolojisini, biz sahada ki organizasyonda kullanamadık. Bunu çok iyi yorumlamamız, çok iyi çözümlere ulaşmamız lazım.

Türkiye Afet Akademisi Kurulmalı -

Eryılmaz, “ Türkiye’de Yıllardır Afet Araştırmaları Derneğinin söylediği “Türkiye Afet Akademisi Kurulmalı” ve bütün sahada tüm branşlardan tüm meslek sahiplerinin burada senkronize bir şekilde ortak bir kaygıyla eğitilmesi ve sahada omuz omuza çalışılması gerekiyor. Bugün ne yapılması gerekiyor. Hepinizi temin ederim, ezilme sendromu olan bir çocuk, bir yaşlıya nelerin yapılması gerektiğine dair bütün tıp mensubu ve tıp merkezleri yeterli bilgiye hakim. Biz çok güçlü bir ülkeyiz. Biz çok güçlü bir ekibe sahibiz. Sağlık ordumuz, bizim gurur duyulacak bir ordu. Biz sadece bütün niyetlerimizi, sahada olan yada arkada olan onları desteklemek isteyen herkes olarak, sinerjik bir şekilde onlara katkı vermek istiyoruz. Bunun için Türkiye’de 1 gecede 37 sivil toplum kuruluşu bir araya geldi. Bizim tarihimizde ilk defa. Biz ulaşabilseydik belki 150- 200 tane meslek grubu da katkı verecekti. Biz hazırız. Sağlıkla ilişkili tüm sektörler. bu gibi olaylarda neler yapılaması gerektiğine hakim. Bizim ülkemiz bunu başarabilecek güce sahip.” vurgusunda bulundu.

Konuşmasına devam eden Eryılmaz, “Teknolojiye, bilime, akla ve iyi niyete bağlı kaldığımız süre içinde her şeyi başaracağız. Bizim şu aşamada başaramayacağımız hiçbir şey yok! Ama 10 katlı 20 katlı binanın enkazından bir çocuğu çıkartmak için 150 saat beklememiz lazım. Bu binaların yıkılmaması lazım. Bu binalar hala bizim katilimiz olmamalı? Bunlar gerçekten bize de yakışmıyor, bu çağada yakışmıyor, bu dünyaya da yakışmıyor. Biz hala neyin peşindeyiz?” diye sordu.

Eryılmaz, “Neden bu binalarda yaşatıyoruz insanlarımızı? Her şeyimiz var. UMKE’miz var, 112’miz var, arama kurtarma ekiplerimiz var. AFAD inanılmaz ve komplike güçlü bir kurum. Neden biz bunları yetersiz durumda bırakmak zorunda kalıyoruz? Risk azaltma çalışmalarını hala neden yapmıyoruz? Bundan sonra harcayacak hiçbir şeyimiz kalmadı.” şeklinde konuştu.

Milletimiz bizi bağışlasın -

Eryılmaz, “Ben sadece arma kurtarma için değil sağlık bölümünde yorum yapmaya çalışıyorum. Ölülerimizin kimlik tanımlamaları, defnedilmeleri çok önemli. Bundan sonra o bölgede salgın hastalık tehlikesi, post travmatik stres bozuklukları, orada hizmet veren personelin vardiya eşliğinde yenilenmesi. O kadar çok kalem iş var ki. Bunları yaparız, bunlarda bir sorun yok. Ama asıl sorun iletişimizi de şu an ciddi sıkıntı yaşadık. Enerji, cep telefonları yazılım sistemlerinin bu cağda bizim kullanımımıza sunulmuş olması gerekiyordu. Bu sadece devletin değil akademisyenlerin sivil toplum kuruluşlarının hepimizin sorunu Burada bir iki kurumu suçlu göstererek kendimizi sıyıramayız. Bu 85 milyonun kusurudur. Şu an biri, birinden kusurlu olabilir ama onu tartışacak vaktimiz yok.  Bundan sonra biz hızlı bir şekilde yapmamız gereken her şey belli. Bunları yapmak zorundayız.”ifadelerine yer verdi.

Eryılmaz insanların affına sığınarak, “Belki çok uygun olmayacak ama milletimiz bizi bağışlasın, affetsin bizi.”

Çankırı Postası