Aşırı şeker tüketimi damarları tahrip ederek kalp krizine sebep olabiliyor.

Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’nda, aşırı şeker tüketimi ve buna bağlı hastalıklara dikkat çekildi. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, "Üzülerek belirtmek isterim ki maalesef, şeker tüketimi artık her yaş için bağımlılık seviyesinde. Bu ürkütücü tablo günümüzde yaşam süresinin uzaması ve buna paralel ileri yaş nüfusumuzun artması ile baş edilmesi güç hastalıkları da beraberinde getiriyor. Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları her geçen gün daha da önemli oluyor. Erken yaşlarda edinilen sağlıklı alışkanlıklar, bireylerin orta ve ileri yaş dönemlerini daha dinç ve ayakta geçirmeleri adına en büyük yatırım oluyor" dedi.

İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Gülistan Bahat - Öztürk de, gençlikte obeziteden, iler yaş döneminde ise yetersiz beslenmeden uzak durulması gerektiğinin altını çizerek, "Genç erişkinlik döneminde sağlıklı kiloyu korumak ve obeziteyi önlemek, uzun vadeli sağlık için çok önemli. Yetersiz beslenme riski ya da kilo kaybına yol açan bir kronik hastalık yoksa ideal beden kütle indeksi 18.5-25 kg/metrekare aralığındadır. Bu dönemde kan basıncını, kan şekerini ve kan yağlarını kontrol altında tutmak, yalnızca kalp-damar hastalıkları riskini değil, aynı zamanda Alzheimer hastalığı riskini de azaltmaktadır. Yaşlılık döneminde ise tablo farklıdır: Obezite yerine yetersiz beslenme (malnütrisyon) daha büyük bir tehlikedir. Araştırmalar, yaşlılarda en düşük ölüm oranlarının ve en iyi fonksiyonelliğin ‘hafif fazla kilolu’ sayılan beden kütle indeksi aralığında (kabaca 24-29 kg/metrekare) görüldüğünü gösteriyor. Bu nedenle yaşlı bireylerde kilo kaybı ve diyet kısıtlamaları zararlı olabilir. İleri yaş da kas miktarı son derece önemli, bu nedenle kas miktarını korumak için şişman olmak, zayıf olmaya göre çok daha iyi. Bunun önüne geçmek için özellikle diyabet ve yüksek tansiyon hastalarında, aşırı kısıtlamalı beslenme şekli gözden geçirilmeli ve egzersiz muhakkak hayatımızda olmalı. En az ölüm riski ve en az bağımlılık-sakatlanma riski fazla kilolu aralıkta. 65 yaş üstü böyle ama 70 yaş üstü özellikle böyle. Çok zayıf kimseler düşme ve benzeri sakatlanmalar ile zatürree, grip gibi bir hastalığı çok daha derin yaşarken, bunun aksine kilolu kimselerde bu süreç daha rahat işliyor. Yağ ve kas herhangi bir hastalık döneminde bizi koruyor" dedi.

Teknede kopan parmak ameliyatla kurtarıldı
Teknede kopan parmak ameliyatla kurtarıldı
İçeriği Görüntüle

"Şeker damar sertliği, kılcal damarlarda tıkanma ve böbrekte protein kaçağına neden olabiliyor"

Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Nadir Alpay da "Dünya genelinde 20-79 yaş arasındaki yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 11.1 kadarı diyabetli. (International Diabetes Federation). Bu da yaklaşık 589 milyon yetişkin (20-79 yaş) demektir. Ülkemizdeki durum da TURDEP I ve II çalışmalarında yüzde 13-15 oranında diyabet hastası olduğunu gösteriyor. Fazla şeker tüketiminin vücutta hem insülin direnci hem organ yağlanmaları hem de böbreklere zararı oldukça fazla. Bunun yanında az şeker tüketimi de önemli. Beslenme piramidi denilen yapıda vücudun tüm besinleri uygun oranda alması gerekiyor. Şeker hastalarında mikrovasküler ve makrovasküler dediğimiz komplikasyonları çok iyi takip etmemiz gerekir. Şeker hastalarında özellikle böbrekle ilgili kısma değinecek olursak şekerin kendisi; damar sertliğine, böbrekte küçük kılcal damarlarda tıkanmaya ve aynı zamanda böbrekte protein kaçağına neden olabiliyor. Bu sebeple şeker hastalarının kalorilerine, ilaç kullanımına ve diyetine çok dikkat etmesi gerekiyor" dedi.

Böbrek hastalığının bir belirtisi de kaşıntı

Alpay, böbrek hastalıkları ile ilgili "Yüksek tansiyon, el, ayak, yüz ve gözlerde şişme ve ödem, iştahsızlık, bulantı ve kusma, kansızlık, çabuk yorulma, göğüs ağrısı, kas - eklem ağrısı ve sonrasında da idrarın kalitesinin değişmesi, miktarının azalması bizlere böbrek hastalığı düşündüren durumlar olabiliyor. Bir de son dönemde kaşıntının eklediğini söyleyebiliriz" dedi.

Diyetisyen Gökçen Efe Aydın, "Sağlıklı yaşamda önemli olan besin çeşitliliğine özen göstermek. 4 besin grubumuz var; süt ve süt ürünleri, etler ve kuru baklagiller, sebzeler ve meyveler ile ekmek ve tahıl grubu. Bunları tabağımızda ve masamızda görebilirsek besin çeşitliliğini sağlamış oluruz. Özellikle ileri yaş da az öğünle beslenmemeye özen göstermeliyiz çünkü az öğün, metabolizmanın yavaşlamasına neden olur bu da daha hızlı yaşlanmaya yol açar" dedi.

Kaynak: İHA