banner198

O Çocuklar Öyle Mahzun Ağlamaya Gittiler

Çankırılı şair ve yazar İlhamı Atmaca 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde o günleri yazdığı bu dizelerle anlattı. “Şu günlerde, darbecileri işbaşına çağırıyor birileri” diyen Atmaca, “Yine aynı senaryo... Aynı film... Aynı yönetmenler” işbaşında çıkışında bulundu.

O Çocuklar Öyle Mahzun Ağlamaya Gittiler
banner145
Çankırışair ve yazar İlhamı Atmaca 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde o günleri yazdığı bu dizelerle anlattı. “Şu günlerde, darbecileri işbaşına çağırıyor birileri” diyen Atmaca, “Yine aynı senaryo... Aynı film... Aynı yönetmenler” işbaşında çıkışında bulundu.


O dönemi Çankırı’da yaşayan İlhami Atmaca, “Darbe yönetiminin vicdansız dengesi mesaiye başlamış, kendi tabirleriyle bir soldan, bir sağdan gencecik fidanları biçmeye başlamıştı” diye anlatıyor.
 


O günlerin acı hatıralarını üzerinde taşıyan Atmaca duygularını şu şekilde kaleme aldı:


16 yaşındaydım... Yıl 1980... Bu şiiri aynı yıl yazdım... 8 -10 Ekim sabahlarından biriydi... Bir gün önce, Çankırı Çayboyu'nda arkadaşım Ethem Akbaba ile karşılaşmış, efkarlı ve kederli yürürken sessizce ceketinin cebinden ikiye katlanmış bir kağıt çıkarmış ve bana uzatmıştı...

Çankırı'nın ayazından tenim buz kesmişti...
Bu bir idamlığın mektubuydu...
Satırları okudum...
Nişanlısına hitap ettiği bölüme gelince parçalandım...
Henüz 16 yaşında bir davaya inanmış bir delikanlı için sıkleti fena ağırdı bu mektubun...
Bütün gece uyumamıştım... Gün ağarıyordu... Son mısrasını bitirmek üzereyken buz gibi bir Çankırı sabahının sokağından rahmetli babam girmişti içeri ve selam vermişti... Son mısranın noktasını koymadan almamıştım selamını... Ve kalkıp elini öpmüş sarılmıştım... 
.........................................................................................................
Darbe yönetimin Vicdansız dengesi mesaiye başlamış, kendi tabirleriyle bir soldan, bir sağdan gencecik fidanları biçmeye başlamıştı... 
İlk idamlar... Önce bir Devriciyi astılar... Ardından bir Ülkücüyü...
33 yıl...
Dün gibi... 
Dün gibi keder verici...
33 yıl...
Hesap ulu divana kaldı...

Şu günlerde, darbecileri işbaşına çağırıyor birileri...
Yine aynı senarya... Aynı film... Aynı yönetmenler...
.........................................................................................................

O Çocuklar Öyle Mahzun


I. 
Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek 
İnanır olmuştum artık solmayacağına 
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler 
Azgın canavarlarla artık kimler pençeleşecek 
Ölmeye hazır umutlarım vardı mektuplar okudum 
Gördüm satırlarda nişanlı gençkızlar ağlardı 
Bir baba sıkardı kasketini kahırdan, gözyaşları 
Uçardı satırlarda ak saçlı bir ananın 
Ve bacılar avuçlarını gözlerine yamardı 
Benim ölmeye hazır umutlarım vardı 
Bana aşka ve sana dair mektuplar yazarlardı 
Şimdi saçmasapan sözler dolanıyor dilime 
Kurumlarım yaşlı bir adamın sakallarını aşıyor 
Delikanlı raconları, bitpazarları ve gençkızlar 
Aciz çırakları insanlığın, imdada koşuyorlar 
Çatlıyor damarlarım, utançtan eşgalim sararıyor 
Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek 
Beni kimler anlayacak artık, kimler sevecek. 
Korkuyorum tasalarım artıyor. 
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler 
Beni kimler anlayacak artık, kimler sevecek 

II. 
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler 
Senin solduğun bahçeleri görsem dayanamam 
Anlatıyorlar bir karanfilin herkese açtığını 
Çok ağladım sarsılarak saklamam 
O çocuklar öyle mahzun ağlamaya gittiler 
Gecelerin ürkünç karanlığına bulaştım 
O nurdan yüzlü aşıkları unutamam 
Duy ey baharı bağrında taşıyan çiçek 
Sensiz yaşamaya alıştım artık 
Bilmem idamlık kefenimi kimler biçecek.

Çankırı Postası

Güncelleme Tarihi: 15 Aralık 2017, 04:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER