Sabah  evden kimimiz işyerine giderken kimimiz de şöyle bir hava alalım diye kaldırımlarda yürürken bizlere tiksintilik veren tükürük veya balgam kalıntılarına rastlamamak adeta imkansız hale geldi. Bazen içimden bu bir eğitim meselesi derken, bir de ne göreyim eğitimli dediğimiz insanlarda bu suça ortak olmaktadırlar. 

Belediyemiz tarafından son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda; hem yaya kaldırımlarımızın genişletilmesi hem de bu kaldırımların bulunduğu caddelerin parke taşı ile döşenmesinin şehrimize ayrı bir güzellik kattığına inanıyorum ve kirletilmesini de istemiyorum. Bir dönem kaldırımlara taş yerine  asfalt döşüyorlardı hatta bazen köprü kaldırımlarını saç levhadan yapıyorlardı. Yapılan güzellikleri unutmamak yapanları da takdir etmek lazım ki daha güzel çalışmalara imza atsınlar. 

Tekrar konumuza dönecek olursak yere tükürme ve sümkürme ile birçok hastalık salgın hale gelebilir. Özellikle yaz aylarında yerlere tükürmekle mikrobun daha çabuk yayılması söz konusudur. 

Tükürmenin adabını bilmeyen, mendil kullanmayanlar iğrenç bir manzara sergilemektedirler. Burada esas tehlike yollara saçılan balgamdır. Çünkü boğaz ve geniz iltihapları, sinüzit, faranjit gibi üst solunum yolları; bronşit, zaturre gibi alt solunum yolları iltihaplarında ortaya çıkan balgam, bir çok hastalığa davetiye çıkartmaktadır.

Ben insanım diyen birisinin rastgele oraya buraya tükürmek gibi insanları tiksindirecek ve onlara sağlık açısından zarar verecek durumlardan titizlikle uzak durması lazımdır.  Çok açık bir şekilde bunun “kul hakkı” kapsamına girdiğine inanıyorum ve bu suçu işleyenlere de hakkımı helal etmiyorum. 

Bugüne kadar hiçbir bayanı yollara tükürürken görmedim ve bu işi ne yazık ki hep erkekler yapıyor. Buradan bayan kardeşlerimizi tebrik ediyorum ve onlardan eşlerini ve çocuklarını bu konuda uyarmalarını istirham ediyorum. 

İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee, Osmanlı Toplumundaki temizlik hakkındaki görüşlerini şöyle açıklamaktadır; “Avrupa’da temizlik henüz yarım asır önce başlayabilmiştir “Yere tükürmek bir Frenk âdetidir ve bu milletçe hayret mevzuudur, çünkü Türkler mendilini açar öyle tükürür.” (Mendil Osmanlı Toplumunun Avrupa’ya hediyelerinden birisidir.) 

Böyle bir ecdadın torunları olarak bizlere kaldırımlara ve yollara tükürmek değil; rûh ve beden temizliğine itina gösterdiğimiz gibi evimizin, sokağımızın ve çevremizin de temiz olmasına azami derecede özen göstermemiz yakışır. 

Tükürecek o kadar çok şey var ki sıralama yapsak kaldırımlara asla sıra gelmez , Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un mısralarında dediği gibi; 

Tükürün Milleti alçakça vuran darbelere!

Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!

Tükürün Ehl-i Salib’in hayasız yüzüne!

Tükürün onların asla güvenilmez sözüne! 

Evet hep birlikte tükürelim bu ülkede Başbakan ve Bakanları asanlara, tükürelim bu toprağın insanlarını sağcı ve solcu diye ikiye ayırıp birbirine kırdıranlara, tükürelim Mamak’ta C-5 lerde gencecik insanlara işkence yapanlara, tükürelim Diyarbakır Cezaevinde 500 bin kürt vatandaşımıza işkence yaparak onların çocuklarının dağa çıkmasına sebep olanlara, tükürelim bankaların içini boşaltıp bizi İMF’ye mahkum edenlere! 

Tükürelim ama asla kaldırımlara değil.