Çankırı Masallarında İslam düşmanlığı

 En yüksek dereceli masonlardan biri olan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, 1935 senesinde mason localarının kapatılması kararını basına açıklarken “Halkevleri’nin mason localarının işlevini yerine getirdiğini ve bu yüzden mason localarının kapatılmasında bir sakınca görmediklerini” söyler…

Halkevlerinin gerek kuruluş amacı ve gerekse yapılanmaları incelendiğinde CHP’nin bir organı olduğu hemen anlaşılır. CHP’nin propaganda organı olan Halkevlerinin örtülü işlevlerinden biri de geçmişe ait izleri silmekti. Bu amaç doğrultusunda Osmanlı reddedilerek Batı ve komünist Rusya örnek alınmıştı.

Halkı dönüştürmeyi hedef edinen halkevlerinin Dil ve Edebiyat Kolu yayınladığı dergi ve kitaplarla bu şer niyete hizmet etmiştir.

Halkevleri çalışma talimatnamesine göre “Dini mahiyette olan kitapların” halkevine konulması yasaklanmıştı.

Hayal ürünü olan, bilinmeyen bir zamanda geçen, anlatılanlara inandırmak iddiası bulunmayan anlatım türüdür masallar.

Oysa Çankırı Masalları adıyla basılan kitabın amacı bir imamı hedef alarak; İslam düşmanlığını kusan bir martavaldır.

21. Dönem Çankırı Milletvekili Hakkı Duran; “Çankırı adına yayınlanması gereken milli, manevi onca şahsiyet ve konu varken”; özel bir gayretle Çankırı Halkevinin kitaplarını bütçe sağlamak suretiyle 2002 yılında ÇANKIRI KÜLTÜRÜ VE TARİHİ sloganıyla 5’li kitap serisi olarak yeniden yayınlattı.

Kitaplarda katkılarından dolayı teşekkür edilen Keçiören Çankırılılar Yaren Derneğinin “ne gibi bir katkı sağladığını?" Bilmek isteriz.

Çankırı Halkevi 1933 yılında açılmıştır. İlk Çankırı Halkevi Başkanı Sait Beyin radyo yolsuzluğundan dolayı görevinden alınması üzerine 1934 yılında CHP Çankırı vilayet idare reisi müteahhit Hacı Bayramzade Mustafa Bey Halkevleri reisi olmuştur.

Çankırı Halkevinin 1934 yılındaki faaliyet raporuna göre; Çankırı merkez halkevi azası olan Çankırı mebusu ve aynı zamanda Çankırı’da neşredilen Duygu Gazetesinin Sahibi Ahmet Talat beyin himayesinde 8 adet kitap bastırılmıştır. Bu kitaplar basılmadan önce CHP ile iş birliği içinde ve bir nevi yayın organı vazifesi yapan Duygu gazetesinde tefrika edilmiştir.

Basılan 8 kitaptan biri olan Çankırı Masallarını Ali Dehri (1)kaleme almıştır. 

Ali ismini nedense hiç kullanmayan Dehri bey, soyadı kanunuyla birlikte Dilçin'i soyadı olarak almıştır.

Kitaptan alıntılara yer vermeden önce “dehri” ne demekmiş ona bakalım.

Türkçe sözlük dehri’nin anlamı:

Dehri; (Arapça)- “dünyanın sonsuzluğuna inanıp öteki dünyayı inkâr eden, ruhun da cesetle birlikte öldüğüne inanan materyalist.” İsim olarak kullanılmaz.

Osmanlıca - Türkçe sözlük dehri’nin anlamı:

Dehri; dehr ve zamana dair ve müteallik. Âlemin ezelî ve ebedîliğini iddia edip âhirete inanmayan münkir ve imansız bir fırka.

Ahmet Talat Çankırı Masallarının 4. Bölümü için yazdığı ön sözde şöyle diyor:

Çankırı Masalları tamamı dört hikaye(ya da masal)dan oluşan bu seri içinde en dikkat çekici ve Çankırı’ya özgü olanı “HÜRÜ” masalıdır. Masalın cereyan ettiği mekânlar ve şahıs kadrosu tarihî gerçeklerle önemli ölçüde uyum göstermektedir. Bu metinde, masalsı unsurların ötesinde aşağıda izah edeceğimiz üzre tarihî şahsiyetler, gerçek mekânlar ve Çankırı’ya ait emsalsiz dil hazinesi bulunmaktadır. Bu yazımızda bu unsurlardan bazılarını tespite çalıştık.

Hürü; gözleri hırs-ı şehvetle kararmış bir hacı hoca ile desise ve iğfal hususunda şeytana taş çıkartan yine hacı bir kadının hilelerini kanı kendi kanımızdan olmayan bir kölenin vahşetini;vak’anın kahremanı olan bir Türk baba ile oğlu ve kızının, bir Türk beyinin oğlunun safvet ve samimiyetlerini tevekkül ve itikatlarını göstermek itibariyle şayan-ı nazardır. ( Sayfa: 214 )

Bu hikâyenin mahalli cereyanı olarak Çankırı gösterilmek adettir. Başka muhitlerde nakledildiğini işitmediğimiz bu hikâye, sırf Çankırı’ya mahsus ve Çankırı mahsulüdür. Bu itibarla eski Çankırılı kadınların tahayyül ve ibda kudretini az çok anlayacak bir vesika elde etmiş demektir. ( Sayfa: 215 )

Ahmet Talat'ın yazılı ifadesine göre bu masalı güya Dehri Dilçin Çankırılı kadınlardan dinlemiş…

Madem öyle,bu sözde masalda birçok isim ve yer dipnotu olduğu halde; bu masalları Çankırı’da hangi kadınların anlattığına dair bir bilgi notu niye yoktur?

Sözde masalın özeti şudur:

İmam Hacı Zahit Efendi, Çankırı’nın zenginlerinden Kasım Ağanın kızını ayartmak için sinsi bir plan yapar. Yani masalın kahramanı ırz düşmanı bir imamdır!

Bu planın işlemesi için Kasım Ağa’nın Hac’ca gitmesi için sürekli sözlü baskıda bulunur. En sonunda Kasım Ağayı Hac’ca gitmeye razı eder. Kasım Ağa eşi ve oğluyla Hacca gidecek, evde kalan kızları Hürü’de onlar dönünceye kadar kapı dışarı çıkmayıp onların dönmesini bekleyecektir.

Planın ilk ayağı tamamdır. İmam Hacı Zahit Efendi eski kırığı olan Hacı Teyzeyi  (masaldaki namıyla cazı karı) kafaya alır. Hacı Teyze Hürü’yü kandırıp evden çıkartıp hamama getirir, hamamda pusu atan İmam Hacı Zahit Efendi Hürü’yle başa başa kalır. Hürü tuzağa düştüğünü anlar ama iş işten geçmiştir… Teslim olmadan önce yunalım diye Hacı Zahit efendiyi ikna eder, bu bahaneyle sıcak suyla haşlayıp kendini dışarı atar…

(Devamını, merak eden kitaptan okusun...)

Hürü’nün başı kirlenmişti hamama gidemediği için bir güğüm su ısıdup avluda günün annacında (yamaç, karşı) başını yıkayup saçlarını tarıyordu. Hacı Zahit Efendi de – o gün müezzin gelmemiş – ikindi ezanını okumak için minareye çıkmıştı. Kasım Ağanın evi camiye yakın olduğu için avluda kızı o halde gördü. Ve görür görmez derun-u dilden, can-u gönülden âşık oldu. Her neyse güç hal ile ezan okudu, indi. Yalan yanlış namazı da kıldırdı. Emma dili meşk de, gönlü aşkta… Ne yapacağını, ne edeceğini bilemiyordu. ( Sayfa: 223 )

Koca karı kızı içeriye tıktıktan sonra oralarda durur mu hiç? Serçeyi Hacı Mürad’a (Hacı Mürat: Baykuş; Güya her gün bir serçe kuşu kendiliğinden gelir, baykuşa yiyecek olurmuş)teslim etmişti ya, üzerlerinden kapuları eyice kilitleyüp çıktı gitti. Kız biraz sonra aklını başına azıcık topralayup bağıra bağıra ağlayarak kapuyu zorlamaya başladı. İmam bu hali görünce seğirderek yanına geldi. Kızın bileğinden kaptığı gibi sürükleyici ısıcak halvete soktu. Sıkıştırmaya başladı. Zavallı kızcağız her ne kadar uğraştı ise de, bir türlü imamın elinden kurtulamadı. ( Sayfa: 232 )

İmam: - Aman ölüyorum; bayıldım, bittim. Tanrı’yı seversen yeter; hınzır kahbe, senin vuslatında senden de vazgeçtim. Gençliğin kara yerlere geçsin, ela gözlerin çıyan, sarı saçların yılan olsun da kendi kendini ye bitir! Tek canımı bağışla.

Hocanın her tarafı yara bere içerisinde kaldı. Hamamın içi eşiğinde domuz kurbanı kesilmiş kilise avlusuna dönmüştü. ( Sayfa: 233 )

Haci Zahit Efendi:-Efendim, kulunuz hamama biraz erkence giderim. Herkes gelmeden hamam temiz iken yunup çıkmak âdetimdir. O gün biraz daha erken gitmiştim. Meğerse içeride perilerin düğünü var imiş. Allah bilir kendimden şüphem de yoktu. Yalnız Cuma için gusül yapmak istemiştim. Destursuz mu girdim, ne oldu, artık iyice bilemiyorum, bu hale gelmişim. Allah’tan korkarım, kimseye iftira edüp: Şu yaptı! Diyemem. Yetmiş yıllık Hacı Zahit Efendiyim. 

( Sayfa: 235 )

Obir taraftan yezit imam kızdan öcünü almayınca hiç peşini bırakır mı? Biraz eyileştikten sonra “diken battığı yerden çıkar” diyerek koca karının evine gitti. İki eski palaska (Mazisi bozuk kimseler için kullanılır)baş başa verüp biraz dertleştiler. ( Sayfa 236 )

----------------------------------------------------------------------------------

(1)1901'de Çankırı'da doğdu. Medrese öğrenimi gördü, Mevlevi şeyhi Hacı Hasip Dede'den Farsça okudu, musiki dersleri aldı. Bir süre Çankırı'nın Topuzsaray köyünde öğretmenlik yaptı; Ankara'da Ziraat Bankası'nın Bankacılık Okulunda görev yaptı (1926-33). Kuruluşundan kısa bir süre sonra girdiği (1933) Türk Dil Kurumunda kırk iki yıl çalışarak emekli oldu (1975).1977 yılında Ankara’da öldü.

YORUM EKLE
YORUMLAR
ECDAT
ECDAT - 11 yıl Önce

Bu olaya neden olan, insanımızı ve yüce İslam dinini aşağılayan anlayışa hizmet etmiş,menfaat çetelerini şiddetle kınıyorum.İlahi huzurda hesaplaşmak üzere Mevlaya havale ediyorum.Her devirde düzenbazlar vardı ve olmaya da devam edecektir.Bir konuyu gündeme getirirken insanlar vicdanlarını sorgulamaktan aciz midirler. Ya da para kişiliklerini esir alınca huzur mu bulduk sayarlar ? Yazıklar olsun

 Necdet Yiğit
Necdet Yiğit - 11 yıl Önce

Hadi bunu milli şefli chp yayınlamış anladık tamamda mhp li milletvekili ne diye tutup bir daha yayınlıyor onu bir anlasak??? Böyle iğrenç masalmı olur???

Celal Şenyurtlu
Celal Şenyurtlu - 11 yıl Önce

okuyunca şok oldum böyle bir terbiyesizliğe bugüne kadar neden bir çankırılı çıkıp tepki koymamamışki?hakkı durana soralım bakalım niye bu kitapları yeniden deberttin?

Kırkdokuzelli
Kırkdokuzelli - 6 ay Önce

İşte bu materyalist aydın görünümlü yobazlar her dönem aynılar aynı kalmayada devam edecekler. Yatıp kalkıp hacıyla hocayla müslümanla uğraşmaktan kendini alamazlar.Milli manevi değerlere sahip memlekitimden bu tür masallar çıktığını bir vesileyle sayfanızda gördüğümde inanamadım.