İlk Çankırı Halkevi Başkanı Said Beyin Radyo Yolsuzluğu

 Halkevleri, yeni Türkiyede halkın camiler dışında toplanma merkeziydi

19 Şubat 1932'de resmen faaliyete geçen Halkevleri, 1931 yılında kapatılan Türk Ocaklarının yerine kuruldu ve çalışmalarına Türk Ocaklarından kalan binalarda devam ederek, bu ocakların mal varlığına kondu.

Halkevlerindeki yapılanma için eski Türk Ocağı mensuplarından dokuz kişilik bir ekip, eğitilmek üzere Rusya'ya gönderildi. 

Halkevlerinin kuruluş amacı, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın altı okunda gösterilen “Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik ve İnkılapçılık” prensiplerine uygun nesiller yetiştirmekti.

Halkevleri “Dil-edebiyat, güzel sanatlar, temsil, spor, sosyal yardım, halk dershaneleri ve kurslar, kütüphane ve yayın, köycülük, tarih ve müze” şubeleri olmak üzere dokuz bölümde faaliyet gösteriyordu.

Halkevlerinde yapılan faaliyetler ve düşüncelerde dine kesinlikle yer yoktu. Amaç dinden arındırılmış ve seküler bir toplum düzeni oluşturmaktı.

Herhangi bir yerde halkevi açılabilmesi için, teklifin CHF il yönetim kurulunca parti genel sekreterliğine gönderilmesi, genel yönetimin de teklifi kabul etmesi gerekiyordu. 

Halkevine üye olmak herkese serbestti. Fakat buralarda yalnız CHF üyeleri ve devlet memurları yönetici olabiliyordu. 

 
Halkevi başkanları, bağlı bulundukları CHF yönetim kurullarınca tayin edilirdi. Önemli merkezlerdeki başkanlar da CHF il başkanlığınca tayin edilirdi.

CHP'nin bir yan kuruluşu olmasına rağmen, masrafları, özel idareler ve köy bütçelerinden, bazı bankalar ve mahallî parti teşkilâtlarından karşılanan halkevleri kısa zamanda ülke sathına yayıldı. 1950'de 63 ilde toplam 478 halkevi, 4322 halkodası vardı. Bütün bunlar CHP düşüncesi doğrultusunda halkın örf ve âdetlerini yıkmak, onların manevi değerlerle olan bağlarını koparmak için faaliyet gösteriyorlardı.

"Şehirli köylü, genç ihtiyar, kadın erkek” herkesin gelebileceği yer olarak ilan edilen halkevleri; varlığını halktan toplanan vergilere borçlu olmasına rağmen, “CHP'nin politik gayeleri doğrultusunda çalışmalar yaptığı, bunun da kanunlarla düzenlenen siyasi partilerin eşit şartlarda mücadele etmesi ilkesini bozduğu” gerekçesiyle, Demokrat Parti tarafından 1952 yılında kapatıldı ve mal varlığı hazineye devredildi.

Çankırı Halkevi 14 Şubat 1933 tarihinde Vali Hazım Bey tarafından açılmış ve faaliyetlerini Cumhuriyet Halk Partisi binasında yürütmüştür. 

1939 yılında Çerkeş, Ilgaz ve Dümelli (Eldivan) de de Halkevi açılmıştır.

 
Çankırı Halkevinin ilk başkanı aynı zamanda Çankırı Belediye Reisi olan Hacı Şeyhoğlu Sait (Üçok) Bey’dir.

  • Sait Bey, 1878’de Çankırı’da doğdu. Hacışeyhzade Osman Efendi ve Sıddıka Zühre hanımın oğludur. İlk ve orta öğrenimini Çankırı Sıbyan mektebi ve Çankırı İdadisinde tamamlamıştır. TBMM’nin I. dönemi için yapılan seçimlerde Kengırı Mebusu olarak 23 Nisan 1920’de meclisin açılışında hazır bulundu. 1923’te Milletvekilliği sona erince Çankırı’ya dönerek serbest ticaretine ve Cumhuriyet Halk Fırkası Çankırı teşkilatında siyasi hayatına devam etti.Sait Bey 1928 yılında Dede Zade Hilmi beyden sonra Çankırı Belediye Reisi olmuş, Ekim 1930’da yeniden seçilmiştir. 5 Kasım 1953 tarihinde vefat eden Sait Bey'in mezarı Sarı Baba’dadır.

Çankırı Halkevinin kurulması için 1932 yılı Çankırı vilayet bütçesine 1084 lira tahsisat konulmuş, bu rakam 1933 yılında 1500 liraya çıkarılmıştır.

Halkevinin kuruluşu için 1932 yılında ve Halkevinin ihtiyaçlarının temini için de 1933 yılında tahsis edilen ödenekten “radyo alımı için 700 ve 400 lira ödenek” belirlenmiş olmasına rağmen, Sait beyin bu paraları zimmetine geçirdiği iddiaları ortaya atılmıştır.

Yolsuzluk iddialarının yanı sıra “Sait beyin Cumhuriyet ilkelerini benimsemediği ” şikâyetleri, CHF Genel Sekreterliğinin konuyu ciddiye almasında etken olmuştur.

Çankırı Belediye reisi ve Halkevi başkanı Sait Bey hakkında Cumhuriyet Halk Fırkası genel sekreterliğince 1934 yılında inceleme başlatılmış ve Kırklareli Mebusu Mehmet Nahit Bey şikâyete konu iddiaları araştırmak üzere Çankırı’ya gelmiştir. Nahit beyin Çankırı’da yürüttüğü soruşturma neticesinde yolsuzluk iddiaları doğrulanmış ve durum parti sekreterliğine rapor edilmiştir.

Soruşturma sonrası Said Bey 1 Temmuz 1934 tarihinde Çankırı Halkevi başkanlığından istifa etmek mecburiyetinde kalmıştır. Said beyin Çankırı belediye başkanlığı da aynı yıl sona ermiş; yerine Ömer Dedeoğlu seçilmiştir.

Dönemin Çankırı valisi olan Adil Bey de, Sait beyin yaptıklarına göz yumduğu gerekçesiyle görevinden alınmıştır. 

Daha önce Çankırı Halkevini teftiş eden Urfa Mebusu Muhittin Dinçsoy’un raporunda da Çankırı vilayet merkezinde bulunan Halkevi çalışmalarının düzensizliği vurgulanarak; "başkanın ve yönetiminin yetersizliği ve Çankırı halkının Halkevlerine ilgi duymadığı" belirtilmiştir.

Sait Bey'in istifasıyla boşalan Çankırı Halkevi başkanlığına 12 Temmuz 1934 yılında yapılan oylamayla Cumhuriyet Halk Fırkası Heyet-i İdare Reisi Hacı Bayramzade Mustafa Bey seçilmiştir.

Said Beyi koltuğundan eden radyo meselesinden 2 yıl sonra, Çankırı Halkevi “Evimiz Sinema Salonu” hizmete girmiş ve Çankırı ilk kez sinema makinesiyle tanışmıştır.

Çankırı Evimiz Halkevi Sinemasında halka hangi filmlerin gösterileceği de CHF Halkevleri Talimatnamesine göre belirlenmiştir... (Çankırı’da sinemanın tarihçesi ve sinema salonlarını ayrı bir başlıkta değerlendireceğiz.)


YORUM EKLE
YORUMLAR
 Yavuz Nezir
Yavuz Nezir - 11 yıl Önce

Anadolu Ajansı 10 Ekim 1935 tarihinde gazetelerin merkezlerine şu önemli haberi geçiyordu: Türkiye Mason cemiyeti, memleketimizin sosyal tekamülü ve günden güne artan muazzam terakkilerini nazarı itibare alarak faaliyetlerine nihayet vermeyi ve bütün mallarını memleketin sosyal ve kültürel kalkınmasına çalışan Halkevlerine teberrüü muvaffak görülmüştür.

Hasan Başkayalı
Hasan Başkayalı - 11 yıl Önce

İşine gelince millet sözcüğünü kullanan chp işine gelmeyince halk sözcüğünü kullanmıştır. Yeni alfabeyi öğretmek için millet mekteplerini kurmuşlar , geçmişin izlerini silmek içinde halkevlerini devreye sokmuşlardır.

Dursun Kovancı
Dursun Kovancı - 11 yıl Önce

Halk lafını aldatmaca olarak kullanıyorlar. Cumhuriyet halk partisinin içinde geçen halk lafı da aynen böyle.Halkevlerinin yayınladığı yüzlerce kitabın içinde İslam adına tek satır bulamazsınız.Yapılan yorumlar doğrudur katılıyorum.Bugümde var halkevleri ve teröristler cirit atıyor buralarda.