Sovyetlerin Afganistan’ı işgalini protesto etmek amacıyla Çankırı Ülkü Ocakları tarafından bir yürüyüş düzenlenmişti. Yıl 1978 - 1979 tam olarak hatırlamıyorum. Bu yürüyüşe Rahmetli Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’da katılmıştı. Şimdi ki Terminalin önünden Çankırı Belediyesi önüne kadar yürümüştük. Belediyenin önünde bir kamyonun üstünde Muhsin Başkan günün konuşmasını yaptıktan sonra Ülkü Ocağına geçildi. İçeride bizim gibi gençler çıkarıldı, bizden büyüklere ülkücü şehit ailelerinin başından geçen olayları anlatıyordu. Ben bu arada lavobaya gitmiştim aşağıya inmekten kurtulmuştum ve bu sayede sohbete dahil oldum. Sohbette şu an hatırladığım Rahmetli Visali Sarıkaya amca ve Ethem Şen abi vardı.

 

Daha sonra MHP ile fikir ayrılığına düşüp ayrıldıktan sonra Çankırı’da Büyük Sinemada bir konferans vermişti ona da katılmıştım. Kısacası Muhsin Başkan’ın Çankırı’da yaptığı tüm faaliyetlere katıldım. Cenaze namazına katılmakta nasip olmuş O’nu son yolculuğuna, Sonsuzluğun Sahibine Kocatepe Camisinden uğurladık.

 

Aramızdan ayrılışının 3.yılında o’nu rahmetle anıyoruz.

 

O’nun vefatı üzerine yazılmış bu şiir’i hep birlikte okuyarak hafızamızda bir kere daha canlandırarak O’nun ruhuna Fatiha’lar okuyalım.

 

 

55 Yıllık Ömrünün Aklı Yetik Geçen Bütün Günlerini

Milletine Vakfeden Büyük Adam

Yolun Açık Olsun

 

Biz Sen’i çok seviyoruz

Milletin Sen’i çok seviyor

İnsanlar sevdikleriyle olmak ister

Biz hep Seninle olmayı isterdik

Ama Sen sevdiklerinle olmak istedin

Şimdi en sevdiklerinlesin…

 

Bir ömür boyu gül aşkıyla yanmıştın

Şimdi Güllerin Efendisiyle

Efendimizle  gül bahçesindesin…

 

Rabbin Sana böyle bir ölümü yakıştırdı

Böyle ölmek Sana çok yakıştı

Büyük Adam

 

ALLAH  Sana 3 gün 3 gece bütün Milletin

Dua etmesini sağlayacak bir ömür ve ölüm lütfetti…

 

Biz farkında değiliz ama

İnanıyoruz ki  Sen dirisin

Yalnızca çok sevdiğin Ülken de değil

Dünya’nın her yerinde

Harem-i Şerif’te

Mescid-i Nebevi’de

Ravza-ı Mutahhara’da

Binlerce insanın Senin için dua ettiğini görüyor ve yaşıyorsun…

 

Kırk yıllık mücadele hayatında

Birbiri ile çelişen 2 cümlene şahit olmadık

Hep dürüst oldun, hep dümdüz oldun

Hep emr olunduğun  gibi dosdoğru oldun…

 

Allah’ın ve Rasulü’nün belirlediği mutlak hakikatler dışında

Her şeyin tartışılabileceğini ifade eden

Bir demokrasi ve özgürlük dersinin hocası oldun…

 

Uğrunda ömrünü vakfettiğin Milletin

Sana %1,5’tan fazla destek vermedi  diye

Onlara küsmedin, gücenmedin

Yine onlar için çalıştın, mücadele ettin…

 

Altın, elmas, yakut ve pırlanta pahalıdır

Ekmek ucuzdur, ama ekmek nimettir

Ekmek değerlidir

Yerde de bulsak ekmeği öper başımıza koyarız…

 

Sen altın gibi, elmas gibi pahalı değildin

Ama ekmek gibi, su gibi değerliydin

Sen bizim başımızın tacıydın

Büyük Adam

Yine öylesin

Yolun açıktır

Büyük Adam…

 

Senin için orada kar, tipi, fırtına, sis yoktur

Orada yolunu kesecek dağlar, tepeler yoktur

Orada yoldaşın Efendimizdir

Tut elinden yolun açık olsun

Hakkını helal et

Büyük Adam

Hakkımız helal olsun….