Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Öztek Malazgirt Meydan muharebesinin anlam ve derinliği hakkında açıklamalarda bulundu. Malazgirt Muharebesi zaferinin yıl dönümü ilgili yaptığı açıklamanın bir bölümünde da Prof. İbrahim Öztek, şu hususları özellikle dile getirerek; "Türkler tarih boyunca 20 devlet veya imparatorluk, 120 kadar da hanlık, hakanlık, sultanlık, beylik, atabeylik gibi nice devletler kurmuşlardır.
Halen dünyada 8 Türk devleti, 40 kadar da; Tuva, Altay, Dağıstan, Yakutistan, Tataristan gibi özerk Türk cumhuriyetleri bulunmaktadır. Böyle bir devlet olma, devlet kurma veya devlet organizasyonu başka bir milletin harcı olmamıştır. Dünyada bir tane İtalya veya bir tane Almanya vardır."
Malazgirt zafer öncesine ait bilgiler de veren Öztek konuşmasında; "Türkler tarih boyunca düşman bulamadıkları için daima birbirleri ile savaşmış ve birbirlerini tüketmiştir. İlk düşmanları tarih öncesi devirlerde Çinliler, sonra Roma veya Bizanslılar, daha sonra da Araplar olmuştur. 642 yıllarında başlayan Arapların Türkistan istilası ve yağması, 751 Talas savaşına kadar sürmüş ve Emevi Araplar Türkistan’da oluk oluk kan akıtmıştır. Abbasiler devrinde ise Türkler İslam’la tanışarak, Arap ordularında yönetici olmuşlar ve giderek Araplar üstünde hakimiyet kurmuşlardır."
Malazgirt zaferinin seyir ve önemi hakkındaki açıklamasında Öztek; "Türklerin; tarihte derin izler bırakan Oğuz kağan, Atila, Bilge Kağan ve Alp Arslan gibi büyük ve kuvvetli hükümdarları olmuştur. Alp Arslan, şehzadelik yıllarında Gaznelilerle, Karahanlılarla, daha sonra İran ve Azerbaycan coğrafyasında Selçuklu beyleriyle, Rum, Gürcü ve Ermenilerle pek çok savaş yapmıştır. 1063 yılında sultan olduktan sonra, Anadolu’ya yöneldi. Anadolu ve Suriye toprakları Bizans’ın hakimiyetindeydi. Alparslan Fatimi devletine son vermek üzere Mısır seferine hazırlandı. Malazgirt, Erciş, Kayseri, Malatya, Urfa, Diyarbakır gibi şehir ve bölgeleri fethetti. Mekke’de artık Sultan Alp Arslan adına hutbe okutuluyordu. Bu arada Romen Diyojen’in Selçukluları durdurmak ve yok etmek için doğu Anadolu’da ilerlediğini öğrenince seferlerini durdurdu ve Bizans ordusunu karşılamak üzere Bitlis ve Muş yönüne yürüdü" dedi.
Öztürk Selçuklu ordusunun teşkili hakkına fikir ileri süren bazı çevreleri de göz önüne alarak açıklamasın şöyle devam etti. "Selçuklu ordusu başta Kınık obası olmak üzere tamamen Oğuz Türklerinden oluşuyordu. Asker yalnızca Türkçe konuşuyordu. Aralarına yabancı sokmuyorlardı. Bunların yaklaşık 40 bini keskin nişancı okçu idiler. Gazneliler ve Karahanlılarla devamlı savaş halindeydiler. Bu nedenle onlardan asker alması mümkün değildi. Arap ve Bizans topraklarını zaten bir bir fethediyordu, Araplardan asker alması da mümkün değildi. Zaten halife orduları da artık Türklerden oluşuyordu. Başka hiçbir milletten de yardım almamıştı. Komutanlarının adları; Afşin Bey, Artuk Bey, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tı. Bu nedenle Alp Arslan’ın ordusu şunlardan bunlardan oluşuyordu şeklinde yeni yeni tarihler yazmanın, hayali destek verenlerden bahsetmenin hiçbir anlamı yoktur."
"Yalnız savaş sırasında Bizans tarafındaki Uzlar, Peçenekler ve Kıpçaklar, soydaşları ile savaş ettiklerini anlayınca Selçukluların saflarına geçmişlerdir. Malazgirt savaşı, Oğuz Türklerinin kazandığı bir zaferdir.
Bizans ordusu iki yüz bin kişidir. Bazı tarihçiler bu sayıyı bir milyona kadar çıkartmaktadırlar. Zira Bizans ordusunda Rum ve Ermeniler yanı sıra paralı slav, Got, Alman, Frank, Gürcü ve Viking askerleri bulunuyordu. Türk ordusu, Bizans ordusunu 26 Ağustos 1071 Cuma günü öğle saatlerinde başlayan savaşta, ok yağmuru, Turan taktiği ve kurt kapanı gibi Türk savaş oyunları ile birkaç saat içinde perişan etti. Diyojen de esir alındı" dedi.
Malzgirt Meydan muharebesinin Anadolu’nun kapılarını Müslüman Türklere açtığını vurgulayan Öztek açıklamasına devamla: Ege kıyılarına kadar tüm Anadolu’ya zaten Türk boyları çoktan yayılmış, Çaka bey kurduğu donanma ile Bizans’a denizde de büyük zayiatlar verdiriyordu. Malazgirt Meydan muharebesini takiben 954 yıl önce savaş sonrası Alp Arslan şöyle diyordu; ’Size öyle bir vatan aldım ki ebediyen sizin olacaktır’ Malazgirt zaferi sonunda Türk milleti; Peygamberimiz’in (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) adını taşıyan Muhammet Alp Arslan’la dünyanın en büyük ordusuna sahip Bizans’ı perişan ederek Anadolu’nun Türk’e ebedi bir vatan olmasını sağlamıştır.
Alp Arslan’dan 851 yıl sonra da (1922)’de büyük komutan Mustafa Kemal yine bir 26 Ağustos günü Başkomutanlık meydan savaşı ile dünyanın en büyük güçlerini dize getirerek, başta kendilerini Bizans’ın torunları sayan Yunan kuvvetleri olmak üzere ülkemizi işgal eden tüm güçleri perişan etmişti. O da Alp Arslan’ın sözlerine ilaveten: "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar payidar/muzaffer kalacaktır" diyordu.
Prof. Dr. Öztek konuyla ilgili olarak açıklamasını şu sözlerle tamamladı; "Türk milletinin geleceğini ve tarihini değiştiren, varlığımızı borçlu olduğumuz, aynı genlerden gelen, bize kutsal miraslar bırakan bu büyük komutanların ve onun kahraman askerlerinin ruhları şad olsun. Allah hepsine rahmet eylesin. Görevimiz bu miraslara sahip çıkmak ve şanlı tarihimizin şanlı sayfalarını çoğaltmaktır.
Zafer haftamız kutlu olsun."