Nur taneleri, insanlığın bir taneleri, Allah dostları, evliyalar...
Allah’ın (C.C) ve Peygamberinin (SAV) emir ve yasaklarını öğreterek, insanların dünya ve ahiret saadetine kavuşmaları için uğraşır Evliyâ-yı kirâm.
Evliya; her nefesini Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için sarfeden, sevdiğini Allahü teâlâ için seven ve her adımını O'nun rızâsını kazanmak için atan, her an Allahü teâlâ ile bulunduğu için gafletten ve bu dünyadan uzak yaşayan Allah dostu,Resulullah aşığıdır.
…
Çankırı Postası Ailesi ve Çankırı Gençlik Derneği olarak organize ettiğimiz Astarlızade Mehmet Hilmi Efendiyi Keçiören’de “Yâd Gecelerimizin 3.sünü” Allah izin verirse 24 Mayısta gerçekleştireceğiz.
Bu yıl ki yâd gecemize “Seydişehir’den Çankırı’ya uzanan Altın Halkalar” adını verdik.
Peki, neden Seydişehir’den Çankırı’ya uzanan Altın Halkalar?
…
Ömrünü İslam’a hizmete adayan Astarlızade Mehmet Hilmi Efendi’nin Hocası(Şeyhi) Molla Mehmet ve Çerkeşli Veli olarak ta bilinen Çerkeşli Mehmet Hilmi Efendi’dir.
Astarlızade Mehmet Hilmi Efendi İstanbul’daki tahsilini tamamladıktan sonra bir müddet Çankırı’daki Mecbûr Efendi Medresesinde aklî ve naklî ilimleri okuyarak icazet alır. Medrese eğitimini tamamladıktan sonra aynı medresede bir müddet dersler verir. Tasavvuf tarihinde birçok sûfî’nin hayatında olduğu gibi, o da kendini irşad edecek bir mürşid-i kâmil’i aramaya başlar ve Nakşî şeyhi Seydişehirli Hacı Abdullah Efendi’nin halifesi Seyyid Mehmed Hilmi bin Ali’ye intisap eder. Hilmi Efendi, Şeyhinin Çerkeş’te bulunan bu dergâhında seyru sülûkünü tamamlar.
Manevî gelişimini tamamladıktan sonra, Çerkeşli Veli ona: “Benim elim senin elin, benim dilim senin dilin, benim gözüm senin gözün. Bir posta iki aslan sığmaz. Ben Cidde’ye giderek mekân tutayım, sen burada irşada devam et” der.
Hac için Hicaz’a oradan da Hac sonrası Cidde’ye doğru yola çıkan şeyhi, yolda vefat eder. Onun yerine posta oturan Mehmet Hilmi Efendi, bundan sonra dergâhı Çerkeş’ten Çankırı’da Büyük Camii’nin yanına taşır.
Ömrünün sonuna kadar hizmete Kasrı Arifan adını verdiği bu dergâhta devam eder.
- Bu konuyu 24 Mayıstaki gecemizde “Çerkeşli Mehmet Hilmi Efendi ve Astarlızade Mehmet Hilmi Efendi” başlığıyla Karatekin Üniversitesinden Doç. Dr. İbrahim Akyol Hocamız anlatacak.
- Cidde'de 1907 senesinde Hakkın rahmetine kavuşan Çerkeşli Mehmet Hilmi Efendi’nin Şeyhi ’de Seydişehirli Hacı Abdullah Efendi’dir.
Nakşi Halidi Şeyhi Seydişehirli Hacı Abdullah Efendi, Seyyid Harun Veli hazretlerinin Seydişehir'i kurduktan sonra, Seydişehir'i hem maddi hem de manevi yönden yeniden imar eden, Türkiye'nin çeşitli illerinden birçok kişiyi ilmi ve feyziyle aydınlatan bilge ve veli bir zat.
1806 senesinde Konya Bozkır’ın Karacahisar köyünde doğmuştur. Babası müderris Yeğen Mehmet Efendi, annesi Bozkır’ın Karacaardıç köyünden Sarı Fakih kızı Zeynep Hanımdır. İlköğrenimini babasından görmüş, onun ölümünden sonra Hocaköy müderrisi Mehmet Kudsî Efendi’nin derslerine katılmış ve ondan 1833 senesinde icazet almıştır. Bundan sonra Seydişehir’e yerleşen Şeyh Abdullah Efendi, Seydişehir’in şimdi yıkılmış bulunan Büyük Medresesinde 36 yıl müderrislik yapmış, pek çok mana askeri yetiştirmiştir.
“Bir kişinin şeriatta ne kadar noksanı varsa, bir o kadar da tarikatta noksanı olur.”
Sözünün sahibi Hoca Memiş Efendi olarak tanınan, Nakşibendi Şeyhi Mehmet Kudsî Bozkırî’den Nakşibendi tarikatının Hâlidî kolu şeyhliği icâzeti alan Hacı Abdullah Efendi, hocasının 1852 yılında Seydişehir’in Çavuş nahiyesinde vefatı üzerine, Seydişehir’de Nakşibendi Şeyhliği postuna oturmuştur.
Uzun yıllar Nakşibendi Şeyhi olarak çevresinde büyük saygı gören Şeyh Abdullah Efendinin ismi giderek Konya ili sınırlarını aşmış, uzak şehir ve kasabalardan şeyhi görmek üzere akın akın ziyaretçiler gelir olmuştur.
1869 yılında medrese hocalığını oğullarına bırakarak, her sabah Seyyid Harun Camii’nde cemaate tefsir dersleri vermiş, kalan zamanını ibadetle ve tefekkürle geçirmiştir.
Gönüller sahibi, hayırsever bir âlim olan Şeyh Hacı Abdullah Efendi, 26 Mart 1903 Perşembe günü 97 yaşındayken Seydişehir’de vefat etmiş, vefatından sonra Padişah II. Abdülhamit Han’ın emriyle kabrinin üzerine türbe yapılmıştır. Hacı Abdullah Efendi, Seydişehir’in çarşı başında bulunan ve kendi adıyla anılan medresede, 1833-1903 yılları arasında yetmiş sene müderrislik yaparak, Seydişehir’i bir ilim ve kültür yuvası haline getirmiştir. Başta 3 oğlu olmak üzere, ülkenin çeşitli şehirlerinden gelen birçok talebeye icazetname (diploma) verip medreseden mezun etmiş ve bunların birçoğu kadı, naip, müderris olurken; birçoğunu da hizmet gayesiyle çeşitli şehir ve beldelere göndermiştir.
Seydişehirli Hacı Abdullah Efendi'nin hocası ve şeyhi Seydişehir Çavuş kasabasında medfun, yöre halkı tarafından "Memiş Efendi" olarak bilinen Nakşibendi Halidi kolu şeyhi Bozkırlı Mehmet Kudsi Efendi (1784-1852)'nin türbesi ve mezar taşı.
Hacı Abdullah Efendinin Halifeleri arasında Çankırı Çerkeşli Mehmet Hilmi Efendi, Çankırılı Astarlızade Hilmi Efendi, Çankırı Yapraklılı Hacı Mustafa Okutkan ve Ilgazlı Hacıbaba’da bulunmaktadır.
İşte bu nedenle gecemizin adını "Seydişehir’den Çankırı’ya uzanan Altın Halkalar” koyduk.
Bu programımızda Seydişehirli Hacı Abdullah Efendi, Çerkeşli Mehmet Hilmi Efendi ve Astarlızade Mehmet Hilmi Efendi….
Kısmet olursa 2014 yılında Hacı Abdullah Efendinin 3. Kolundan gelen halifeleri Yapraklılı Hacı Mustafa Okutkan ve Ilgazlı Hacıbaba’da için de bir yad gecesi düzenleyeceğiz.
- Keçiören Belediyesinin Tepebaşı semtinde bulunan Necip Fazıl Sahnesinde 24 Mayıs akşamı saat 19:00’da başlayacak programımıza Çankırılı ve Seydişehirli tüm hemşerilerimiz davetlidir.