Doktor Kenan beyin oğlu olduğumu öğrenince, “Kenan benim oğlumdur” diye üç defa tekrarlamıştı. Babam da Hilmi Efendiyi pek sever, ona intisabından sitayişle bahsederdi.
Babamdan öğrendiğim kadarıyla kendisi Kayseri Bünyan’da iken Şeyh Efendi'den aldığı şekilde tarikat dersine devam ediyormuş. Bir defasında geceleyin ders esnasında duvarlardan çatırtılar duymuş. Bu hali arz ettiğinde, Hilmi Efendi “sen herhalde bana rabıta da bulunmak istemiyorsun” diyerek Peygamber Aleyhisselam Efendimizin şemailini tarif ile artık O’na rabıtada bulunmasını istemiş.
İki dönem (1950-1957) Çankırı Mebusluğu da yapmış olan babam, dini mevzulara da ilgi duyardı. Dini kaynaklarda geçen yedi kat semanın hangi katında olduğunu merak ettiği güneş ve yıldızlar hakkında Hilmi Efendiye soru sormak istermiş; ne var ki soracağı sırada Şeyh Efendi“Bir insan bilmediği bir şeyi öğrenmek maksadıyla sorarsa bu makbul ve memduhtur”diyerek bunu bir hadisle izah etmiş:
“Yoksa kişi imtihan maksadı ile sorarsa bu mezmumdur” diyerek bu noktayı tenvir eden bir hadis nakletmiş. Bu sözlerden geçen babama, Şeyh efendi başını iki yana sallayarak “evladım bizim gördüğümüz yıldızlar sadece semanın birinci katındakilerdir. Hatta biz birinci katı dahi kısmen görürüz. Bazı yıldızlarınsa sadece ziyasını görür ve varlıklarını buradan anlarız” demiş. Babam bizlere anlattığı bu kerameti bir eserinde (1) Şeyh Efendinin ismini vermeden zikretmiştir.
Hilmi Efendi Çankırı’nın manevi ikliminin mühim bir siması imiş. Çankırı’nın manevi merkezi ve direği olan Şeyh Hilmi Efendi hakkında son olarak şu manidar hatırayı nakletmek istiyorum: Ben Çankırı’da fen muallimi olan dedem Ahmet Fuat beyinyanında tatilde iken, bir gün minarelerden salalar verildiğini işitmiştik.Merakımızı celbeden bu salaların kimin için verildiğini sorduğumuzda: “ASTARLIZADE Hilmi Efendi vefat etmiş” cevabını almıştık. Bunun üzerine dedem ve babaannemin“Çankırı’nın direği yıkıldı” diye ağlaştıklarını halen hatırlarım.
(1) ( 1 ) Allah (C.C) Divanında İnsan – Pars Matbaası 123. Sayfa 12 nolu dipnot.
