Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Filistin meselesine ilişkin, "Ateşkes anlaşması imzalandı. Bir rahat nefes alınması noktasında bir süreç başladığını temenni ediyoruz. İnşallah kalıcı olur. Temennimiz ateşkesin kalıcı hale gelmesidir. Tabii bu sorunun kalıcı çözümü özgür bir Filistin’in Filistin devletinin kurulmasından geçiyor. İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmeli. 1967 sınırlarında toprak bütünlüğüne sahip Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla ancak bu sorun çözülebilecek. Bu politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul’da Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin 2025-2026 Akademik Yılı açılışı nedeniyle düzenlenen törene katıldı. Törene Bakan Tunç’un yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen, Zeytinburnu Kaymakamı Adem Uslu, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, Prof. Dr. İlhan Yaşar Hacısalihoğlu, akademisyenlerle, öğrenciler de hazır bulundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda derece yapan akademisyen ve öğrencilere Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlhan Yaşar Hacısalihoğlu tarafından plaket verildi.

"20 bini aşkın çocuk katledildi"

Yeni akademik yılın ’Filistin’ konulu ilk dersinde konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Filistin’de 20 bin çocuğun katledildiğini söyledi.

Batı ülkelerinin soykırımı yapanlara ortaklık ettiğini belirten Bakan Tunç, "Filistin ve Gazze konusunda konuşulacak söz kalmadı. Maalesef 7 Ekim’den bu yana 2 yılı aşkın süredir bir soykırım suçu işlendi. Ve Filistin’de 68 binden fazla Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80’ini kadın ve çocuklardan oluşuyor. 20 bini aşkın çocuk, yani her gün 1 sınıf dolusu çocuk katledildi. Dünyanın gözü önünde çocuklar, kadınlar katledilirken ne çocuk haklarından bahsedenler, ne kadın haklarından bahseden batılıların hiç sesi soluğu çıkmadı. Adeta oradaki katliama destek verircesine politika izlediler, soykırımcıları ziyaret ettiler. Soykırımcılar kendi ülkelerinde ağırladılar, alkışladılar. O soykırım suçunu işleyenlere adeta ortak oldular" şeklinde konuştu.

"Bir asrı aşan bir işgal politikası söz konusu"

İsrail’in soykırım yaparak suç işlediğini söyleyen Bakan Tunç, "Bir asrı aşan bir işgal politikası söz konusu. 1897’de 1. Siyonizm Kongresi’nde başlayan ve çizilen yol haritasıyla, 1917 Balfour Deklarasyonuyla oranın işgal edilip bir İsrail devletinin kurulmasına giden süreçle devam eden ve sürekli işgal politikalarıyla bugünlere kadar gelen ve milyonlarca Filistinliyi yerinden, yurdundan edip orada son 2 yıldan bu yana bir insanlık suçuna varan soykırım suçunun tüm unsurlarının olduğu bir durum söz konusu. 100 yıldan bu yana Birleşmiş Milletlerin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin almış olduğu sayısız karar var. 100’den fazla karar var" ifadelerini kullandı.

AFAD Genel Müdürü Gevrek: Muğla’da tanımlanmış 329 risk var
AFAD Genel Müdürü Gevrek: Muğla’da tanımlanmış 329 risk var
İçeriği Görüntüle

"Uluslararası kuruluşların aldığı kararların hiçbirisi bugüne kadar uygulanmadı, sadece kağıt üzerinde kaldı"

İsrail’e yönelik alınan kararların uygulanmadığını söyleyen Bakan Tunç, "Uluslararası kuruluşların aldığı kararlar, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesine dair kararlar var. 1967’de işgal ettiği Sina Yarımadası, Batı Şeria, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri buralarda işgalci İsrail ve oralardan çekilmesine dair güvenlik konseyi kararları var. Ama bu kararların hiçbirisi bugüne kadar uygulanmadı. Sadece kağıt üzerinde kaldı, uluslararası hukuka uymayan bir yapı söz konusu. Devlet demeye zorlanıyoruz. 7 Ekim’den bu yana da terör suçu işleyen, insanlık suçu işleyen, kadınları katleden, çocukları katleden, onları açlığa mahkum eden, onları yerinden yurdundan eden ve milyonlarca insanın oradan göç etmesine, taşınmasına neden olan ve şehri yerle bir eden adeta Gazze’yi tarumar eden bir durum söz konusu. Ve tüm dünyanın gözü önünde bu gerçekleşti" diye konuştu.

"İnsani yardım önergeleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin önüne getirildi, maalesef ABD vetosuyla karşı karşıya kalındı"

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin önüne getirilen insani yardım önergelerinin ABD tarafından veto edilmesini eleştiren Bakan Tunç, "Bu süreç içerisinde insanlık vicdanı sokaklara taştı, Batılı ülkelerde protestolar yapıldı. Uluslararası Adalet Divanının önüne getirilen Güney Afrika’nın başlattığı Türkiye’nin de katılma talebinde bulunduğu Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’nin İsrail tarafından ihlal edildiği ve yargılanmasına başlandığı bir dava da söz konusu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin önüne gelip bu kararlarla ilgili bir görüşme yapılamadı. İnsani yardım önergeleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin önüne getirildi. Maalesef ABD vetosuyla karşı karşıya kalındı. İnsani yardım önergesini bile reddeden bir güvenlik konseyi var. İnsanlığın güvenliğini sağlamakla görevli kuruluş, insani yardım önergesini reddediliyor" ifadelerini kullandı.

"7 Ekim’den bu yana soykırım yapan teröristlerle dolu bir yapı"

Bakan Tunç, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

"Uluslararası Ceza Mahkemesi soykırımcıların yargılanmasıyla ilgili orada da bir soruşturma var. O soruşturmada yakalama kararı talep edildi. İsrailli soykırımcılarla ilgili tutuklamaya yönelik kararlar alındı. Ama bunların hiçbiri uygulanamadı. 100 yıldan bu yana uluslararası kuruluşların hiçbir kararına uymayan ve en son Uluslararası Adalet Divanının da Uluslararası Ceza Mahkemesinin de kararlarına uymayan bir devlet İsrail. Ona devlet demek bile mümkün değil. 7 Ekim’den bu yana soykırım yapan teröristlerle dolu bir yapı."

"Bu sorunun kalıcı çözümü özgür bir Filistin’in Filistin devletinin kurulmasından geçiyor"

Özgür bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini söyleyen Bakan Tunç, "Ateşkes antlaşmasına katkı sağlandı. Ve bu ateşkes anlaşması imzalandı. Bir rahat nefes alınması noktasında bir süreç başladığını temenni ediyoruz. İnşallah kalıcı olur. Tabiiki İsrail’in bu zamana kadar uluslararası sözleşmelere uymamış olması ve Uluslararası Adalet Divanının, Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararlarına saygı göstermemesi endişelerimizi arttırıyor. O nedenle temennimiz ateşkesin kalıcı hale gelmesidir. Tabii bu sorunun kalıcı çözümü özgür bir Filistin’in Filistin devletinin kurulmasından geçiyor. İsrail işgal ettiği topraklardan çekilmeli. 1967 sınırlarında toprak bütünlüğüne sahip bağımsız başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla ancak bu sorun çözülebilecek. Bu politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

"Binlerce şehit vermemize neden olan terör belasından da kurtulmak zorundayız"

Türkiye’nin terör belasından kurtulmasının önemli olduğunu söyleyen Bakan Tunç, "Hedefimiz terörsüz bir Türkiye. 41 yıldan bu yana milletimizin enerjisinin harcandığı, gelişmesinin, kalkınmasının önünde büyük bir engel teşkil eden, binlerce şehit vermemize neden olan terör belasından da kurtulmak zorundayız. Ve bu konuda çok önemli mesafeler alındı. 41 yıllık bir bu mücadelede şehitler verdik. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Milletimizi rahatsız edecek hiçbir adım bugüne kadar atmadık ve bundan sonra da atmayız. Büyük acılar yaşattı terör. Ve teröre zemin teşkil eden bütün unsurları da birer birer ortadan kaldırdık. Gerek demokratikleşme hamleleri, gerek ayrımcılığın ortadan kaldırılması, Hakkari’den Edirne’ye, Muğla’dan Ardahan’a hiçbir ayrım yapmadan her yere eser götürmemiz, ayrımcılığı ortadan kaldırmamız, barajlarıyla, üniversiteleriyle, şehir hastaneleriyle, organize sanayi bölgelerini dolduran fabrikalarıyla, milli sanayi hamleleriyle, milli enerji hamleleriyle, petrolünden doğal gaz keşfine varıncaya kadar, yüzde 80 yerli savunma sanayisiyle ve 81 vilayetimize hiçbir ayrım yapmadan yatırımlarla donattık. Teröre zemin teşkil eden, adeta onlara mazeret gibi sunulmaya çalışılan hususları da birer birer ortadan kaldırdık" diye konuştu.

"Üniversite zorunlu eğitim sonrasının farklı bir ortamıdır"

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlhan Yaşar Hacısalihoğlu ise akademisyenlere seslenerek öğrencilere bilgi aktarımının önemine dikkat çekti. Hacısalihoğlu, "Sevgili Hocalarım bu pırıl pırıl gençler, size emanet. Hep konuşuyoruz ya üniversite zorunlu eğitim sonrasının farklı bir ortamıdır. Bilginin bir başka yere aktarıldığı yerdir ama ondan çok daha fazla bir değerdir. Bilginin bilince dönüştüğü yerdir üniversitenin adı. O açıdan bilgiyi üretmekle kalmayacağız. Hiç kuşkusuz, onu bilinç düzeyinde ona şuur kazanması için çaba sarf edeceğiz. Evlatlarımız size emanet. Hoca aynı zamanda sanatçıdır. Sanatçı titizliği ve sabrıyla her öğrencinin içinde olan o cevheri çekip, çıkartacak. Belki onun bile farkında olmadığı cevherini işleyerek, onu dünyayla tanıştıracak, üniversite hocasının asli görevi budur" dedi.

Konuşmaların ardından program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Kaynak: İHA